Ankara’da başta İngilizce ve Arapça üzerine dil eğitimi veren ve YDS ile YÖKDİL sınavlarına hazırlık programları olan ICON Akademi’nin kurucusu Muammer Çam gazetemize yabancı dil sınavları hakkında bilgiler verdi. Uygulanan eğitim tekniği ile geleneksel eğitim metotlarından farklı özellikler taşıyan ICON Akademi’nin kurucusu Muammer Çam adayların kurs konusunda seçici olmaları gerektiğini belirtti.  Çam, “Dil öğrenme konusunda insanların önyargısının temelinde yanlış ifadeler kullanırsam alay konusu olurum kaygısı ve başaramama korkusu yatmaktadır. Bunun dışında sistem eksikliği ve öğretici kaynaklı faktörleri sayabiliriz” diyerek yabancı dil öğrenemenin nedenlerine de değindi. Öncelikle ICON Akdemi’yi tanıyabilir miyiz? ICON Akademi, kurulduğu 2004 yılından beri  Yabancı Dil Eğitimleri vermek üzere faaliyet gösteren, yurt içinde ve yurt dışında bir çok üniversite, enstitü ve özel kurumlarla eğitim alanında işbirliği ve ortaklığı olan, daha çok akademik sınavlardaki başarıları ile tanınan Ankara merkezli bir kurumdur. Sadece İngilizce değil, Almanca, Fransızca, Arapça ve Rusça gibi dillerde de hem genel dil eğitimleri hem de YDS, YÖKDİL, TOEFL, IELTS, SAT, YÖS  gibi sınav hazırlık programları büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Önümüzdeki ay içerisinde Çukurambar’da açılacak yeni şubesiyle ICON Akademi hem Yabancı Dil, hem de Yurt Dışı Eğitim Danışmanlığı alanlarında hizmet vermeye devam edecektir. Dil konusunda insanların çok büyük ön yargıları var. Dil öğrenme konusunda, bir yabancı dil kursu olarak görüş ve önerilerinizi alabilir miyiz? İnsanların dil öğrenmekten korkmasının sebepleri sizce nelerdir? Dil öğrenme konusunda insanların önyargısının temelinde yanlış ifadeler kullanırsam alay konusu olurum kaygısı ve başaramama korkusu yatmaktadır. Bunun dışında sistem eksikliği ve öğretici kaynaklı faktörleri sayabiliriz. Bu önemli konuyu biraz daha detaylandıracak olursak, saymış olduğumuz tüm bu ön yargı ve korkular aslında yabancı dil öğretimindeki başarısızlığımızın ana sebepleri. Dil öğretimini üçgen veya sacayağı olarak düşünecek olursak bunlardan biri, “öğrenci”, diğeri “öğretici” bir diğeri ise kullanılan plan, program, kitap ve tüm eğitim yardımcılarını içine alan “öğretim sistemi”dir. Bu üç faktörden birinin eksik olması başarısızlık için yeterli olacaktır. Hâlbuki bizim mevcut sistemimizdeki ülke başarısızlığının daha çok öğretim sisteminden kaynaklandığını söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Devlet okullarındaki sistem, abartılı bir gramer temeline oturtulduğu ve işin kolayına kaçılarak dersler Türkçe anlatıldığı için, net söylüyorum, başarısızlık üzerine kuruludur: İlk okulda “Starter” seviyesinden başlayan bir çocuk  A1 , A1+,  en fazla A2 ye gelebiliyor. Aynı çocuk ortaokula başladığında yine A1 den başlayıp A1+, A2 belki A2+ seviyesine geliyor. Lisede artık B1’e başlamasını beklediğiniz çocuk – artık çocuk demeyelim, genç diyelim-  ne yazık ki yine A1’den başlıyor. Üniversite, birkaç kalburüstü üniversite dışında yine A1’den başlayıp B1, bilemedin B2’ye kadar geliyor. Ama B2’ye de gelmiş olsa konuşma ve dinleme becerilerinde Avrupa standartlarına göre yapılan sınavlarda A1’i dahi geçemiyor! Kabaca 600 saatte B2-C1 düzeylerinde öğretilmesi gereken bir dil, çocuğa 1200 saatte A2 seviyesinde bile öğretilemiyor. Milli Eğitim Bakanlığımız da bunun farkında ve yıllardır çözüm arayışında ama bulamıyor. İşte buradaki eksikliği kısmen de olsa özel kurumlar giderebiliyor. Bunlar genel yabancı dil eğitimleri için geçerli. Bir de akademik yabancı dil eğitimleri, yani sınav hazırlık programları var; YDS, YÖKDİL gibi, TOEFL, IELTS, FCE, SAT gibi. Bu konulardaki sorunlar ise bu anlattıklarımdan tamamen bağımsız şeyler. Yabancı dil sınavları için eğitimler nasıl gerçekleştiriliyor, bir aday YDS ya da YÖKDİL gibi sınavlar için nasıl hazırlanmalıdır?  YDS, YÖKDİL gibi sınav hazırlık programları, sadece okuma-anlamaya dair bir hedef gerektirdiği için Genel Dil eğitimlerinde yer alan konuşma, dinleme ve yazma becerileri YDS ve YÖKDİL sınavlarında gereksizdir. Adayların ya bu alanda uzmanlaşmış kurslara gitmeleri ya da kendi kendilerine iyi bir program yaparak çalışmaları gerekiyor. Kursa gitmeleri kendilerine zaman kazandıracaktır. Yabancı dile yatkın bile olsa bir adayın kendi kendine 1 senede ulaşabileceği puan seviyesine, kurs alarak 4-5 ayda gelmesi mümkündür. YDS, YÖKDİL hazırlık kurslarının da mutlaka ve mutlaka YDS hocalarıyla çalışmaları gerekiyor. Sürekli genel İngilizce vermiş bir öğretmenimize YDS dersi vermek en başta o öğretmenimizin kendisine ve daha önemlisi öğrenciye yapılmış haksızlık olacaktır. YDS hocalarının ise sürekli her dönem YDS ve YÖKDİL sınavlarına girmeleri, günlük olarak TIME, NEWS WEEK, READERS DIGEST gibi gazete ve dergi okumaları,  BBC, CNN gibi haber sitelerini takip etmek suretiyle kelime ve okuma bilgilerini en üst düzeyde tutmaları gerekiyor. Bu kriterleri karşılayan kurslar adaylar için ideal kurslardır. Sık sık yer ve isim değiştiren, yeni açılan kurslar yerine daha bilinen, özgün program ve yayınları olan, çoklu sınıflar açarak homojen sınıflar yapabilen YDS kurslarını tercih etmek daha akıllıca olacaktır. Kursa gitmeksizin kendi kendine hazırlanmak isteyen adaylara tavsiyem; hâlihazırdaki seviyelerini ve hedeflerini göz önünde tutarak bir plan yapmalılar. Gramer ve kelime dersleri için ayrı ayrı kitap takip ederek ve sınav öncesi yapabildikleri kadar deneme sınavı çözerek hazırlanmalılar. Kaynak konusunda son derece seçici olunmalı, zira özellikle YDS ve YÖKDİL alanında son derece kaynak kirliliği var hem raflarda, hem internet ortamında. En önemli konu; anlamadıkları soruların cevaplarını internetteki forum sitelerinde kesinlikle aramamalarını öneririm. Özellikle, biri ana kitap olmak üzere 2-3 gramer kitabı ve olabildiğince fazla akademik sözlük kullanmaları durumunda zaten sorularının cevabına, biraz zaman alacaktır ama daha sağlıklı bir şekilde ulaşabileceklerdir. YDS ve YÖKDİL sınavları arasındaki farkları bir de sizden dinleyebilir miyiz? 04 Ocak 2013 tarih ve 28518 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yabancı Dil Bilgi Seviyesini Belirleme Esasları Hakkında Yönetmelik” ile YDS eski KPDS ve ÜDS yerine getirilmiş olup ÖSYM tarafından İngilizce’den Rusça’ya toplam 23 dilde icra edilmektedir. YÖKDİL ise 05 Mart 2017 tarihinde YÖK koordinesinde Anadolu Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi işbirliği ile uygulanmaya başlayan bir alan sınavıdır, sağlık, sosyal ve fen bilimleri alanlarında İngilizce, Almanca, Fransızca ve Arapça dillerinde yapılmaktadır. Aslında YDS ile YÖKDİL soru içerikleri bakımından birbirine benzeşen, ama amaç olarak ayrışan sınavlardır. YDS sınavında sorulan “Yakın Anlamlı Cümle” ve “Diyalog Tamamlama” soruları YÖKDİL sınavında yer almaz ve soru dağılımları da farklıdır. Çeviri sorularının YDS’de 6, YÖKDİL ‘de 12 adet olması gibi. Sınav sonuçlarının geçerliliği yönünden YDS’ye göre farklarını sıralayacak olursak; YÖKDİL puanı KPSS puanının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Kamu personeli YÖKDİL puanı ile dil tazminatı alamaz. Bir çok yerde daha çok YDS tercih edilmesine karşın YÖKDİL esas itibariyle üniversitelerin akademik kontenjanlarının belirlenmesinde kullanılmak amacıyla çıkartılmıştır. Hatta 13 Şubat 2018 tarihinde, doktora ile doçentlik ve profesörlük ünvanları yurtdışından alınmış olsa bile Türkiye’de uygulanan yayın ve dil yeterlilik şartlarını karşılaması koşuluyla denklik alabilecekleri YÖK tarafından açıklanmıştır. Bu nedenle YDS veya YÖKDİL puanlarının kariyer hedefi olan vatandaşlarımız için çok önemli olduğunu ve büyük bir ciddiyetle ele alınması gerektiğini söyleyebilirim. Sınav zorluğu açısından baktığımızda YDS’yi nasıl değerlendiriyorsunuz? Zor olduğu görüşüne katılıyor musunuz? Sınavın zor ya da kolay olması tamamen adayın bilgi seviyesi, sınav hazırlığı ve motivasyonuyla ilgilidir.  Bir GRE, SAT, TOEIC ya da TOEFL sınavıyla karşılaştırıldığında kolaydır, ama Türkiye’deki dil eğitiminin seviyesini biraz önce anlattıklarım ışığında göz önünde bulundurduğumuzda öğrencilerimizin zorlandığı bir sınavdır. Sınav sorularını gördüklerinde sanki onca yıl hiç İngilizce almamışlar da ilk defa karşılaşıyorlarmış gibi tepki gösterenlere çok rastlıyoruz. Ama YDS’nin YÖKDİL’e göre zor olup olmadığını kastediyorsanız, adaylara YDS biraz daha zor gelse de YÖKDİL’in de çok kolay olduğu söylenemez. YÖKDİL’in ilk yapıldığı Mart 2017’de soruların zorluk katsayısı hesaplanamamıştı, yani evet kolaydı. Örneğin zaman uyumundan kolaylıkla elenebilen, noktalamadan sonuca gidilebilen çok soru vardı. Daha sonraki dönemlerde ise bu nispeten kaldırıldı ve anlama bilgisi ön plana çıkarıldı. Dolayısıyla sadece ilk sınava bakarak, sadece çeviri sorularının sayısına bakarak YÖKDİL’in çok kolay bir sınav olduğunu söylemek hata olacaktır. Her sınava büyük bir ciddiyetle hazırlanmak gerekir. Son olarak yabancı dil sınavına hazırlanan adaylara tavsiyelerinizi alabilir miyiz? Daha önce de belirttiğim gibi kurslara gidecek arkadaşlarımız kurs konusunda seçici olmalılar. Kendi kendilerine hazırlanmak isteyenler ise mutlaka ve mutlaka gramer, yani dilbilgisinin yanı sıra bol bol kelime çalışmalılar. En çok yapılan hata, kurs hazırlık sürecinin neredeyse tamamını sadece gramerler geçirmeleri. Hâlbuki kelime eksikliği olan bir aday gramer bilgisine kusursuz bir seviyede sahip olsa bile en fazla alabileceği YDS puanı 50-55 olacaktır.  Bu sınavlardaki başarının yarısı kelime, yarısı dilbilgisine bağlıdır. Ancak kelimeleri sadece Türkçe karşılıklarıyla ezberlemenin de pek bir işe yaramayacağını belirtmeliyim. Metin içerisinde geçtiği yeri anlayabilecek ve doğru yorumlayabilecek seviyede öğrenilen kelime “işe yarayan kelimedir” diyebiliriz. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim