“Şimdi bir Amerika kumpanyasıyla görüşüyoruz. O da oranın imarı için bir proje yapıp hükümete vermiştir. Onun teminatına göre dünyada bu kadar lâtif bir şehir olmayacaktır. Bir tepe var, o, çepeçevre büyük bir park gibi oluyor ve parkın daha güneyinde bir göl olacaktır. Bu göle nazır ve büyük parkın içerisinde, tepenin zirvesinde gayet hoş ve büyük bir Büyük Millet Meclisi binası oluyor ve onun civarında bakanlık daireleri bulunuyor.” Mustafa Kemal, 16 Ocak 1923’te İzmit Kasrı’nda İstanbul gazetecileriyle yaptığı görüşmede III. Meclis binasının yerini de işaret ediyordu. Ancak yeni Meclis’in yapımı için epey bir süre daha beklemek gerekiyordu. 11 Ocak 1937 tarihli 3090 sayılı kanunla yeni Meclis binasının yapımına karar verildi. Açılan uluslararası yarışma 28 Ocak 1938’de sonuçlandı. Jüri üç eser üzerinde karar kıldı. Her üç proje de Atatürk’e sunuldu. Atatürk, Ankara’nın birçok binasında imzası olan Holzmeister’in eserini seçti. Ankara’nın ilk nazım planı 1924 tarihli Lörcher tarafından hazırlanmıştı. 1927’de ise bu plana sadık kalınarak Prof. Jansen’in planı hayata geçirildi. Bu planda, Meclis’in yeri de belliydi. Bugünkü Meclis’ten Güvenpark’a kadar olan bölge Devlet Mahallesi olarak tespit edilmişti. Üçgen şeklindeki mahalle Kızılay’da, Güvenpark’ın içindeki anıttan başlayıp, sağa ve sola kolları açılarak bakanlık binaları ile devam ediyordu. En yüksek yerde ise halk egemenliğini belirten Türkiye Büyük Millet Meclisi ile sona eriyordu. Yani Meclis’in olduğu yerde üçgen kapanır. Binanın temeline ilk harç, 26 Ekim 1939’da Meclis Başkanı Abdülhalik Renda tarafından atıldı. Bina betonarme karkas olarak tasarlandı. Anıtsal ölçekli yapılar grubunun simetrik düzenlemesinde ortada, arazinin en yüksek noktasında büyük toplantı salonlarını içeren merdivenli sütunlu giriş ile ana kütle bulunmasına karar verildi. Ana kütle birbirine paralel iki sıra halinde yanlara uzanan kanatlar ve bunları birleştiren köprülerle zenginleştirilecekti. Tasarımıyla Ankara adeta Meclis’in kanatları altındaydı. TRT Belgesel tarafından 2016’da yayınlanan “Kıymetli Bir Bina Öyküsü” başlıklı belgeselde Prof. Dr. Holzmeister’in öğrencilerinden yapı detaylarının çizimi için görevlendirilen Mimar Ziya Payzın’ın da belirttiği gibi bu kanatlar, Ankara’yı kucaklıyordu. 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte hem eleman hem malzeme yetersizliği hem de mali sıkıntılar sebebiyle 1941 yılında inşaata ara verildi. 29 Temmuz 1942’de ise yapımına yeniden başlandı. Kabası 1947 yılında nihayet tamamlandı. 1950 yılında ise hâlâ bitirilememiş olması nedeniyle eleştirilerin odağında yer aldı. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı için yeni bina yapımından vazgeçilerek Meclis binasının tamamlanmasına karar verildi. Binasının kaderi 1957 yılında bir anda değişti. O yılın Aralık ayında Ankara, Bağdat Paktı Bakanlar Konseyi’ne ev sahipliği yapacaktı. Ancak Ankara’da toplantı açısından ne işlevsel ne de görkemli bir bina vardı. İşte III. Meclis binası toplantı için Dışişleri Bakanlığı’na önerildi. Bakanlık yetkilileri de öneriyi Başbakan Adnan Menderes’e götürdü. Tüm hazırlıklar tamamlandı ve toplantı Meclis binasında yapıldı. Binanın inşaatı 6 Ocak 1961’de her şeyiyle nihayetlendirildi. Sivillerin yaptığı binayı açmak demokrasiyi askıya alan darbeci subaylara nasip oldu. Bina Kurucu Meclis toplantısıyla hizmete açıldı. O tarihte TBMM ve Senato olduğu için iç mekânlar iki meclisli sisteme göre tasarlanmıştı. 1982 yılında tek meclis sistemine dönülünce de iç mekânlar yeniden düzenlendi. İlk tasarlandığında masif ahşapla kaplı olan ve milletvekili kürsüsüyle başkanlık kürsüsünün daha yukarda olduğu Genel Kurul Salonu, ilerleyen yıllarda yeniden düzenlendi. 25 proje arasından İlhami Ural ve Adnan Ural’ın tasarımı birinci seçildi. İkili sıralı sistem yerine hilali de çağrıştıran oval sistem uygulandı. Bu arada III. Meclis, 15 Temmuz 1996’da tarihinin en kritik günlerinden birine tanıklık etti. Fetullahçı Terör Örgütü’nün kalkışmasının olduğu o gece atılan bombalar nedeniyle tavanından parçalar düştü. Milletvekilleri saldırıyı umursamadan görevlerine sığınakta devam etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclis’i ikinci kez “Gazi” oldu.
Editör: TE Bilisim