HAK-İŞ Kadın Komitesi Üyeleri ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında bir araya geldi. Hak- İş Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, kadına yönelik şiddete karşı “şiddete sıfır tolerans” yaklaşımı, bir devlet politikası haline gelmelidir diyerek,“Yapılan çalışmaların daha caydırıcı, daha kapsayıcı ve daha etkili araç ve politikalarla sürdürülmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. KADINA YÖNELİK ŞİDDET NEDİR? HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin yaptığı konuşmada, “Dünyanın hemen her bölgesinde, sınır, milliyet, din ve sınıf farkı gözetmeksizin yaşanan ve son bulması için çaba sarf edilen kadına yönelik şiddet her yaştan, her öğrenim düzeyinden, her gelir düzeyinden, medeni durumu ne olursa olsun kadınların maalesef acı bir gerçeğidir” dedi. Zengin, konuşmasına şöyle devam etti: “Birleşmiş milletler kadına yönelik şiddeti, cinsiyete dayanan, kadını inciten, kadına zarar veren fiziksel, cinsel, psikolojik ve ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranış olarak tanımlamaktadır. Uluslararası bağlayıcılığı olan ve ülkemizin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne göre, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma kadınlara yönelik şiddet olarak kabul edilmektedir.” [caption id="attachment_58632" align="alignnone" width="530"] edf[/caption] “HER ÜÇ KADINDAN BİRİ ŞİDDETE UĞRUYOR” Zengin, kadına yönelik şiddetin dünyada ve Türkiye’de varlığını sürdürdüğüne vurgu yaparak,“Dünyada her üç kadından biri erkekler tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılmaktadır” dedi.  Öldürülen kadınların yüzde 38’inin failinin eşleri olduğuna dikkat çeken Zengin, “Her 6 kadından biri beraberliği bittikten sonra da şiddet görmektedir” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği’nde 28 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre kadınların yüzde 11’i cinsel, yüzde 43’ü duygusal şiddete maruz bırakılmaktadır diyen Zengin şiddete uğrayan kadınlara ilişkin şu verileri paylaştı: “Türkiye’de 2014 yılında yapılan aile içi şiddet araştırmasına göre kadınlar, yaşamının herhangi bir döneminde eşinin fiziksel şiddetine, yüzde 12’si cinsel şiddete, yüzde 44 ‘ü duygusal ve yüzde 30’u ekonomik şiddete maruz bırakılmaktadır. Şiddet, kadınları, erkekleri ve çocukları farklı biçimde etkilemektedir. Dünyada fiziksel yada cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 42’isi bu şiddet nedeniyle yaralanmıştır. Babalarının annelerine şiddet uyguladığına şahit olan erkekler eşlerine ve çocuklarına şiddet uygulama eğilimi göstermektedir. Şiddet yaşanan ailelerde yetişen çocuklarda çekingenlik, hırçınlık içene kapanıklık gibi olumsuz davranışlar daha yaygın görülmektedir.” “KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ KABUL EDİLEMEZ BULUYORUZ” Kadına Yönelik şiddete Hayır demek için bir arada olduklarını söyleyen Zengin, açıklamasını şöyle sürdürdü: “HAK-İŞ olarak ülkemizde de önemli bir toplumsal sorun niteliğinde olan, son dönemlerde artarak, daha görünür bir hal alan, vicdanları kanatan kadına yönelik bu şiddeti, insan hakları ihlali olarak değerlendiriyor, kabul edilemez buluyoruz. Bu çerçevede son dönemde daha da yoğunlaşan çalışmalardan, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, yazılı-görsel-işitsel ve sosyal medyanın bu konuyu kamuoyunun gündeminde tutma konusunda gösterdikleri çabalardan memnuniyet duyuyoruz. Bu çalışmalar sayesinde geçmişte uğradıkları şiddeti konuşamayan, paylaşamayan, gizli tutan kadınların artık konuştuklarını, resmi makamlara ve sivil toplum kuruluşlarına daha yoğun şekilde başvurduklarını, şikâyette bulunduklarını görüyoruz.Atılan küçük adımlar, kadınlara cesaret ve güven vermiştir. “Doğal” ya da “Kaçınılmaz”olmayan kadına yönelik şiddetin son bulması için zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç vardır.” [caption id="attachment_58633" align="alignnone" width="1024"] dav[/caption] “ŞİDDETE SIFIR TOLERANS DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMELİ” Zengin, kadına yönelik şiddete karşı “şiddete sıfır tolerans” yaklaşımı, bir devlet politikası haline gelmelidir ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmaların daha caydırıcı, daha kapsayıcı ve daha etkili araç ve politikalarla sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapan Zengin şunları söyledi: “HAK-İŞ olarak kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının kararlılıkla devam etmesi gerektiğine ve bu süreçte tüm kesimlerin sorumluluk alması gerektiğine inanmaktayız. İnsan onuruna yakışır hayat için özgürlük arayışına sahip çıkmak, en temel yaşam hakkını tahrip eden tüm odaklara karşı dik durmak, insan olarak da kurumlar olarak da sorumluluğumuzdur. HAK-İŞ bu sorumluluğun gereğini yerine getirebilmek için yoğun çalışmalarda bulunmaktadır. HAK-İŞ Konfederasyonu tüm kadın emekçilerin sorunlarına çözüm üretmekte ve kadın emeğinin verimliliği ve saygınlığına örnek olmaktadır.Kadınlarımızın emek odaklı etkinlikleri çalışma hayatımızın yüz akı niteliğindedir.” “ŞİDDETE SESSİZ KALMAYIN! ŞİDDETE ORTAK OLMAYIN!” Bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde ve bizim inancımızda kadınlar baş tacıdır, eli öpülesidir, kadın hem toplumun hem de ailenin temelidir diyen Zengin, şunları söyleyerek konuşmasını sonlandırdı: “İçinde yaşadığımız toplumun bütün bireylerine ve aileye zarar veren ve negatif yönde etkileyen kadına yönelik şiddetin artık hayatımızdan tamamen çıkması için devlet, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve tek tek fertler olarak gelin birlikte mücadele edelim. Tüm kamuoyuna “Şiddete Sessiz Kalmayın! Şiddete Ortak Olmayın!” diyoruz. HAK-İŞ ailesi olarak şiddete maruz kalan tüm kadınların yanındayız ve yanında olmaya da devam edeceğiz. İçinde yaşadığımız toplumun bütün bireylerine ve aileye zarar veren kadına yönelik şiddetin artık hayatımızdan tamamen çıkması için şiddetten arınmış bir dünya umut ediyoruz.” “ŞİDDET ARTARAK DEVAM EDİYOR” HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise yaptığı konuşmada, gerek ülkemizde, gerekse bütün dünyada, kadına yönelik şiddet bütün çabalara ve gayretlere rağmen, azalmadan devam ediyor ifadelerini kullandı. Arslan Konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünyanın her köşesinde, gelişmiş olup olmadığına bakmaksızın, eğitimli olup olmadığına bakılmaksızın, maalesef her toplumda şiddet artarak devam ediyor. Avrupa Birliği ülkelerinde, kadınların yüzde 27’si aile içi ve iş hayatından dolayı şiddet görüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 30 milyona yakın kadın, aile içi şiddetin mağduru ve büyük bir bölümü de çaresizlik içerisinde. Ülkemizde, bütün çabalara rağmen, ortalama her gün 4’e yakın kadın, aile veya eşi tarafından şiddet görüyor ve öldürülüyor. Bütün bunlar, dünyadaki uygulamalar, kadına yönelik şiddete karşı ortak hareket etmeyi gerektiriyor. Biz de HAK-İş olarak bu şiddetin nedenlerini, buna sebep olan unsurları, tespit edip, buna yönelik tedbirler almaya çalışıyoruz. Bunun için Hak-İş sadece var olan sorunları kamuoyu ile paylaşmak değil, bu sorunlara yönelik çözümler de üretmek gerekiyor. Bizim medeniyetimiz, kadına şiddeti, bütünüyle reddeden, şiddeti, uygulayanların zavallılıklarını ifade ediyor. Bunun için kadına şiddet değil, kadını baş tacı yapan bir medeniyetin çocuklarıyız. Cennet anaların ayakları altındadır diyen bir peygamberin ümmetiyiz.” “KADINLAR ŞİDDETE KARŞI DUYARLI OLMALILAR” Arslan,çalışan kadınların, sendikalı olarak kendi haklarını öğrenme ve savunma konusunda daha ileriye gideceklerine vurgu yaparak kadınların sendikalı olmasına ilişkin şunlardan bahsetti: ‘’O zaman bunlar niye yaşanıyor? Bütün bu şiddet, bütün bu ölümler, bütün bu baskılar, insanlık dışı uygulamalar neden oluyor? Biz kendi kültürümüzden, kendi medeniyetimizden, kendi değerlerimizden, inançlarımızdan koptuğumuz ölçüde bu şiddete kadınlar maruz kalıyor. Bu nedenle, bugün ülkemizde olup bitenler aslında, bizim değerlerimizden bizim inançlarımızdan, bizim referanslarımızdan kaynaklanmıyor. Bu değerlerimizle uymayan, anlayışın ürünüdür. Bu nedenle biz Hak-İş olarak kadınların çalışma hayatında yer alan, her alanda olduğu gibi şiddet konusunda da daha çok duyarlı hale getirmeliyiz.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim