Büyük şehirler betona gömüldükçe, elde kalan yeşil alanlar daha değerli hale geliyor. Böyle olunca da tüm dikkatler bu bölgelere çevriliyor, en ufak bir müdahalede de doğal ve haklı olarak çevrecilerin tepkisi yükseliyor. Zaten böyle de olması gerekiyor. Emin olun eğer çevrecilerin hassasiyeti ve duyarlılığı olmasa başta İstanbul ve Ankara olmak üzere tüm büyük şehirlerimizde bugün var olan birçok yeşil alan kaybolmuştu.  Ankara’daki ODTÜ Yolu süreci de epey tartışmalı olmuştu. Bugünlerde de yine bu yolla ilgili tartışma devam ederken şimdi de buna bir yenisi eklendi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde ağaç kesme görüntüleri kamuoyuna yansıdı ve “kim kesti” tartışması başladı. Rektörlükten de bu konuda açıklama geldi. Rektörlük özetle şöyle dedi: “Üniversitemiz Beytepe Yerleşkesi’nde yaşayan yaklaşık 50 bin kişinin kampüse erişimine ilişkin senatomuzun kabul ettiği Master Planı’na uygun olarak, yeni bir yol açılmaksızın, yerleşke içindeki mevcut stabilize yolların genişletilmesi ve var olan A ve B nizamiyesine ek olarak, yerleşkemizin batı istikametinde yeni bir nizamiye açılması kararı alınmıştır. Bu sayede her sabah ve akşam yaklaşık 10 kilometre daha fazla yol alarak 15-20 dakika fazladan vakit harcamak zorunda kalan öğrencilerimiz ile personelimizin, kampüse daha kolay erişimi sağlanmış olacaktır. Yeni oluşturulan nizamiye ile Beytepe Yerleşkesi’ne batı istikametinden ulaşacak araçların, daha az yol kat etmesi ve trafikte daha az kalması sayesinde, ekonomik açıdan elde edilecek tasarrufların yanı sıra, çevresel olumlu etkilerinin de (daha düşük karbon salınımı gibi) olacağı değerlendirilmektedir. Beytepe Yerleşke’mizde Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından herhangi bir ağaç kesme işlemi yapılmamış ve yapılmayacaktır. Belediyemiz, üniversitemizin talebine uygun olarak yerleşkemiz içerisinde var olan stabilize yola asfalt kırığı serimi yapmakta olup, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yerleşkemiz içerisinde yeni yol açması ve ağaç kesmesi gibi bir durum söz konusu değildir.” Rektörlüğün açıklamasından yapılan işlem makul bir süreç gibi duruyor. Ama benim burada dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. Toplumdaki hassasiyetten bahsettik. İşte bu hassasiyet nedeniyle kurumlar bu tür işlere başlarken daha dikkatli olmalı, belki de öncesinde kamuoyunu bilgilendirmelidir. Bilgilendirme yapılmadan bu işlere girişildiğinde ve ortaya çıktığında da tepki çok farklı oluyor, sanki gizli bir iş yapılıyormuş havası oluşuyor. O yüzden kurumların bu tür durumlarda daha hassas olması gerektiğini hatırlatalım.

Editör: TE Bilisim