CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, Libya’ya giden Türk yük gemisinin, Alman fırkateyni tarafından durdurulup komandolarca basılmasını sert bir şekilde eleştirerek, “Bizim gemimize uluslararası sularda yaptıkları baskın dolayısıyla Almanya’yı da İtalya’yı da şiddetle kınıyoruz” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz hep, Türkiye'nin 5 temel sorunundan söz ettik. Bunlardan birisi de eğitimdi. Bir ülke dünyada söz sahibi olmak istiyorsa, büyük buluşlara imza atmak istiyorsa eğitime önem vermek zorunda… Eğitim bu kadar önemliyken, eğitimimiz gerçekten milli mi?” dedi.

“DEVLET DEDİĞİMİZ KURUMUN DİNİ ADALETTİR”

Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Valisi’nin işsizlikle ilgili açıklamalarını eleştirerek şunları söyledi:Devlet dediğimiz kurumun dini adalettir. Adaleti sağlayacak olan kurumlardır da. Örneğin bir vali devlet adına konuşabilir. Devleti temsil edebilir. Vali sıcak siyasetin içine girmez, devlet adına konuşur. Vali taraf tutuyorsa, bazı insanları şu veya bu şekilde azarlıyorsa bu olmaz. Vali devlet adamı olarak davranmalıdır. Diyarbakır valimiz bir açıklama yapıyor; "mesele işsizlik değil, mesele mesleksizliktir, mesele iş beğenmemedir" diyor. Bunun üzerine, il başkanına telefon ettim dedim ki, ya gerçekten de Diyarbakır'da iş var ama işi yapacak insan yok mu dedim. Hayır, efendim, binlerce işsiz var dedi. Polis alarma geçti, valiye dokunamadı. İşsiz var mı var, dünya kadar işsiz var.”

“BATI, TÜRKİYE'YE KARŞI ÇİFTE STANDART UYGULUYOR”

“Bizim bir gemimiz uluslararası sularda durdurularak usulsüz bir şekilde arandı. Benzer bir olay İsrail'e girişte olmuştu. Biz dava açtık hep birlikte karşı çıktık. Bir gece yarısı Türkiye Cumhuriyeti açtığı davadan vazgeçti. Acaba AKP'li kardeşlerim bunu biliyorlar mı? Filistin davasına sahip çıkmak için oraya gidenler öldürüldüler, tazminat istendi, İsrail dedi ki ben vermem ama vakıf gösterirseniz oraya bağış yaparım. Sonra bir gere yarısı Meclis'ten bir kanunla geçirdiler. Bizim gemimize uluslararası sularda yaptıkları baskın dolayısıyla Almaya'yı da, İtalyayı'da şiddetle kınıyoruz. Hükümetten bu konuda çok açık ve çok net yanıt bekliyorum. Batı'nın Türkiye'ye karşı çifte standart uyguladığını biliyoruz. Bunları dile getiren ise sadece CHP'dir. Türkiye'de eserler gürler oraya gidip susarlar.”

“ÖĞRETMENLER GEÇİNEMİYOR”

Bir ulusun bir milletin en zengin kaynağı yetmişmiş insan gücüdür. Bir ülkede yetişmiş insan gücü varsa, o ülke en zengin ülkedir. Bir ülkeyi dünyada söz sahibi yapan, yetişmiş insan gücünü yetiştirenler öğretmenlerdir. O nedenle öğretmenler dünyanın bütün saygın ülkelerinde el üstünde tutulur. Öğretmenler, sadece çocuklarımızı yetiştirmezler, içinde bulundukları toplumun da kanaat önderleridir. Kırsalda, kasabada öğretmenin kapısı çalınır. 

Biz hep, Türkiye'nin 5 temel sorunundan söz ettik. Bunlardan birisi de eğitimdi. Bir ülke dünyada söz sahibi olmak istiyorsa, büyük buluşlara imza atmak istiyorsa eğitime önem vermek zorunda… Eğitim bu kadar önemliyken, eğitimimiz gerçekten milli mi? Eğitimimiz gerçekten hem milli hem de evrensel değerlerle uyumlu mu? Eğitim politikasını belirleyenler eğitimin önemini biliyorlar mı?

Benim çocuğum okula gidiyorsa iktidar partisinin milletvekilinin çocuğu da okula gidiyor. İktidardakiler eğitimin önemini biliyorlar mı? 7 bakan değişti, 7 farklı eğitim düzenlemesi oldu. 5 AKP’li kanun teklifi verdi, hiç birisi öğretmen değildi. Çocuklar, 18 yıldır denek olarak kullanıldı. Öğretmence cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren büyük önem verildi. Öğretmenler devlet protokolünde yer alıyordu. Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerin sorunlarıyla uğraşıyoruz. Bir sorunlar yumağı içinde eğitim sistemimiz. Eğitimde de adalet istiyoruz. Öğretmenler geçinemiyor.

Köy okullarının açılması gerekiyor, taşımalı eğitime son verilmesi gerekiyor. İkili eğitim... Bir sınıfta 60 kişi öğrenci var, bunlara son verilmesi gerekiyor. Doktora yapıp çekirdek satıp, atama bekleyen öğretmen var. Pazarlarda esnaflık yapan, atama bekleyen öğretmen var. 21. yüzyılın Türkiye'sinin en büyük ayıbıdır. Bütün bunların tamamı bir siyasi tercihtir. Parayı nereye harcayacak, eğitime mi Londra'daki tefecilere mi harcayaksın... Karar budur.”

ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINA 5 MADDELİ ÇÖZÜM

Öğretmenlerin sorunlarına ilişkin 5 madde ile çözümlerinin olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu maddeleri şöyle sıraladı:

1- Bir öğretmenler meslek kanunu çıkartacağız. Öğretmenleri, devlet memurları kanunundan çıkaracağız. Hakimler ve savcılar için nasıl bir kanun varsa, öğretmenler için de ayrı bir kanun olacak. Öğretmeni toplumda, en saygın konuma getireceğiz. Öğretmenin özel bir yasası olacak.

2- Hiçbir öğretmen, yoksulluk sınırının altında maaş almayacak. Öğretmeni açlığa yoksulluğa mahkum ettikten sonra o öğretmen benim çocuğumu nasıl eğitecek. Ay başını düşünecek, nasıl geçineceğim diye. Bu ülkede öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almaycak.

3- Eğitim yatırımları için, özel yasal düzenleme yapacağız. Bursa'da dprem dolayısıyla birçok okuldu. Yıllardır yapılmıyor. İkili eğitim var, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de. Niye yapılmaz bu okullar? Para yok. Milli Eğitim bütçesinde Türkiye'nin toplam yatırımının en az yüzde 18'i Milli Eğitim Bakanlığı'nın yatırımına gidecek. Bu imkan var mı? Var. Bu bir siyasi tercihtir. Kararı öğretmen, sandığa gidince verecek.

4- Köy okulları yeniden açılacak, atama bekleyen yüz binler var. Eğitimin tüm bileşenleriyle oluşacak politikalarıyla eğitim üretime dönük olacak, çağdaş olacak eğitim. Bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri olacak.

5- Her okulun kendi bütçesi olacak. Okul müdürünü dilenci haline getiriyoruz. Her okulun bir bütçesi olacak, o bütçesi denetlenecek. Okul aile birliğiyle birlikte yönetilecek. Okul aile birliğinin yetkileri güçlendirilecek. 

Bu 5 temel çözümü öğretmenlerimin takdirine sunuyorum. Onlar bunu yapmıyorlar mı? Biz yapacağız. Onlar öğretmenleri sevmiyorlar mı, biz seveceğiz. Onlar savurganlığı seviyorlar, biz adaleti hakkı hukuku savunuyoruz. Onlar tüyü bitmemiş yetimin hakkını yerler, biz haklarını savunuruz. İster çalışan öğretmenler, ister atama bekleyen öğretmenler bunu gayet net bilsinler, 5 tane çözüm.”

(Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim