Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. yılını kutluyoruz. Tam 100 yıl önce “öldü” denilen bir millet silkindi, elleriyle topraktan destek aldı ve küllerinden yeniden doğdu. Bu yeniden doğuşun en önemli adımı ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasıydı. Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun dediği gibi, bugün TBMM Müzesi olan ilk Meclis binası o gün, “Milli Mücadele’nin sanki ‘nefes boşluğu’ ya da ‘göğüs kafesi’ idi. Bu mücadelenin yüreği onun içinde çarpıyor, cepheye ve yurdun her yanına, her gün inanç, yüreklilik, savaş azmi, umut ışığı oradan dağılıyordu.” Ankara Ulus Meydanı’ndaki ilk Meclis binası, İttihat ve Terakki Kulübü olarak inşa edilmişti. Ancak tamamen tamamlanmamıştı. Biten kısımları, Birinci Dünya Savaşı’nı takiben işgal kuvvetlerine ait subay ve erler tarafından kullanılmıştı. Bu askerler Atatürk’ün Ankara’ya gelişinden kısa bir süre sonra şehirden kaçınca bina boş kalmıştı. Meclis-i Meb‘ûsan, Misak-ı Milli’yi kabul ettikten kısa bir süre sonra 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etti. İngilizler bu işgalden bir süre sonra Meclis-i Meb‘ûsan’ı basarak üyelerinin bir kısmını Malta’ya sürgüne gönderdi. Bunun üzerine Ankara’da bir milli Meclis’in toplanmasına karar verildi. İttihat ve Terakki Kulübü binasının yapımı bitmeyen kısımları hızla tamamlandı. Eşyası da resmi daire ve okullardan toplandı. Örneğin, o sene Ankara Lisesi’nde sınavlar erkenden yapıldı ve sınıftaki sıralardan bir bölümü mebusların oturması için Meclis’e gönderildi. O ve sonraki birkaç yıldaki yokluğun derecesini anlatmak için bir bilgi daha aktarayım: Ankara Hukuk Mektebi, 5 Kasım 1925’te Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında Atatürk’ün bir konuşmasıyla açılmıştı. İki ay gibi kısa bir süre sabahları öğretim orada yapıldı. Öğrenciler, mebusların oturduğu eski lise sıralarında yer alır, üniversitenin hocaları da Meclis Başkanı’nın oturduğu kürsüde otururdu.

Editör: TE Bilisim