İyi Parti lideri Meral Akşener TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Akşener, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı. Doktorlara seslenen Akşener, “Anlayışsız, düşmanca ve şımarık tavırlarla karşı karşıya kalıp, nasıl yıpratıldığınızı, biz biliyoruz. Ama biraz daha sabredin, çok az kaldı! Mutlu ve huzurlu günler görmenize, emin olun çok az kaldı! İyi Parti iktidarında; daha fazla hor görülmenize, müsaade etmeyeceğiz. Hiç merak etmeyin." dedi.

Partililerine seslenen İyi Parti lideri Meral Akşener, “İktidar geldiğimizde, ki aslanlar gibi geliyoruz, o hastanelerin sözleşmelerini tek tek inceleteceğiz. İhalelerdeki usulsüzlükleri, sözleşmelerdeki hukuka aykırılıkları, şirketlerin, sözleşmelere uymayan işlemlerini, birer birer tespit edeceğiz. Ve uluslararası hukuku kullanıp gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz” dedi.

"MİLLETÇE ŞİRİNLER KÖYÜ’NDE YAŞIYORUZ"

“Geçtiğimiz günlerde, Bay Kriz çıktı, 'Bizim Ayçiçek yağı, zeytin yağı gibi sorunlarımız yok.' dedi diye konuşan Akşener, “Şaşırdık mı? Şaşırmadık. Çünkü, kendisine göre, ülkemizde zaten; Evine ekmek götüremeyen de yok. Akaryakıt kuyruğu da yok. Ekmek kuyruğu da yok. İşsizlik de yok. Yoksulluk da yok. Yolsuzluk da yok. Hatta Türkiye’de hiçbir sorun yok, milletçe Şirinler Köyü’nde yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Türk Telekom’a ilişkin konuşan Akşener, “90’lı yılların ortasında, 25-30 milyar dolar arasında, değer biçilen Türk Telekom’un, yüzde 55’ini, ailece muhabbet kurdukları, Lübnan’lı Hariri’ye 'Özelleştirme yapıyoruz, yabancı sermaye giriyor.' tezahüratları eşliğinde, 6 buçuk milyar dolara sattılar. Hariri, gözlerinin önünde Türk bankalarından kredi kullandı. Gıklarını çıkarmadılar. Sözleşme gereği söz verdiği hiçbir yatırımı yapmadı. Dönüp tek bir laf etmediler. Türk Telekom’un kârını cebine indirdi. 'Sen ne yapıyorsun?' demediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular” dedi.

En sonunda Hariri cebine indirdiği kâr dışında, her şeyi bırakıp gidince de hisseler, kredi aldığı bankalara devroldu. Peki soygun burada bitti mi? Hayır bitmedi. Sözleşme, 2026’da sona ereceği için hisseler, 2026 yılında zaten ücretsiz olarak devlete geçecekti. Onlar ne yaptı? 2026’yı beklemediler, Varlık Fonu’na, 1 milyar 650 milyon dolara, tabiri caizse çaktılar... Yani, milletin kesesinden, 24 buçuk milyar lirayı daha zarar hanesine yazdılar. Pandemide vatandaşına, ancak 10 milyar liralık, nakit desteği verebilen Bay Kriz, eski dostu Mösyö Hariri için, 24 buçuk milyar lirayı bir çırpıda harcadı. Dile kolay…  24 buçuk milyar lira.”

“KUL HAKKIDIR, HARAMDIR”

"Hani iki ayyaş diye hakaret ettikleri bu ülkenin kurucu lideri Atatürk ve onun yakın arkadaşı İnönü var ya, cumhuriyet yeni kurulmuş, fabrikalar yapmaya çalışıyorlar her şeyi böyle gıdım gıdım artırıp yatırım yapmaya çalışıyorlar. Tarımı kalkındırmaya çalışıyorlar ama elbette savaştan çıkmış bir ülkede yokluk var. O yokluğun nasıl paylaşıldığını söyleyeyim size. O devrin bakanlarının çocuklarına 5 metre 3 metre neyse Amerikan bezi verilirmiş. O Amerikan bezinden boyanmış elbiseyi giren ablam anlattı. İnönü’nün ailesine de tabii veriliyor. Hepsine veriliyor. Bu bakanların eşlerinin bir kısmı beyaz düz Amerikan bezi denilen kumaşı boyamakta usta bir kısmı da onları dikmekte usta. Bir araya gelip o çocuklarının bezini diken çocuklarına giydiren ve okula giderken mesela Özlem Toker’in ayakkabısının altının tam bu kadar pençeyle kalın bir şekilde olduğu söylüyorlar. Ama aynı şekilde Zerrin ablamın ayakkabısının altı da bu kadar. Bu ne biliyor musunuz? Yokluğu paylaşmak, vatandaşımda ne eksikse o bende olamaz demek. O okunan okullarda parlak zeki genç kızların genç delikanlı çocukların gazinin maaşından ayrılan parayla okutulduğunu biliyor musunuz? Buna karşılık 11 maaş alanlar ve 500 milyon dolarlık uçaklarda gezenler sarayda sefa sürenler, 18 yaşındaki oğlu bali içmesin diye dershaneye gönderebilmek için gayret eden ev kadınları! Günahtır günah. Kul hakkıdır, haramdır, haram!”

“BİRAZ DAHA SABREDİN, ÇOK AZ KALDI”

“Ülkemizin bağımsızlık ateşine har olan kendini, mesleğine, vatanına ve milletine adayan, Tıbbiyeli Hikmet’in açtığı bayrağı, bugün devralan, Fedakârlığın ve özverinin simgesi tüm hekimlerimizin, 14 Mart Tıp Bayramı’nı, yürekten kutluyorum. İyi ki varsınız!" diyen Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhuriyetimizin yetiştirdiği değerli doktorlarımız; büyük fedakârlıklarla, özveriyle ve zorluklarla çalıştığınızı biz biliyoruz. Kıymetli mesleğinizin, hak ettiği saygınlığı göremediğinizi, biz biliyoruz. Çalışma saatlerinden, şiddete kadar, türlü haksızlığa maruz kaldığınızı biz biliyoruz. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de anlayışsız, düşmanca ve şımarık tavırlarla karşı karşıya kalıp, nasıl yıpratıldığınızı, biz biliyoruz. Ama biraz daha sabredin, çok az kaldı! Mutlu ve huzurlu günler görmenize, emin olun çok az kaldı! İyi Parti iktidarında; daha fazla hor görülmenize, müsaade etmeyeceğiz. Hiç merak etmeyin."

“O HASTANELERİN SÖZLEŞMELERİNİ TEK TEK İNCELETECEĞİZ”

“Rantın 5 atlısı, bir de gidip, utanmadan, Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi, MIGA’ya sözüm ona yatırımları için, siyasi risk sigortası yaptırmışlar” diyen Akşener konuşmasına şöyle devam etti: “Bu vesileyle, yolsuzluğu da sigortalamak mümkünmüş onu da öğrenmiş olduk… Sigortada tarif edilen siyasi risklerden biri de kamulaştırma. Yani bu fevkalade zeki arkadaşlar Ak Parti iktidarı sona erdiğinde, yaptıkları onca usulsüzlük ve yolsuzluk açığa çıktığında yeni gelen hükümet, kamulaştırmaya başvurmasın diye, bu yola başvurmuşlar. Yalnız maalesef kendilerine kötü bir haberim var: İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için hiç fark etmez. Yolsuzluk, her yerde yolsuzluktur. Usulsüzlük, her yerde usulsüzlüktür. Hırsızlık, her yerde hırsızlıktır. Hiç kusura bakmayın. İktidar geldiğimizde, ki aslanlar gibi geliyoruz, o hastanelerin sözleşmelerini tek tek inceleteceğiz. İhalelerdeki usulsüzlükleri, sözleşmelerdeki hukuka aykırılıkları, şirketlerin, sözleşmelere uymayan işlemlerini, birer birer tespit edeceğiz. Ve uluslararası hukuku kullanıp gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. Ondan sonrası sizinle yolsuzluklarınızı finanse ettirdiğiniz, kredi kuruluşları arasında… Bizi ilgilendirmez." (Mustafa ATAR)

Editör: TE Bilisim