İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan, senin dostun sana hayal bile edemeyeceğin imkânları veren milletindir. Senin milletine hakaret edenlerle dost olamazsın. Yeri ve zamanı geldiğinde cevabı verilecektir diyerek milletimizi oyalayamazsın. Teröristin üzerine yürürken yürüdüğün yola kilit vuruyorlarsa sen de İncirlik'in kapısına kilit vur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, ABD Başkanı Trump’un mektubuna Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sessiz kaldığını ifade ederek tepki gösterdi. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek "Teröristin üzerine yürürken yürüdüğün yola kilit vuruyorlarsa sen de İncirlik'in kapısına kilit vur " dedi. “BU HAREKATLA DOSTU GÖRDÜK, DÜŞMANI GÖRDÜK” “Ben bu işlere yabancı değilim sayın Erdoğan. Türkiye ilk defa sınır ötesi operasyon yapmıyor. Irak’ın kuzeyindeki çekiç harekatının altında benim de imzam vardı. Türkiye ilk kez sınır ötesi operasyonu yapmıyor. Tarih 1997, Irak'ın kuzeyine çekiç harekâtı başladı. Altında benim de imzam vardır. O harekât 4 ay sürdü. PKK'ya çok ağır bir darbe indirildi. Ne ABD'den misafir ağırladık ne de dönemin ABD Başkanı ağzını açabildi. Çünkü kararlılığımızı biliyorlardı. Nasıl oldu da ABD Başkanı her türlü tehdit ve hakareti kendine hak görüyor. Nasıl oldu da PKK ile Türkiye eş tutulabiliyor! Bu küstahlık cevapsız bırakılamaz, yenilip yutulamaz, üstü örtülemez, bunu yapanlara dostum denilemez. Sayın Erdoğan, senin dostun sana hayal bile edemeyeceğin imkânları veren milletindir. Senin milletine hakaret edenlerle dost olamazsın. Yeri ve zamanı geldiğinde cevabı verilecektir diyerek milletimizi oyalayamazsın. Teröristin üzerine yürürken yürüdüğün yola kilit vuruyorlarsa sen de İncirlik'in kapısına kilit vur. İstiklal Marşımız tam da bu yüzde ‘Korkma’ diyerek başlıyor.  Diplomasiden kop demiyorum. Diplomasiyi bu cesaret üzerine kur diyorum. Kıbrıs Barış Harekatı’nda rahmetli Ecevit nasıl dik durduysa, rahmetli Erbakan nasıl dik durduysa sen de öyle yap diyorum. Bu harekatla dostu gördük, düşmanı gördük. Harekat süresince Filistin ve İsrail’in bize karşı durmasını izledik. ABD Senatosu’nda Türk dostu sandığımız bazı grupların nasıl Türk düşmanı olduklarına şahip olduk. Arap ülkeleri Birinci Dünya Savaşı’na dönüş yaptılar. Tüm bunlar olurken, öte tarafta değişmeyecek dostluğa bir kez daha şahit olduk. Bu vesileyle Atilla’nın torunları Macaristan’a kardeş Azerbaycan’a, Pakistanlı kardeşlerimize, Turan illerinin has evlatları sizlere selam olsun.” “KİME DOST KİME DÜŞMAN DEDİĞİNE DİKKAT ETMEK LAZIMMIŞ” "Bu harekât sayesinde millî birlik ve beraberliğimizin ne kadar önemli olduğunu, dostu, düşmanı gördük. Filistin ve İsrail'in bize karşı saf tutmasını içimiz yana yana izledik. Amerikan senatosunda Türk dostu sandığımız bazı grupların bir anda nasıl kendilerini Türkiye düşmanı olduğunu gördük. Yere göğe sığdıramadığın Arap ülkeleri birinci dünya savaşına dönüş yaptılar. Bizi arkamızdan bıçaklayan hançerin ellerinde hâlâ durduğunu hatırladık. Atilla'nın torunu Macar ülkesine selam olsun. Can Azerbaycan'a, Orta Asya bozkırlarının milletlerine selam olsun. Babür, Türk devletinin mirasçısı Pakistanlı kardeşlerimize selam olsun. Turan illerinin has evlatları sizlere selam olsun. Demek ki neymiş Sayın Erdoğan, kime dost kime düşman dediğine dikkat etmek lazımmış. Kimin için ağladığına, kimin için yas tutup bayrakları yarıya indirdiğine özen göstermek lazımmış. Umarım sahada kazandığımızı masada da kazanırız." “100 BİN ÜNİVERSİTELİ OLMAK ÜZERE 8 MİLYONU AŞKIN İNSANIMIZ İŞSİZ” "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğimiz günden bu güne işsizlikteki artış ortada. Bir milyon 100 bin üniversiteli olmak üzere 8 milyonu aşkın insanımız işsiz. Şehirlerimizde işsizlik üst üste 16 aydır artmaya devam ediyor. Son iki ayda 2 milyon vatandaşımız daha işsiz kaldı. Adana'nın nüfusu 2 milyon 200 bin. Son iki ayda Adana'nın nüfusuna yakın işsizimiz var demek. Sakarya'nın nüfusunun iki katı kadar vatandaşımızı işsiz kaldı demek. Sayın Erdoğan ve damadı için bunlar birer rakamdan ibaret. Haydarpaşa Garı aynı zamanda eski filmlerde iş bulmak umuduyla İstanbul'a gelenlerin ayak bastıkları yerdir. İhaleye İBB de girmek istedi. Önce sen girme dediler. İmamoğlu ısrar etti, ihaleye girildi. İhaleyi İBB değil onun 3 bin maaşlı çalışanı kazandı. Şaşırtıcı ama gerçek. İhaleyi kazanan kişi iki yıl öncesine kadar İBB'nin maaşlı çalışanı. Bu arkadaş aynı zamanda Okçuluk Vakfı yöneticisi. Hani şu İBB'den yıllık 17 milyon lira destek alan vakıf, hani şu Malazgirt Savaşı'nda atılandan fazla ok atılan vakıf. Sermayesini katına çıkarmış. İhaleyi yapan demir yolları işletmesinin bağlı olduğu bakan Cahit Turhan kendisi önce Karayolları Genel Müdürlüğü yaptı, sonra gitti müteahhitlerin genel müdürü oldu. İhaleyi alan kişiye nereden bu para diye sormadı. Birilerinin gözü yine rantta, fakirin, fukaranın ekmeğinde. Haram olsun, zıkkım olsun!" “TÜRKİYE KALİTESİZ BÜYÜME HASTALIĞINDAN KURTULACAK” "İnşallah milletimiz yetkiyi verdiğinde büyük gücün nasıl harekete geçeceğini hep birlikte göreceğiz. işsizlik denince inşaat başta olmak üzere sektörel daralmadan söz ediyorlar. Beş yılda hızlı bir şekilde artışa geçen işsizlik sektörel daralmaya bağlanamaz. Harcamalardaki düşüş önce şirketlerin cirosunu düşürüyor. Cirosu düşen şirket de ilk iş olarak çalışan sayısını düşürüyor. Biz de diyoruz ki millî gelir artınca hizmet sektöründe artacak miktarla beraber işsizlik de azalacaktır. Bu döngüyü ayakta tutabilmenin yolu da yatırımlara öncülük etmek, teşvik etmektir.” "İYİ Parti iktidarında Türkiye vakit kaybetmeden üretime dayalı bir ekonomik modele geçiş yapacak. Türkiye kalitesiz büyüme hastalığından kurtulacak. Tekrar 17. büyük ekonomi olacak. Tarımın millî gelirdeki payını yüzde 10'un üzerine çıkaracağız." "Öyle iş insanlarını toplayıp her biriniz iki kişiyi işe alsanız diye nutuk atmaktan  bahsetmiyorum. İstihdam yaratmak için adım atmaktan bahsediyorum. Türkiye bu kaynaklara sahip. Yeter ki ekonominin merkezine üretimi, üretimin merkezine kaliteyi koyalım. Çünkü kaliteli üretim rant paylaşmaktan başka bir iş bilmeyenleri çıkarmayı gerektirir." (Eren GÜVENDİK)
Editör: TE Bilisim