AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenlerin kendisi faşistin ta kendisidir. Hiç kimse Türkiye’nin mülki idaresini, valileri, kaymakamları, yargı mensuplarını, askeriyeyi yönlendirebileceğini, baskı altına alabileceğini sakın ola ki düşünmesin” dedi. AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, dünyada Covid-19 salgını ile ilgili hoş olmayan gelişmeler olduğunu belirterek, “Mutasyona uğramış bir virüsten bahsediliyor. O ülkeler söz konusu olduğunda uçuş yasakları gündeme geliyor. Aşılama çalışmaları devam ediyor. 3 milyon dozluk aşıdan sonra 6.5 milyon dozluk aşı da geldi. Bütün bu süreçte Sağlık Bakanlığı Covid-19 aşısı bilgilendirme platformunu aktive etti. Herkes buradan gerekli bilgilere ulaşıyor. Vatandaşlarımızın hızla aşılanmasına belli bir sistematik içerisinde devam ediliyor. Sağlık çalışanlarımız bütün fedakarlıkları ile vatandaşlarımıza sahip çıkmaya devam ediyor. Onların bize ilettiği talepleri yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Aşılama çalışmaları güçlü bir şekilde devam ediyor” Çelik, aşılama çalışmalarının güçlü bir şekilde devam ettiğine dikkat çekerek, “Vatandaşlarımızın korunması için çok yönlü paketler, çok yönlü eylem planları devreye sokulmaya devam edecek” dedi. Kongre sürecinin devam ettiğini belirten Çelik, sürece ilişkin şunları söyledi: “Olağanüstü bir coşku var. Covid sürecinde kısıtlı sayıda insan alabiliyoruz. Buna rağmen gördüğümüz coşkudan memnuniyet duyuyoruz. Vatandaşlarımız, teşkilatlarımız önümüzdeki dönemlere hazırlık için, zamanında yapılacak seçimler konusundaki iradelerini yüksek bir biçimde tutuyorlar. Herkes zamanında yapılacak seçimlerin süresi gelene kadar Türkiye'deki demokratik iradeyi ayakta tutmak, birlik beraberliğimizi güçlendirmek konusunda kongrelerimiz bir demokrasi bayramı havasında gerçekleşiyor. AK Parti teşkilatlarına baktığımızda demokratik bilincin, motivasyonun bu kadar yüksek olduğundan gurur duyuyoruz. Tecrübe ve yenilenme arasındaki dengenin hassasiyetle korunduğu kongreler gerçekleştiriyoruz. AK Parti bir kere daha geleceğin partisi olduğunu, Türkiye'nin geleceğine yön verecek ana parti olduğunu güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.” “CHP'nin bu dilinin muhalif bir siyaset olmadığını, bir yıkım siyaseti olduğunu söylemek istiyorum” Türk devlet hayatında ve siyaset hayatında görünmeyen bir yıkım siyaseti ile karşı karşıya olduklarının altını çizen Çelik, “İlk defa bir siyasi partinin bu derece meşruiyet sınırlarının dışına çıktığını, Cumhurbaşkanımız hakkında, Türkiye Cumhuriyetinin kurumları hakkında bir yıkım siyaseti ile hareket ettiğini görüyoruz. CHP'nin bu dilinin muhalif bir siyaset olmadığını, bir yıkım siyaseti olduğunu söylemek istiyorum. Bugün Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından anlıyoruz ki, nefret siyaseti ve husumet siyaseti CHP'de Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir. Bu yazılım her gün yeni aplikasyonlar üreterek nefreti ve husumeti artırmak şeklinde bir tavır ortaya koyuyor. Avrupa'daki sosyal demokrat partilere benzemek, oradaki siyasetin bir parçası olmak şeklindeki CHP motivasyonu tamamen yok olmuştur. Artık Avrupa'daki aşırı sağcı partilerin liginde bir CHP yönetiminin söylemiyle karşı karşıyayız. CHP'ye destek veren vatandaşlarımızın beklentisi açısından da büyük bir haksızlıktır. Bugün Kılıçdaroğlu çok kötü bir grup konuşması yaptı. Tamamen dağınık bir zihinle, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle ama ortak bir noktası var. Nefret siyasetini mümkün olduğu kadar üretmek, Avrupa'daki sosyal demokrat partiler liginden biran evvel aşırı sağcı partiler liginin en üst sıralarına tırmanmak şeklinde bir siyasi tutum sergiliyor. Enteresan bir hafıza yoksunluğu ile yapılmış bir basın toplantısıydı. AK Parti ne yapmak istedi de biz engel olduk diyor. AK Parti ne yapmak istediyse bu memleket için hangi iyiliği üretmek istediyse karşımızda oldunuz. Gücünüz yetseydi hepsine engel olacaktınız. Millet, AK Parti'nin reform iradesine, milli siyasetine, demokratikleşme, reform, Türkiye'yi büyütme iradesine destek verdiği için sizin bütün bu girişimleriniz berhava oldu. İktidara gelmek üzere kurgulanmadığınızı sizde çok iyi biliyorsunuz. İktidara gelmek yerine milletin oyuyla iktidara gelmiş olanlar üzerinde bir denetleme iktidarı kurmak, bir engizisyon gerçekleştirmek üzere bu tavrı gerçekleştirdiniz” diye konuştu. “Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenlerin kendisi faşistin ta kendisidir” Valilere “militan” diyerek hakaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine ilişkin Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye'deki valilerimize, kaymakamlarımıza militan diyerek büyük skandallara imza atmaya devam etti. Türkiye'nin mülki idare geleneği çok köklü bir gelenektir. Osmanlı'dan bugüne kadar, Osmanlı'da son derece köklü bir idare geleneği oluşmuştur, Türkiye Cumhuriyeti bunu taçlandırarak daha ileri noktaya götürmüştür. Devlet adamları olarak valiler, kaymakamlar, yargı mensupları ellerinden geleninin en iyisini milletin emrinde olmak anlayışıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bazı faaliyetlerini beğenmeyebilirsiniz, beğenmediğiniz zaman eleştiri getirirsiniz. Ama vali ve kaymakamlara militan diyenlerin Türk idare geleneğini yok sayan, Türk devlet geleneğini yok sayan bir tavır içerisinde tamamen bir yıkım siyaseti peşinde, barbarca bir tavır içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu eğer tekrarlanmasaydı bu cümleleri kurmaya gerek kalmayacaktı. Bu yanlıştan dönülseydi, hadi dönülmedi diyelim tekrarlanmasaydı yine susulacaktı. Fakat açık ve net bir şekilde söylüyorum; valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenlerin kendisi faşistin ta kendisidir. Bu Nazi ağzıyla konuşmayı bırakmaları lazım. Bu insanlar en zor şartlarda, bazı yerlerde de ölümle göz göze gelerek bu faaliyetleri gerçekleştiriyorlar. Şehit kaymakamlarımız, yargı mensuplarımız var. İnsan biraz bunlardan utanır. Bir eleştiri getirecekseniz bakın biz siyasetçiyiz burada gelin bize konuşun. Size cevap veremeyecek durumdaki valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına, askerlere bunu söylemenizin sebebini biliyoruz. Çünkü biz sizin siyasi zihniyetinizin tomografisinde neler var çok iyi biliriz. Kurmaya çalıştığınız denetleme iktidarıyla milletin verdiği yetkiyle iktidara gelemediğiniz için Türk mülki idaresini baskı altına almaya çalışıyorsunuz. Kendiniz iktidar değilsiniz, mülki idareyi baskı altına alıp orada iktidar gibi davranmaya çalışıyorsunuz, yargı mensuplarını baskı altına almaya çalışıyorsunuz.” “Kılıçdaroğlu şunu unutmasın, kendisinin 6 aylık mesaisinin toplamını o vali ve kaymakamlar bir günde veriyorlar” “Hiç kimse Türkiye'nin mülki idaresini, valileri, kaymakamları, yargı mensuplarını, askeriyeyi yönlendirebileceğini, baskı altına alabileceğini sakın ola ki düşünmesin” diyen Çelik, “Mülki idaremizin kapasitesiyle, geçmişiyle, birikimiyle ve bugünüyle gurur duyuyoruz. Eleştireceğiniz bir şey varsa bize söyleyin, biz de size cevabını verelim. Kendi görevinin başındaki devletine hizmet eden Anadolu evlatlarına bu şekilde saldırmanıza asla müsaade etmeyiz. Kılıçdaroğlu şunu unutmasın, kendisinin 6 aylık mesaisinin toplamını o vali ve kaymakamlar bir günde veriyorlar” dedi. “Karşılıklı saygıya dayanan bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemeyeceğimiz sorun olmadığını ifade ediyoruz” Çelik, Biden yönetiminin 20 Ocak'ta pürüzsüz bir şekilde iş başına geçmesinin memnuniyet verici olduğunu aktardı. Çelik, Patriotlar verilmediği için S-400 hava savunma sistemi aldıklarını bir kez daha yineleyerek, “Bununla ilgili olarak yaptırımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu yaptırımlar söz konusu olduğunda müttefikimiz ilkeli mi davranıyor? Maalesef çifte standarttan uzak durduklarını söylemek mümkün değil. Hasım ülkeler olarak gördükleri Rusya ve Çin'den silah alanlara F-35 satmakta bir mahsur görmüyorlar ama NATO müttefiki Türkiye'ye bu F-35'ler konusunda ve Patriotlar konusunda zorluk çıkartmaya devam ediyorlar. Sayın Biden'ın müttefiklerle yeni dönemde daha yoğun çalışılacağı sözünün önemli olduğunu ifade ediyoruz. Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Afganistan'da, beraber yapacağımız terörle mücadele konusunda çok önemli işler var. Bu işler konusunda çalışabilmek için ilkeli bir müttefiklik ilişkisine, karşılıklı saygıya dayanan bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemeyeceğimiz sorun olmadığını ifade ediyoruz. Biz sahada hak ve menfaatlerimizi korumak konusunda güçlü bir devletiz ama aynı zamanda da güçlü bir diplomasi devletiyiz” ifadelerini kullandı. “Türkiye'de azınlıklara dönük olarak atılmış adımlar çok güçlü adımlardır” Türkiye-Yunanistan ilişkilerine de değinen Çelik, şunları söyledi: “Diplomasiyi çalıştırmaya çalışıyoruz. Bu süreç gerçekleşirken Yunanistan Dışişleri Bakanının maalesef Türkiye'deki Rum azınlıkla ilgili çok olumsuz bir takım ifadeleri söz konusu oluyor. Dışişleri Bakanının bu olumsuz yaklaşımlardan biraz uzak durması gerekiyor. Akdeniz'de, Ege'de ilan ettikleri notalar, denizde ve havada kendi egemenlik alanlarını haksız yere maksimalist bir biçimde artırmak üzere ortaya koydukları faaliyetler doğru faaliyetler değil. Silahsızlandırılmış adaları silahlandırmaları doğru faaliyetler değil. Türkiye'de azınlıklara dönük olarak atılmış adımlar çok güçlü adımlardır. Batı Trakya'daki Türk azınlığın haklarının ihlali konusunda defalarca AİHM tarafından cezaya çarptırılmasına rağmen Yunanistan aynı tutuma devam etmektedir.” “Terörün aması, meselası olmaz” İstanbul'da HDP'nin Esenyurt ilçe teşkilatı binasına yapılan baskın ile ilgili sorulan bir soru üzerine Çelik, “Terör insanlık düşmanı bir organizasyondur. Bahsettiğiniz o bina bir terör örgütü propaganda merkezi haline gelmiş. Bu terör örgütünün Kandil'deki bir ofisine gidilse orada herhalde bu kadar çok propaganda malzemesi yoktur. Bir siyasi parti açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu yanlıştır demesi gerekenler, burada suç olmayan resimlerden, bayraklardan bahsediyorlar. Bunların hepsi suçtur. Terör örgütü propagandası, teröre destek vermek şeklindeki bir yaklaşımdır. Terör amasız, mazeretsiz, şerhsiz bir şekilde lanetlenmelidir. Terörün aması, meselası olmaz. Kim ki bir siyasi partinin binasında bu şekilde terör örgütü propagandasını yapan malzemeler bulunduruyorsa, böyle bir organizasyon içerisindeyse demokrasimize, hukuk devletimize düşmanlık eden bir tutum içerisindedir” açıklamasında bulundu. “Hiçbir valimizin, kaymakamımızın, yargı mensubumuzun ve silahlı kuvvetler mensubumuzun Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ciddiye alması gerekmez” Bir gazetecinin, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘militan' açıklaması AK Parti MYK toplantısında bu gündeme geldi mi?” sorusuna Çelik, “Bu MYK'mızda değerlendirildi. CHP yönetiminin kullandığı dilin sistematik bir şekilde mülki idaremizi, askeri unsurlarımızı, yargı mensuplarımızı baskı altına almaya çalışan bir tavır içerisinde olduğunu, Türk devlet ve mülki idare sistemi üzerinde paralel bir iktidar alanı oluşturmaya çalışan bir faaliyet içerisinde olduğunu görüyoruz. MYK'mız buna karşı en güçlü tepkinin verilmesi konusunda hemfikirdir. Hiçbir valimizin, kaymakamımızın, yargı mensubumuzun ve silahlı kuvvetler mensubumuzun Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ciddiye alması gerekmez. Biz gereken cevabı veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” cevabını verdi. “Ekonomi ve yargıyla ilgili olan reformlarda derinlemesine bir çalışma yapılıyor” Bir diğer gazetecinin, “Yargı ve ekonomi reformlarında hangi aşamaya gelindi? Ne zaman tamamlanması öngörülüyor?” şeklinde yönelttiği soruya Çelik, “Ekonomi ve yargıyla ilgili olan reformlarda derinlemesine bir çalışma yapılıyor. Geçmişte yapılan reformların sahadan dönüşlerini dikkatli bir şekilde değerlendiriyoruz. Yargı mensuplarının, vatandaşların, avukatların şimdiye kadar ki uygulamalardan geri dönüşlerini alıyor Bakanlıklarımız ve bunları değerlendiriyor. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz mesela seri mahkeme, basit yargılama, e-duruşma gibi uygulamalarla ilgili tepkiler nasıldır, vatandaş memnuniyeti nedir, avukatların değerlendirmeleri nedir bunlar değerlendiriliyor. Tabi bu reform süreci 2019-2023 arasını kapsıyordu, onun yarısı tamamlanmış durumda. Şimdi ise İnsan Hakları Eylem Planı tamamlanmak üzere. Bunların hepsi kapsamlı bir şekilde MYK'mızda değerlendiriliyor. Bunlarla ilgili belki birkaç toplantı daha yapmak gerekecek. Bu çalışıldıktan sonra bütün bu değerlendirmeler tamamlandıktan sonra İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılacak. Arkasından da bununla ilgili olarak idari ve yasal düzenlemeler gerçekleştirilecek. Ekonomi alanında atılacak konular da MYK'mız tarafından değerlendirmeye devam ediliyor” dedi. “Bir zafer kazanmak istiyorsanız gidin teröre karşı kazanın, annelerin elini öpün” “Diyarbakır annelerinin devam eden evlat nöbetleri esnasında bir HDP'li milletvekilinin zafer işareti yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Çelik, “Çok üzücü durum. Bir insanın zafer işareti yapacağı kesimin Diyarbakır anneleri olması son derece dramatik ve ahlaki olmayan bir durum. Bir zafer kazanmak istiyorsanız gidin teröre karşı kazanın, annelerin elini öpün” yanıtını verdi. Türkiye-Yunanistan arasında gerçekleşen istikşafi görüşmelere ilişkin ise Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı: “60 tur boyunca yani bu istikşafi görüşmelerin doğası Yunanistan'la bütün sorunların tek bir dosya olarak düşünülüp ele alınmasıydı. Bunlar 60 turdan sonra Yunanistan tarafının isteksizliği yüzünden kesilmiştir. Türkiye her zaman bu istikşafi görüşmelerden yana olduğunu söyledi. Ege'deki sorunlar, kıta sahanlığı, hava ve denizde söz konusu olan sorunlar ve şimdi bunlara hidrokarbon konuları da eklendi. Bütün bunlar çerçevesinde yine bu kapsamlı bir dosya olarak ele alınacaktır. Dosyaların parçalarının birbirinden ayrılıp ayrı bir istikşafi görüşme yapılması söz konusu değildir. Başlangıç olarak iyidir. Türkiye masaya pozitif bir gündemle oturmuştur. Beklentimiz şudur, diplomatik yoldan siyasi aklı çalıştırarak çözülmeyecek sorun yoktur. Yunanistan'ın bölgesel istikrara katkı sağlayacak bu diplomatik görüşmelere katkı vermesini bekliyoruz.” İHA

Editör: TE Bilisim