Aile içi geçimsizlik ve boşanma çiftleri etkilediği kadar çocukların da etkilenmesine sebep oluyor. Aile içi geçimsizliği ve bunun çocuklar üzerindeki yansımalarını Psikolog Asya Ülgen’e yönelttik. Ülgen, anlaşamayan ve boşanma kararı veren çiftlerin mutlaka bu durumlarını çocukla paylaşması gerektiğini vurgulayarak ‘’ Söylenmediği takdirde çocuğun her şeyden önce anne babasına karşı olan güvenini sarsılır. Bu güven sarsılırsa ister istemez anne ve babasını rol model alan onların doğrularıyla büyüyen kendi kişiliğini oturtacak olan bu çocuk ‘’onlar yalan söylüyorsa ben de yalan söyleyebilirim’’ düşüncesine kapılıp bu yönde olumsuz bir davranış biçimi gösterebilir’’ şeklinde konuştu. Evli çiftler arasında yaşanan iletişimsizlik problemi nedir bu iletişimsizlik nasıl başlıyor? Çiftlerin beklentilerinin farklı olması, birbirlerinden bekledikleri şeylerin yeterince karşılanmaması aralarında uyumsuzluğa ve tartışmaya teşvik edebiliyor. Evlilik yürütülmesi çok kolay olan bir müessese değildir. Evlilikte belli başlı iş bölümleri vardır ve bunlara uyulmadığında birtakım sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu kuralları esasında çiftler kendileri belirliyor. İş bölümü doğru bir şekilde oturtulmadığında özellikle çiftlerden bir taraf tüm sorumluluğu ve evliliğin gerektirdiği işleri daha fazla üstlendiğinde o kişi zamanla yıpranıyor... Böylece iki tarafın görüşü birbirinden ayrılıyor. ‘’ÇOCUKLAR ANNE BABALARININ RUH HALİNİ DOKUNUŞLARINDAN BİLE ANLAYABİLİYOR’’ Yaşanan bu çatışma ve iletişimsizliğin çocuğa yansımaları nelerdir? Kültürümüzde geleneksel cinsiyet rollerimize baktığımız zaman genellikle anneler çocuk bakımını üstlenici oluyor. Bir erkek olarak babadan yapması beklenen şeyler toplumsal olarak nedense daha az oluyor. Çocuk,  çok küçük yaşlarda hatta yeni doğan , bebeklik zamanında bile bizi şaşırtacak kadar üstün bir yeteneğe sahip olabiliyor. Ebeveynlerinin ruh hallerini ve ruhsal sağlığını bir dokunuştan dahi okuyabilir. Ona en çok bakan kişinin duygularını okuması, özgüven eksikliği yaşayarak büyümesi, ebeveynlerine güvensiz bağlanması gibi sorunlara sebep oluşturabilir.  Bakım veren kişinin duygu durumu çocuğa hatta çocukluk amnesizi’ne  (3 yaştan önceki zaman) kadar yansıyabilir. Anne- baba kendine güveniyorsa çocuk bakımını severek üstleniyorsa, evliliğinde mutlu ve huzurluysa çocuk da genel itibariyle özgüven sahibi olarak yetişiyor. Uzun dönem yapılan psikolojik araştırma envanterlerinden de biliyoruz ki zamanında güvenli bağlanabilmiş, o bağı kurabilmiş çocuklar daha özgüven sahibi oluyor. ‘’ÇOCUKLAR DOĞUM İTİBARİYLE GÜRÜLTÜYE, OLUMSUZ DURUMLARA KARŞI HASSASTIR’’ Çocuğun yanında tartışmak doğru mudur? Öncelikle bunu tavsiye etmem mümkün değil. Çiftler arasındaki tartışmalar sık oluyorsa eğer bu tartışmaları nasıl elimine edeceklerini öğrenmeleri gerekiyor. Çiftler çocuk sahibi olacak kadar da birbiriyle uzun dönem vakit geçirdiyse ve evliliğini deneyimlemişse bunu zaten bilmeli ve karşı tarafın tepkisiyle ilgili ufak tefek çıkarımları olmalıdır. Tartışmaların boyutu da çok önemlidir. Çocuk fazla şiddet içerikli bir ortamda bulunuyorsa tabii ki meyili de o yönde olur. Yüksek tonda konuşmalarla çift birbirine olumsuz tavır takınıyorsa, rahatsız olduğu konuları anlatıyorsa çocuk bundan tabii ki etkilenir. Çocuklar zaten doğum itibariyle gürültüye, olumsuz durumlara hatta televizyonda gördükleri şiddet sahnelerine dahi hiç görmeseler bile olumsuz bir hissiyat gösteriyorlar. Çok küçük olsalar bile bunu beden dilleriyle bir şekilde belli ediyorlar. 6- 7 aylık bir çocuk bile bunu beden diliyle yansıtabilir ve ebeveynlerine hissettirir. ‘’ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİRSE, NE GÖRÜRSE ÖYLE BÜYÜYOR’’ Fiziksel veya psikolojik şiddete şahit olan çocuklarda ileride şiddete eğilim oluyor mu? Tabii ki oluyor. Şiddetin her türlüsünden bahsediyoruz bunun içine psikolojik yıldırma da dahil. Çocuk en basiti ebeveyninden küfür duyuyorsa bunu kodluyor ve bilinç düzeyinde bunun normal olduğunu kabul ediyor ve sonucunda bu olumsuz davranışları yapmaya eğilimli oluyor. Şiddet olması şart değil, çocuk nasıl yetiştirilirse ne görürse öyle büyüyor.  Maalesef bunun ne kadar yanlış olduğunu bilse bile buna içten içe meyil geliştiriyor olabilir. Bu çocuğun büyüyünce kendini ne kadar da yetiştirdiğiyle de alakalı bir durumdur.  ‘’ÇOCUK ‘’ONLAR YALAN SÖYLÜYORSA BEN DE YALAN SÖYLEYEBİLİRİM’’ DÜŞÜNCESİNE KAPILABİLİR’’ Artık anlaşamayan ve boşanma kararı veren çiftler mutlaka bu durumlarını çocukla paylaşmalı mıdır? Saklamak ne gibi sonuçlar doğurur? Kesinlikle saklamak çok daha olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Çocuğun her şeyden önce anne babasına karşı olan güvenini sarsar. Bu güven sarsılırsa ister istemez anne ve babasını rol model alan onların doğrularıyla büyüyen kendi kişiliğini oturtacak olan bu çocuk ‘’onlar yalan söylüyorsa ben de yalan söyleyebilirim’’ düşüncesine kapılıp bu yönde olumsuz bir davranış biçimi gösterebilir. Bunu da çocuğun kafasında normalize etmiş oluruz. Biz nasıl davranırsak çocuğa onu empoze ederiz. Nasıl söylersek veya nasıl tavsiyelerde bulunursak demiyorum dikkat edin nasıl davranırsak öyle empoze ederiz. ‘’TARAFLAR DÜŞMANCA DAVRANIP KARŞI TARAFA ZARAR VERMEK İÇİN ÇOCUKLARI KULLANMAMALIDIR’’ Çiftler arasında boşanma gerçekleştikten sonra çocuğa yaklaşım nasıl olmalıdır. Bu süreçte nelere dikkat etmek gerekir? Çiftler evlilik hususunda anlaşamıyor olabilir fakat çocuğuna kıymet veren insanlarsa çocuklarıyla ilgili ortak bir payda da buluşabilirler. Ne kadar kötü ayrılınırsa ayrılınsın velayet ortak paylaşılabilir veya bu gibi durumlar araştırılabilir. Farz edelim ki boşanma gerçekleşti veya gerçekleşecek boşanma aşamasında da çocuğun kimde kalacağı mahkeme tarafından tespit edilir bu esnada da yine çocuğun aşina olması ve duruma daha kolay adapte olabilmesi için eğer mümkünse her iki tarafın da çocukla iletişime geçmesi doğru olur. Çocuğa başta bunu açıklamak ve bu durumun normal olduğunu önce kendimiz kabullenerek söylemek gerekir. Daha sonra da çocuk için en uygun ortam hazırlanmalıdır. Taraflar düşmanca davranıp karşı tarafa zarar vermek için çocukları kullanmamalıdır. Çocuklar en çok bundan etkilenirler. ‘’YARDIM ALINMALI’’  Son olarak gazetemiz okurlarına veya aile içi geçimsizlik yaşayan bireylere vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır? Çiftlere destek olmak adına çok fazla aile terapisti veya aile ilişkilerini baz alan psikolojik kurumlar var bu mekanizmaları devreye sokarak yardım alabilirler. Eğer taraflar özellikle çocuk konusunda anlaşamıyorlar ve çocuğun yaşayışıyla ilgili çatışma yaşıyorlarsa ortak payda da buluşabilmek adına tıpkı bir aracı gibi alanında bir uzman veya profesyonellerle görüşerek yardım alabilirler.  (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim