Bugüne kadar çatışmalarda silahlı İHA’ları kullanan ülkelerin sayısı oldukça az. 2014 öncesinde yalnızca ABD ve İngiltere çatışmalarda silahlı İHA kullanırken 2016’ya gelindiğinde bu ülkelere Nijerya, Irak, İran, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye eklendi. Henüz bir çatışmada kullanmış olmasalar da aralarında İspanya, Fransa’nın da bulunduğu 15 ülkede de silahlı İHA bulunuyor. Silahlı İHA’ya sahip olan ve çatışmalarda kullanan sayılı ülkelerden biri olan Türkiye’de, İHA sistemlerinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesi 1980’li yılların sonuna kadar uzanıyor. Banshee sistemi, ilk insansız hedef uçağıydı ve 1989 yılında kullanıma girdi. Almanya tarafından hibe edilen 5 adet CL-89 İHA’sıyla uçuşlara ise 1994 yılında başlandı. Ancak lojistik sıkıntılar ve kazakırımlar nedeniyle sistem kısa süre içinde envanterden çıkarıldı. Gerçek anlamda Türkiye’nin envanterine kattığı ilk insansız hava araçları İsrail yapımı Heron ve ABD yapımı GNAT modelleriydi. İHA’lar, güvenlik güçlerinin envanterinde yer alıyordu ancak terörle mücadele harekâtında sağladıkları hedef istihbaratının önemi ancak 2007 yılında anlaşılmıştı. İHA’lar, askerler veya mürettebatın hayatını riske atmaksızın teröristlere saldırabildiği için bir operasyonda yerdeki birlikleri de psikolojik olarak güçlendiriyordu. İHA’lar, Heron tipi sistemlerin sağladığı hedef istihbaratı ile terör örgütünün kamplarına başarılı hava akınları ve topçu atışları yapılabiliyordu. İHA’ların kullanılması ile birlikte çatışma ve pusu eylemlerindeki şehit oranı da azalmaya başlamıştı. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı ise giderek artıyordu. Yürütülen operasyonlarda İHA sistemlerinin kuvvet çarpan etkisi net şeklide gözlemlenebiliyordu. Türkiye 2008’de, GNAT’ın gelişmiş versiyonları olan Predator ve Repaer silahlı İHA’larını satın almak için ABD’ye başvurdu. Ancak bu sistemlerin Türkiye’ye satışına ABD Kongresi’nden izin çıkmadı. Bu da Türkiye’nin, kendi silahlı İHA’larını geliştirme sürecini hızlandırdı. 1990 yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tarafından İHA-X1 Şahit sistemine başlandı. Bu, 1992 yılında üretilen ilk yerli İHA olacaktı. Ancak seri üretimi gerçekleşmedi. 2004 yılında ise ANKA Geliştirme Projesi başlatılacaktı. Proje, 3 adet prototip üretimini kapsıyordu. Projenin birinci aşamasının ilk uçuşu Aralık 2010’da gerçekleştirildi. İlk aşamanın uçuş kabul testleri ise üç yıl sonra tamamlandı. Bugün Türkiye’de kullanımda olan yerli silahlı İHA’lar arasında Anka-S ve Bayraktar TB2 bulunuyor. Envanterdeki diğer yerli silahlı İHA olan Anka’nın silah taşıma kapasitesi bulunmuyordu. Gözlem amacıyla kullanılan Anka’lara 2017 yılında ilk defa roket de eklendi. Bayraktar ve Anka, TÜRKSAT uydularının kapsama alanında olan her yerde kullanılabiliyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin geliştirdiği Anka, 200 kilograma kadar silah taşıyabiliyor. Her iki silahlı İHA da Roketsan’ın geliştirdiği milli roketleri kullanıyor. İHA’larda kullanılan Roketsan üretimi MAM-L, serbest düşüşle nokta atışı yapabiliyor. Ancak birçok mühimmatta olduğu gibi, yere çarpıp infilak ettiğinde oluşan patlama gücünün yarısını yer emiyordu. Mühendisler, etkiyi artırmak için buna da çare buldu. MAM-L’ye termobarik başlık eklendi. Termobarik başlık ile yere vurmadan birkaç metre önce havada patlama ile mühimmatın etki gücü en az ikiye katlandı. Geniş çevreye etki eden mühimmat, ciddi hasara yol açıyordu. Termobarik başlıklı MAM-L’ler ilk kullanım alını ise Zeytin Dalı Harekâtı oldu. Türkiye’nin, Orta İrtifa ve Uzun Menzil sınıfı İHA konseptine uygun olarak geliştirdiği Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi, dünya klasmanında en ileri teknolojik seviyede geliştirilen keşif ve gözetleme aracıydı. “Taksi, Kalkış, Seyir, İniş ve Park”tan oluşan tam otomatik uçuş kontrol özellikleri de hem milli hem de özgün. Üç yedekli uçuş kontrol sistem mimarisi, özgün seyrüsefer ve sensör füzyonu uygulamalarıyla dünyanın en iyileri ile rekabet edebiliyor. Günümüzde geliştirilen İHA sistemlerinin büyük bir kısmı özellikle terörle mücadele odaklı uygulamalara göre tasarlanıyor. Ancak dünyanın dört bir yanındaki gerginlikler, enerji ve su kaynaklarına hâkimiyet mücadeleleri dikkate alındığında, yakın/orta gelecekte “Konvansiyonel Savaş”a uygun İHA sistemlerinin ön plana çıkacağı öngörülüyor. Askerî liderler, mucitleri, savaş kazandıran bu silahları daha da geliştirmeleri için teşvik etmeye devam ediyor. Konvansiyonel bir savaşta İHA sistemleri için hız, menzil, irtifa, görünmezlik, kendini koruma gibi kabiliyetlere ihtiyaç duyulacak. Bunlar, mühendislerin önünde, hızla çözülmesi gereken sorunlar olarak duruyor.  

Editör: TE Bilisim