Yeni yılın ilk gününü karşılamışken bugün önyargıya ilişkin bir iki kelam etmek istiyorum. Öncelikle önyargı kelimesinin tam olarak ne anlama geldiğine bakalım bir: 1-Bir kimseyle ya da şeyle ilgili olarak, belirli bir olaya, duruma ya da görmeye dayanan, önceden edinilmiş olumlu ya da olumsuz yargı, kanı. 2.Bireyde öteki bireylere, toplumsal kümelere karşı sevgi ya da düşmanlık duygusu uyanmasına yol açan, koşullanmış bir duygusal tutumu yansıtan sığ inanç. Sözlükte yer alan anlamları bunlar. Biz ise eminim ki hayatımda birçok kez bu kelime ile yüz yüze geldiğimiz olmuştur. Çoğu zaman biz hakkında fikir sahibi olmadığımız insanlara ilişkin kafamıza bir şeyler kurmuşuzdur, ya da bizim hakkımızda en ufak fikre sahip olmayanlar bize çok farklı anlamlar yüklemiştir. Halbuki insanlara onları tanımak için biraz fırsat versek bu tür şeylere hiç ihtiyaç kalmayacaktır. Şu hikayeye bir göz atalım: “Bir gece kadının biri bekliyordu havaalanında. Daha epeyce zaman vardı, uçağın kalkmasına. Havaalanındaki dükkandan bir kitap ve bir paket kurabiye alıp, buldu kendisine oturacak bir yer. Kendisini kitabına öyle kaptırmıştı ki, yine de yanında oturan adamın olabildiğince cüretkar bir şekilde aralarında duran paketten birer birer kurabiye aldığını gördü, ne kadar görmezden gelse de. Bir taraftan kitabını okuyup, bir taraftan kurabiyesini yerken, Gözü saatteydi, “kurabiye hırsızı” yavaş yavaş tüketirken kurabiyelerini. Kulağı saatin tik taklarındaydı ama yine de sinirlenmesini engelleyemiyordu tik taklar. Düşünüyordu kendi kendine, “Kibar bir insan olmasaydım, morartırdım şu adamın gözlerini!” Her kurabiyeye uzandığında, adam da uzatıyordu elini. Sonunda pakette tek bir kurabiye kalınca “Bakalım şimdi ne yapacak?” dedi kendi kendine. Adam, yüzünde asabi bir gülümsemeyle, uzandı son kurabiyeye ve böldü kurabiyeyi ikiye. Yarısını kurabiyenin atarken ağzına, verdi diğer yarıyı kadına. Kadın kapar gibi aldı kurabiyeyi adamın elinden ve “Aman Tanrım, ne cüretkar ve ne kaba bir adam, üstelik bir teşekkür bile etmiyor!”. Anımsamıyordu bu kadar sinirlendiğini hayatında. Uçağının kalkacağı anons edilince bir iç çekti rahatlamayla. Topladı eşyalarını ve yürüdü çıkış kapısına, dönüp bakmadı bile “kurabiye hırsızı”na. Uçağa bindi ve oturdu rahat koltuğuna, sonra uzandı, bitmek üzere olan kitabına. Çantasına elini uzatınca, gözleri açıldı şaşkınlıkla. Duruyordu gözlerinin önünde bir paket kurabiye! Çaresizlik içinde inledi, “Bunlar benim kurabiyelerimse eğer; ötekiler de onundu ve paylaştı benimle her bir kurabiyesini!” Özür dilemek için çok geç kaldığını anladı üzüntüyle. Kaba ve cüretkar olan, ”kurabiye hırsızı” kendisiydi işte.” İşte önyargı tam olarak budur. Hikayede de görüldüğü üzere önyargılarımız bizim gerçekleri görmemizin önüne geçmektedir. Adeta bizi hapsetmesine izin veriyoruz çünkü. 2019’a girmişken bu yıl o zaman önyargılarımızı kaldırıp attığımız bir yıl olsun. İnsanlara fırsat verin…

Editör: TE Bilisim