Haber: Türkan ÇATAL YILDIZ

Kayseri Kültepe ilçesinde arkeolojik kazılarda çıkarılan küpte bulunan 7 bin yıllık Siyez buğdayı tohumunun üretiminin Diyarbakır’da başlamasına ilişkin konuşan Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer bunun yalan olduğunu ifade ederek, “7 bin yıllık buğday tohumunun bir ata tohumu olduğu; tüm dünyayı, insanlığı yüksek verimle kurtaracağı konusunda haber yapıyorlar. Suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Bunu yapanlar dolandırıcılardır. Bugün internette buğdayın bir tanesini 20 liraya satışa çıkardılar. Şehir efsaneleri, yalan haberlerdir" dedi.

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) uzman bilim insanlarının katılımları ile “Türkiye tohumculuk sektörü ve buğdayla ilgili iddialar'' konulu basın toplantısı düzenledi. Toplantıda özellikle son dönemde gündeme taşınan siyez buğdayı, ülkemizdeki buğday üretimi, buğdayın genetiği ve ata tohumla ilgili pek çok konu ele alındı.

“BUĞDAY TOHUMUNUN 7 BİN YIL CANLI KALMASI MÜMKÜN DEĞİL”

TSÜAB Başkanı Yıldıray Gençer, Türkiye'de 7 bin yıllık buğday tohumunun bulunduğuna dair çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirterek, “Hepimizin bildiği gibi tarım dün de önemliydi ama bugün daha çok önem kazandı. Ülkelerin, insanlığın geleceği ve güveni için tarımın en stratejik alan olduğu ortaya çıktı. Şimdi ve bundan sonra tarımsal gücü elinde bulunduran ülkeler en güçlü ülkeler olacaktır. Bildiğiniz gibi ülkemizde herkesin çok iyi bildiği ve konuştuğu iki konu var; futbol ve tarım. Tarımın içerisinde de tohum. Kazı çalışmalarında 7 bin yıllık buğday tohumu bulundu ve bunun bir ata tohumu olduğuna dair haberler çıkıyor. Böyle bir buğday tohumunun 7 bin yıl canlı kalması mümkün değil. Tohumlar gen bankalarında maksimum 20 yıl bekletilebilir.” dedi.

Gençer konuşmasını şöyle sürdürdü: "7 bin yıllık buğday tohumunun bir ata tohumu olduğunu; tüm dünyayı, insanlığı yüksek verimle kurtaracağı konusunda arkadaşlarımız bugünlerde haber yapıyorlar. Sizlerin vasıtasıyla suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Bunu yapanlar dolandırıcılardır. Bugün internette buğdayın bir tanesini 20 liraya satışa çıkardılar. Şehir efsaneleri, yalan haberlerdir.”

“GDO’LU TOHUM KANUNEN YASAK”

Türkiye'de GDO'lu tohum üretiminin yapılmadığını belirten Gençer, “Atalık tohumlar ya da yerel tohumlar gibi ifade edilen tohumlara karşı değiliz ama 'atalık tohumlar kayboldu ya da yasaklandı' gibi yalan yanlış haberler asılsızdır. Hibrit ve GDO'lu ürünlerle de ilgili yanlış bilgiler… Ülkemizde GDO'lu ürünlerin ticareti söz konusu değil, biyogüvenlik kanunumuzla yasaklanmış durumda. Birileri ne hikmetse kamuoyunda bilgi kirliliği adına hep bu haberleri pompalayıp duruyorlar. Ülkemizde GDO'lu tohumun üretimi, ticareti, ithalatı hepsi yasak. Hibrit tohumlarla GDO karıştırılıyor. Hibrit melezleme yöntemiyle elde edilen tamamen doğal bir ürün” dedi.

“Mesela GDO’lu tohum deniyor, ancak bizim ülkemizde GDO’lu tohum yok!” diyen Gençer şunları söyledi: “GDO’lu tohum kanunen yasak. Üretilemez, ithal edilemez ve dolayısıyla topraklarımızda yetiştirilemez. Kayıt altına alınmış çeşitlerimizin hiçbiri GDO’lu değildir. Tohumların gümrük girişlerinde hastalık, zararlı ve GDO analizleri yapılmakta, sağlıklı tohumların ülkemize girişine izin verilmektedir. Yine hibrit tohumlar için GDO’lu deniyor. Hibrit ile GDO’nun uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Hibrit melez demektir. Doğada kendiliğinden de gerçekleşen bir olayın kontrollü olarak yapılmasıdır. Çiftçimizin gündeminde de böyle bir konu yok. Hibrit tohumlar için bir de kısır tohum ifadesi kullanılıyor. Bu da yanlış bir yorum. Hibrit çeşitlerle yaptığınız üretimden tohum alabilirsiniz. Ancak bu tohum ilk ektiğiniz hibrit tohum değildir. Bizlere daha 8’inci sınıfta öğretilen Mendel’in bezelyelerinde olduğu gibi f1’den yani ilk dölden sonra açılmalar meydana gelir. Melezleme geriye doğru gider, yine ürün alırsınız ancak birebir aynı kalite ve verimde ürün beklemek bilim dışıdır.”

“TÜRKİYE’DE BİN 40 TANE TOHUM ÜRETİCİSİ SANAYİCİSİ VAR”

“Bizler kanunla kurulmuş bir birliğiz” diyen Gençer, “Ülkemizde şu anda bin 40 tane tohum üreticisi sanayicisi var. Hepsi kanunla bize üye olmak zorundalar. Biz gönüllülük esasına göre kurulmuş bir birlik değiliz. Bize üye olmadan hiçbir üyemiz tohumculuk yapamaz. Bazen diyorlar 'kanunla çiftçiler kendi tohumunu ekmekten yasaklandı. Atalık yerel tohumların ekilmesi yasaklandı' bunlar doğru değil. Aslında kanun mükemmel bir kanun.

Dünyada 50 milyar dolarlık tohumluk ticaret hacminin olduğunu varsayıyoruz. Bunun yaklaşık 28 milyar doları ithalat ve ihracat olarak yansıyor. Ülkemizde yaklaşık 1 buçuk milyar dolarlık tohumluk ticaret hacmimiz var. Firmalarımız finansal olarak çok güçlü değiller AR-GE'ye yeteri kadar finansman ayıramıyorlar. Bunları da belli konularda AR-GE desteklerini devletimizin de destekleyeceklerini arzu ediyoruz.”

“YEREL TOHUM ŞENLİKLERİ KONTROL ALTINA ALINMALI”

Çiftçilerin tohum ticareti yapmasına ilişkin konuşan Gençer şunlara değindi: “İddialara göre tohumculuk kanununda 'çiftçinin kendi tohumu üretmesi yasaklandı' deniyor. Bu yalan ve yanlış haber. Ülkemizde çiftçiler kendi tohumunu istedikleri gibi üretebilirler. Sadece çiftçinin tohumluk ticareti yapması yasaklanmıştır. Çiftçiler üretim yaparlar. Tohum ihracatı yapacaklarsa tohum üreticisi vasfını alıp… Dolayısıyla çiftçilerimizin gelişi güzel kendi elindeki tohumu alıp bir başka komşusuna bedelli ya da bedelsiz vermesi ülkemizde hastalıkların yayılması, verimin düşmesi konusunda çok büyük engeller oluşturacağı için bu kamu tarafından yasaklanmış durumda. Ama bunu birileri bu sektör gelişmesin, bu ülke gelişmesin diye birileri olumsuz lanse etmeye çalışıyor. Yerel tohum şenlikleri adı altında bir sürü faaliyetler var bunları da biliyoruz biz bu kontrol altına alınması gereken bir etkinliktir.”

Gençer, bu yıl yağışların iyi gitmesine rağmen, bunun hububat hasadına nasıl yansıyacağının henüz netleşmediğini kaydederek, aşırı yağış sebebiyle bazı bölgelerde verimin düşebileceğini buna karşılık Trakya ve İç Anadolu gibi bölgelerde ise verim artışı beklenebileceğini dile getirdi.

“VENEZUELA BUĞDAY İHRACATÇISI ÜLKELER ARASINDA GEÇMİYOR”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Venezuela’da buğday üretimine başlayacağının sorulması üzerine, Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Bağcı, "Dünya buğday ihracatçısı ülkelere baktığımız zaman Venezüella'nın ismi ilk etapta akla gelen isim değil. Dünyada buğday satan ülkeler belli. Biz de basından takip ettik ama Venezuela buğday ihracatçısı ülkeler arasında geçmiyor gibi" dedi.

Editör: TE Bilisim