Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, kızamık vaka sayısındaki artışa ilişkin TTB'de basın toplantısı düzenledi. Türkiye’de 2011-2013 yılları arasında kızamık salgınının yaşandığını hatırlatan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Türkiye’de laboratuvarda doğrulanmış kızamık hasta sayısının 2017 yılında 69 ve 2018’in ilk 9 ayında da 510 olduğu rapor edilmiştir” dedi. “2014 YILINDA 572, 2015 YILINDA 342 VE 2016 YILINDA DA 9 KIZAMIK HASTASI GÖRÜLDÜ” Kızamık vakasının son yıllarda artmasına ilişkin basın açıklaması yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Türkiye’de 2011-2013 yılları arasında kızamık salgınının yaşandığını hatırlattı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Türkiye’de kanıtlanmış (laboratuvar testleri ile konfirme edilmiş) kızamık hasta sayısına dair veriler paylaşan Adıyaman, “2007 ve 2008 yılında 3, 2009 yılında 8, 2010 yılında 15 kişi iken, 2011 yılında 2010 yılındaki vaka sayısının 7 katına (105 vaka) yükselmişti. Vaka sayısı, 2012 yılında ise 2011 yılının yaklaşık yedi katına çıkarak, 698’e ulaşmıştı” dedi. Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın konuşmalarına yer veren Adıyaman şunları söyledi: “TBMM’de gerçekleştirilen 2007-2013 yıllarına ait bütçe görüşmelerinin (2006-2012 yılları Kasım aylarında) her seferinde ‘Türkiye’de kızamığın kökünü kazıdıklarını ve kızamık hastalığının ülkemizde artık görülmediğini’ açıklamıştı. TBMM tutanaklarında da mevcut olduğu gibi, “kronik muhalifleri” tarafından kamuoyuna duyurulan kızamık hastalarının ise yalnızca yabancı hastalar olduğunu belirtmeyi de ihmal etmemişti. Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı görevinden alındığı 2013 yılında, laboratuvarda doğrulanmış kızamık hasta sayısı 2012 yılına göre, yaklaşık 11 kat artarak, 7415’e yükselmişti” Salgının, takip eden yıllarda bilinen doğallığında sönümlendiğini ifade eden Adıyaman,  Dünya Sağlık Örgütü’nün yayımladığı verilere göre, Türkiye’de laboratuvarda doğrulanmış 2014 yılında 572, 2015 yılında 342 ve 2016 yılında da 9 kızamık hastası görüldüğünü söyledi. “2018’İN İLK 9 AYINDA 510 KIZAMIK VAKASI GÖRÜLDÜ” 2017’de kızamık vakalarında yeniden artış görüldüğüne dikkat çeken Adıyaman, Türkiye’de laboratuvarda doğrulanmış kızamık hasta sayısının 2017 yılında 69 ve 2018’in ilk 9 ayında da 510 olduğunun Dünya Sağlık Örgütü tarafından rapor edildiğini belirtti. Sağlık Bakanlığının, “kızamık hastalarının çoğunluğu yerli değil, yabancı hastalar, o nedenle sorun yok” demeye devam ettiğini aktaran Adıyaman, “Ocak 2013’ten beri sağlık bakanları dört defa değişti. Ancak, söylemleri ve istatistik yıllığındaki rapor edişleri değişmedi. Kendi resmi bildirimlerine göre, her birinin bakanlığı döneminde kızamık aşılama oranı %95’in altına da düşmedi” dedi. Adıyaman, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanmakta olan “Sağlık İstatistikleri Yıllığı” verilerine göre, kızamık aşılama oranının 2008 ve 2009 yılında %97 olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “2010 yılında %95, 2011 yılında %98, 2012 yılında %96, 2013 yılında %97, 2014 yılında %96, 2015 yılında %97, 2016 yılında %98 ve 2017 yılında ise %96 idi.  Bu düzeylerdeki aşılama eğer doğru bilgiye dayanıyorsa,  o zaman, ya aşılar bozuk veya eksik dozajlı olarak ithal ediliyor ya da soğuk zincir sorunu olmalı. Aksi halde aşılanmadığı için biriken aşısız olguların bu kadar kısa periyodda salgın ortaya çıkacak sayıda olmaması gerekiyor. Çünkü aşılama oranının %92-95 düzeyinde olması kızamık virüsünün dolaşımını durduruyor. Bu nedenle, son yıllardaki kızamık hasta sayıları göz önünde bulundurulduğunda, en başta Sağlık Bakanlığı verilerinin doğruluğunun sorgulanması bir zorunluluktur.” Yıllar öncesinin kalem aşıları (aşı yapılmadığı halde aşı formlarına yapıldı olarak işaretlenmesi) günümüzde mouse (bilgisayar faresi ile ilgili formlarda işaretlenmesi) aşısı olarak geri mi döndü sorusunu yönelten Adıyaman, “2011-2013 yıllarında olduğu gibi, günümüzde de Sağlık Bakanlığı suskun, danışmanlar suskun, Bağışıklama Danışma Kurulu da üyeleri de suskun. Oysa, böyle bir konuda susmak sorumluluk doğurur. Salgına karşın hiçbir şey yapmamanın ülkemiz hukuk sistemi kapsamında suç olduğunu da belirtelim. 1593 sayılı Umumî Hıfzısıhha Kanunu’na göre Hükümet de yetkililer de suç işliyor” diye konuştu. Mevcut kızamık vaka sayıları sağlık bakanları ve yetkililerin 2010 yılından beri yaptığı gibi ‘yabancı vakalarla’ açıklanabilecek bir durum değildir ifadelerini kullanan Adıyaman, “Yetkili ve sorumlu konumundaki Sağlık Bakanı, kızamık salgınının varlığını kabul edip, Türk Tabipleri Birliği ve ilgili uzmanlık dernekleriyle konuyu paylaşarak tartışmalı ve kapsamlı bir planlama yapmalıdır. Devamında da yapılması gerekenleri, bu kuruluşların da katılımını sağlayarak, ‘şeffaf’ olarak ve bir an önce hayata geçirmelidir” diyerek konuşmasını sonlandırdı. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim