Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Bu yıl dünya genelinde pandeminin gölgesinde anılacak olan 8 Martı sadece bir gün olarak düşünüp hareket etmek olmaz. Kadınlar, var olmayı ,varoluşu simgeler o yüzden bir gün değil bir ömür hatırlanmalı
Cumhuriyet’in her aşamasında emeği olan, siyasette, sanatta, eğitimde, sporda ve daha birçok alanda tarihimize çığır açan eserlerle adını duyduğumuz Cumhuriyet kadınlarının başarı dolu hikayelerini sizler için derledim.
Türk, yazar, siyasetçi, akademisyen Halide Edip Adıvar, 1884 yılında İstanbul’da doğmuştur. Yedi yaşında iken yaşını büyüterek girdiği Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nden bir öğrencinin ihbarı üzerine bir yıl sonra uzaklaştırılmış ve evde özel ders görmeye başlamıştır. Evde aldığı özel dersler ile ilköğrenimini tamamlayan Adıvar’ın 1897 yılında, İngilizce öğrenirken çevirdiği Jacob Abbott’un “Ana” adlı eseri yayınlanmıştır. Bu başarısı nedeniyle Sultan II. Abdulhamit tarafından 1899 yılında Şefkat Nişanı ile ödüllendirilmiştir.”
”Sonraları kolejin yüksek sınıfına geri dönen Halide Edip Adıvar İngilizce ve Fransızca öğrenmeye başlamış ve Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nden lisans derecesi alan ilk müslüman kadın olmuştur.Halide Edip Adıvar genel olarak ”roman yazarı” adı altında bilinmektedir. Aslında yakın tarihlerde yaşanılan büyük dönüşüm dönemlerinde hem rol almış hem de o dönemlerin kitaplarını yazmıştır. Milli Mücadele fikrinin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde önemli etkileri vardır.”
Dünyanın ve Cumhuriyetin ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen ise, aynı zamanda Atatürk’ün manevi kızlarından biridir. “Sabiha Gökçen 12 yaşındayken Atatürk tarafından evlatlık edinmiştir. Soyadı kanunuyla birlikte Atatürk tarafından kendisine ”Gökçen” soyadı verilmiştir. Dünyadaki ilk kadın savaş pilotu olarak bilinmektedir. 1938’de yaptığı Balkan turuyla adını Avrupa’ya duyurmaya başladı. Gökçen, 1940 yılında Üsteğmen Kemal Esiner ile evlendi ve eşine kendi soy adını verdi. Son uçuşunu, tam 83 yaşında 1996 yılında gerçekleştirdi. Fransız pilot Daniel Acton ile bir Falcon 2000 uçağı kullanan Gökçen 2001 yılında yaşamını yitirdi.”
Cumhuriyet tarihinin ilk kadın öğretmeni Refet Angın, “İlk öğretmenler gününde yılın öğretmeni olarak seçilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın öğretmenlerinden olarak 90 yaşındayken verdiği bir söyleşide ”Atatürk’e karşı görevimi yerine getirmiş olabilmeyi istiyorum.” demişti. Okuma yazmayı annesinin yardımıyla söken Refet, Cumhuriyet Okulu sınavını kazanıp okula üçüncü sınıftan başladı. Daha o yaşında öğretmen olacağından o kadar emindi ki Atatürk’le ilk karşılaşmalarında “Büyüyünce ne olacaksın çocuk?” sözüne, “Öğretmen” yanıtını verdi. İlk Öğretmenler Günü’nde yılın öğretmeni seçilen, 1982’de emekli olana kadar pek çok okulda öğretmen, müdür yardımcısı ve okul müdürü olarak eğitim veren Refet Angın, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın öğretmenlerinden  biri olarak tarihe adını yazdırmıştır.”
Türkiye’nin ve dünyanın “ilk savaş foto muhabiri olan Semiha Es,” 1912 yılında orta halli bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Semiha Es, iyi denilebilecek bir eğitim alır.15 yaşına geldiğinde Fransızlara ait telefon idaresinde santral memuresi olarak çalışmaya başlar. O sıralarda bir güzellik yarışması düzenlendiğini duyar, gençlik heyecanıyla katılmak ister. Ancak yaşı tutmadığı için katılamaz. Başvuru işlemleri için gittiği günlerde gazeteci Hikmet Feridun Es ile tanışır, birbirlerine aşık olur ve hemen evlenirler. Feridun Es yurtdışı muhabiridir. Semiha Es yurtdışı seyahatlerine eşiyle birlikte gitmeye başlar. Bir süre sonra fotoğraf çekmeyi öğrenerek onun yanında profesyonel olarak foto muhabirliğine başlar. Birlikte dünyayı gezerler, Hollywood’a giderler, Afrika kabileleri, Vietnam Savaşı, Ruanda’daki olaylarla ilgili haberler yaparlar. ”
”Sonrasında Kore maceraları başlar. Semiha Es, o yıllarda kimsenin başaramadığını başarmanın gururunu yaşar. Hürriyet Gazetesi savaş muhabiri olarak onu eşiyle birlikte Kore’ye gönderir. Kore’de inanılmaz olaylar yaşarlar. Bomba yüklü kamyonlarla seyahat ederler, kurşunların arasında ateşin ve ölümün içinde kalırlar. Asker kıyafeti ile cepheden cepheye giderler. Savaş haber ve görüntülerini Hürriyet Gazetesi aracılığıyla Türkiye’ye aktarırlar. Semiha Es savaşta yaşadıklarından çok etkilenir. Kendisiyle yapılan bir röportajda bunu “…siyasilerin çıkar çatışmaları arasındaki o savaşta, sivillerin düştüğü durumu ve zulmü görmek çok zor ve acı bir tecrübeydi. Yarım yüzyıl fotoğraf makinesini elimden hiç düşürmedim” diye ifade eder. Semiha Es eşi Hikmet Feridun Es hastalanıncaya kadar yaklaşık 50 yıl, gezi ve savaş muhabiri olarak çalışır. Kocası 1992’de vefat edince, Semiha Es o tarihten hayatını kaybettiği 11 Aralık 2012’ye kadar Balmumcu’daki evlerinde tek başına yaşar. ”

Editör: TE Bilisim