Haber: Mustafa Atar

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Temenni ederiz ki İYİ Parti 6'lı masayı terk ederek konumunu gözden geçirir" sözlerine cevap verdi. “Bizden dahil olmamızı istedikleri masa budur, bu masa 20 yıldır bizim gözümüzde aynı masadır” diyen Akşener, “Heveslenenler için üzgünüm, bizim o masaya oturmaya hiçbir niyetimiz yoktur. Çünkü biz o masayı yıkmaya, saray görünümlü kumarhanenizi başınıza yıkmaya geliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine cevap veren Akşener, “Bizim kararımız belli, irademiz net. Çünkü bizim ittifakımız istibdada mahkûm olmayacağını haykıran o büyük hürriyet ruhuyladır. Biz kayyum rektöre karşı duran hocalarımızla, Gezi Parkı’nda toplanan gençlerimizle ittifak kurarız. Bizimkisi koltukların müdafaası için her şeyin mübah olduğunu sanma Sayın Erdoğan” dedi.

Akşener’in açıklamalarının satır başları şu şekilde:

2022’de ne oldu, Kobani’de eğitim almış bir terörist Afrin’den çıkıp mülteci kılığında ülkemize geldi. 4 koca ay kaçak şekilde ülkemizde yaşadı. 6 canımızı şehit etti. İktidar da şehitlerimizin intikamını almak için, Pençe-Kilit harekatının başlatıldığını duyurdu. Yalnız iktidarın devlet yönetimiyle ilgili sorunu olduğundan atladığı bir şey var, devlet intikam almaz. Devlet, kadim geleneklerimizden nasibini alanlar bilir ki devletin intikam almasına gerek kalmaz. Çünkü devlet, milletine zarar vermeye niyetlenenler için daha onlar harekete geçmeden gereğini yapar. Terör bugün 5 yaşındaki bir yavrumuzun hayatını karartıyorsa, 22 yaşındaki gencecik bir öğretmenimizi aramızdan alıyorsa, okullarımızın kapanmasına sebep oluyorsa iktidar çıkıp da terörle mücadelede bir başarıdan söz edemez. Hele ki TSK’nın gücünden kendine siyasi rant devşirmeye kalkamaz. TSK iktidarın içindeki bir grup vasıfsız makam israfının beceriksizlerini gizlemekle mükellef değildir. Eğer gerçekten terörle mücadele etmek istiyorsanız, bu meselenin sınırlarımızın güvenliğiyle, insan kaçakçılarıyla, kontrolsüz göç dalgasıyla doğrudan ilişkili olduğunu artık kabul edin. Oluşacak tehditleri sadece sınır ötesi operasyon yaparak önleyemeyiz.

Alamet’i farikası her fırsatta cıvık çıkışlar yapması değil, işini ciddiyetle, likayatle yapması olan ve tercihen güvenlik konusunda birkaç makale okumuş, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır gerçek bir İçişleri Bakanı gerekiyor. İktidar mensuplarının daha az ama daha net konuşmaları, popülist hareketlerden kaçınmaları ve mevzubahis terörle mücadele olduğunda kendilerini iç siyaset hesaplarının dışında konumlandırmaları gerekiyor. Eğer ki iktidar bu söylediklerimi uygulamazsa, mehmetçiğimizin sahada ortaya koyduğu başarıya zayıf bir iktidarın beceriksizliği yüzünden masada o başarıya gölge düşer. Bizim artık tek bir acıya tahammülümüz yok.

“ERDOĞAN SEÇİMİNİ SİSİ’DEN YANA KULLANMAYA KARAR VERMİŞ”

Sınırlarımızı kevgire çeviren liyakatsizliğin faturasıyla yüzleşiyoruz. Sözüm ona yönettiği dış politikada yaşadığımız sıkıntılara rağmen ibretlik politikasızlığa şahit oluyoruz. Sayın Erdoğan, Sisi’yle hasret giderdi. Sayın Erdoğan’ı futbol aşkı pamuk gibi yapmış. Yakında Beşer Esad’la birlikte maça giderse şaşırmayın. Evet, görünen o ki Sayın Erdoğan seçimini Binali beyden yana değil, Sisi’den yana kullanmaya karar vermiş. Sayın Erdoğan kazananın yanında olmayı sever, baktı ki İstanbul’da Ekrem başkan kazandı, biraz vakit aldı ama döndü dolaştı Sisi’yi seçti. Rabia işareti yapa yapa gezdiği elini Sisi’ye kaptırmış, Esma’nın onurunu da Katar’a bırakıp gelmiş oldu. Seçimlere yaklaştığımız son düzlükte yeni işareti olarak, Rabia ile Esma’yı değil artık Napolyon’u hatırlarsınız. Para para para…

Madem bu noktaya gelecektiniz, Türkiye’ye bunca kaybı niye yaşattınız? Diplomatik, askeri, ticari anlamda bunun hesabını kim verecek sayın Erdoğan. Önce çıkıp milletimizden özür dileyeceksin. Kişisel kaprislerime kapıldım, hata yaptım, milletimizden özür dilerim diyeceksin. Ben bu hatayı yapmasaydım Doğu Akdeniz’de Mısır’la Yunanistan değil biz anlaşabilirdik, özür diliyorum diyeceksin. Millete vereceğin hesaba çok az kaldı.

“BİZİMKİSİ ASİL Mİ ASİL DİMDİK DURUŞTUR”

Biliyorsunuz sayın Erdoğan ne zaman Cumhur İttifakı’ndan bunalsa dönüp bize selam çakar, aynı soruları ısrarla sorar, aynı davetleri bir umut ısrarla tekrar eder, rahmetli Cem Karaca’nın dediği gibi ‘Umar ha umar, umar’ Bizim için hava hoş. Bizim kararımız belli, irademiz net. Çünkü bizim ittifakımız istibdada mahkum olmayacağını haykıran o büyük hürriyet ruhuyladır. Biz kayyum rektöre karşı duran hocalarımızla, Gezi Parkı’nda toplanan gençlerimizle ittifak kurarız. Bizimkisi koltukların müdafaası için her şeyin mübah olduğunu sanma Sayın Erdoğan. Bizimkisi asil mi asil dimdik duruştur. FETÖ ile kurulan ittifaka, PKK ile kurulan masaya, mafya ile yapılan işbirliğine karşı itirazdır. Bizim tabanımız da tavanımız da bu kutlu iradenin ayrılmaz parçasıdır. İYİ Parti’nin kumar masasında yeri yoktur. İYİ Parti milletin geleceğiyle bahse girmez. Sayın Erdoğan ve küçük ortağının masası öyle bir kumar masasıdır ki masa her zaman kazanır. Bu hileli oyun her daim kasanın kazandığı, kazanamadığı yerde oyunun bozulduğu kirli bir oyundur. Onların kumar masası işte budur. Bizden dahil olmamızı istedikleri masa budur. Bu masa 20 yıldır bizim gözümüzde aynı masadır. Heveslenenler için üzgünüm, bizim o masaya oturmaya hiçbir niyetimiz yoktur. Çünkü biz o masayı yıkmaya, saray görünümlü kumarhanenizi başınıza yıkmaya geliyoruz.

Bundan bir sene önce Sayın Erdoğan, partisinin MYK toplantısında bir müjde vermişti. Üretim, istihdam, ihracat odaklı ekonomi politikasına geçtiklerini söylemişti. Bugün bay krizin yıllardır saçmalamakta ısrar ettiği faiz sebep, enflasyon sonuç ilişkini kanıtlamaya çalışan ekonomi politikasının üzerinden 1 yıl geçti. Bay kriz politika faizini indirdiğinde diğer faizlerin düşeceğine inanıyordu. Euro/bond faizi tarihi rekor kırdı. 2017 yılında faiz için 57 milyar lira, 2022’de bu rakamın 330 milyar lira olması tahmin ediliyor. Şimdiden 2017 yılının 10 katı faiz ödeyeceğiz. Faizle edilen şu şanlı mücadeleyi görüyor musunuz?

“ET VE SÜT ÜRETİMİMİZ DÜŞTÜ”

Bir de bay krizin enflasyonla mücadelesi var. TÜİK’e göre bile enflasyon yüzde 85,5’a dayandı. Et, süt, yumurta, meyve fiyatları aldı başını gitti. Ekmeğin fiyatının bile 7 lirayı aştığı söyleniyor. Çünkü esnafımız geçen yıl 240 liraya aldığı yaş mayaya bu yıl 350 lira ödüyor. Son 1 yılda doğalgazda fiyatlar 2,8 kat arttı. Tüm bunlar olurken bay kriz ve ekibinin içine ittiği krizler sarmalına süt krizi eklendi. Et üretimimiz düştü, süt üretimimiz düştü.

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin gitmediğini, bu devleti yönetemediğini sen de anlıyorsun. Sen hiç merak etme, milletimizle el ele verecek seni bu yükten kurtaracağız. Vasatlığa mahkum ettiğin bu büyük devleti ciddiyetle, liyakatle, adaletle çözeceğiz. Dert sende derman İYİ Parti’de. Sorun sensin, çözüm İYİ Parti’de.

Editör: TE Bilisim