Koronovirüs ile mücadelede ilk önceliğin en az temas olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Teması ne kadar azaltırsak, kendimizi ne kadar izole edersek bu beladan o kadar çabuk kurtulacağız. Bir yandan virüs yaşam savaşı veriyor bir yandan biz. Bakalım hangimiz daha dirayetli çıkacağız. Çok değişik bir mücadeleye girdik ve sonunun nasıl biteceğini henüz bilmiyoruz. Türkiye’de iki günlük sokağa çıkma yasağının sonucunun nasıl olacağını hele hiç bilmiyoruz… Panik yapmayın, temas kurmayın dedikçe insanlar birbirleriyle aynı ortama girmek için çabalıyor gibiler resmen. Sadece 2 gün için çok korkunç manzaralarla karşılaştık. İnanılmaz bir yoğunluk, küçücük marketlerde tepiş tepiş insanlar vardı. Sosyal mesafeyi niye korumuyorsun lan diye birbirlerinin üstlerine çıkarak, birbirlerini dövenler vardı. Demek ki bu karar 2 gün değil, es kaza 5 günlük olsaydı birçok ölüm haberi de alırdık. Bu manzara işte insanı gerçekten korkutuyor. Peynir ekmek ye, ekmek yok mu yeme, yine geçerdi bu iki gün. Hatta su bile içmesek de geçerdi. Çeşme diye bir şey var 2 gün çeşme suyunu kaynatıp içebilirdik ki kararın ardından zaten fırın ve su satıcılarının açık olacağını öğrendik. Ne gerek vardı riski birkaç kat daha artırdık, ne gerek vardı süreci biraz daha uzattık. Türkiye iyi gidiyor, bu şekilde devam edersek belki önünü alabiliriz diye düşünürken hop her şey çok kötü bir şekilde başa sardı. Birisi havadan herkese virüsü atsa daha az hasarla atlatırdık gibi. Toplumlar ya dram yapmayı çok seviyorlar, ya panik aşığılar ya da önlem olarak gördükleri şey önlemsizliğin ta kendisi. Şimdi nasıl toparlayacağız bilemiyoruz. Yaklaşık 10 gün sonra sokağa çıkma yasağının kararının sonucunu göreceğiz. Karar iyi ve beklenen bir karardı. Herkesin istediği bir karardı ama toplum yine kendi başına bir işe kalkıştı. Zaten olağanüstü bir dönemden geçiyoruz zaten sürekli marketlerden depolama amaçlı bir şeyler alıyoruz. Hadi almıyoruz ama böyle bir kararın geleceğini biliyoruz. O insanları eleştirmek kimseye düşmez, panik yapmak, evinde bir şey olmamak normaldir, gerçektir. Ama keşke olayın ciddiyetini artık anlasak ve bir şekilde suyumuzu, ekmeğimizi bir kenara ayırsak çünkü artık gerçekten çok daha zorlu bir süreç bizi bekliyor…  

Editör: TE Bilisim