Çevre Mühendisleri Odası, düzenlediği basın toplantısı ile 2017 Hava Kirliliği Raporu’nu açıkladı. Türkiye’deki havanın gittikçe kirlendiğine dikkat çekilen raporda Ankara, havası en çok kirli olan iller arasında yer aldı. Başkent Ankara’da hava kirliliğinin en yüksek olduğu bölge hastanelerin yer aldığı Sıhhiye semti oldu. Ankaralıların tedaviye giderken kirli havayı soluduklarını belirten Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, “Ankara’daki kirliliğin nedeni ulaşım politikasıdır” dedi. İKİ NEDEN: TRAFİK VE ISINMA Sıhhiye’de hastanelerin yer aldığı bölgenin başkentin en kirli bölgesi olduğunu, hastaların hastaneye giderken kirli havayı soluduklarını vurgulayan Bozoğlu, “Bu bölgede kirliliğin birinci nedeni trafik ikinci nedeni ise ısınmak için kullanılan kalitesiz kömürdür. Hava kirliliğinin en yoğun olduğu vakitler sabah ve akşam saatleridir. Bu saatlerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmamalıdır. Bu saatlerde zorunlu olarak trafikte olanlar ise, araç camlarını kapalı tutmalıdırlar” ifadelerini kullandı. SOLUDUĞUMUZ HAVA İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VERİYOR Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kirliliğini ölçmek için kullandığı PM10 parametresine göre ölçümleri düzenli yapılan ve 35 günden fazla PM10 DSÖ sınır değerini aşan Başkent’teki semtler şu şekilde sıralandı: Ankara Sıhhiye 287, Kayaş 258, Keçiören 218, Cebeci 185, Demetevler 178, Sincan 170, Bahçelievler 149 gün olarak belirlendi.  PM10 parametresi incelendiğinde Başkent Ankara’nın soluduğu hava insan sağlığına zarar verecek nitelikte olduğu görülüyor. Verilen verilerin 2016 yılına göre arttığı da gözlemleniyor. KENTSEL DÖNÜŞÜM VE SANAYİLEŞME Açıklanan verilere göre İstanbul’un en kirli ilçesi Esenyurt en temiz ilçesi ise Şili oldu. İstanbul’daki hava kirliliğinin temel nedeni kentsel dönüşümdür diyen Bozoğlu, “İnşaat firmaları kentsel dönüşüm konusunda sulamalar yapmalıdır. Ya da çevreyi koruyacak önlemler almalıdırlar. Çünkü buradan yükselen tozu vatandaşlar soluyor ve bu toz büyük sağlık sorunlarına yol açıyor. Koruma amaçlı tedbirler alınmadıkça kentsel dönüşüm vatandaşlar açısından tehlikeli sağlık sorunlarına yol açmaya devam edecektir” şeklinde konuştu. İzmir’de ise en kirli semtin Gazi Emir olduğunu belirten Bozoğlu, “Son yıllarda Karşıyaka’da hava kirliliğinin dikkat çekici bir şekilde arttığını görebiliyoruz. İzmir’deki hava kirliliğinin temel nedeni ise artan sanayileşmedir. Diğer nedenler ise trafik ve ısınmadır” dedi. TERMİK SANTRALLER HAVA KİRLİLİĞİNİ DAHA ÇOK ARTTIRIYOR Termik santrallerin bulunduğu bölgelerde hava kirliliğinin artarak devam ettiğini vurgulayan Bozoğlu, “Özellikle Kahramanmaraş, Elbistan, Zonguldak, Manisa ve Muğla bölgelerinde kirlilik yoğun bir şekilde artıyor. Bu bölgelerde yer alan santrallerin hepsi özelleştirilen santrallerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde acilen bir kanun çıkarılarak bu santraller konusunda önlemler alınmalıdır. Acilen sağlıklı politikalar ve kararlar alınmalıdır. Belediyelerin kalitesiz kömürleri kontrol edip o şekilde dağıtımını yapması gerekir. Yoksul mahallelere yapılan kömür yardımı yerine, doğal gaz yardımı yapılmalıdır. Ancak bu şekilde yoksul mahallelerde artan hava kirliliğinin önüne geçilebilir” diye konuştu. EN TEMİZ EN KİRLİ İLLER Kurulan istasyonlar açısından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teşekkür eden Bozoğlu, sorunu tespit etmenin tek başına yetmediğini, soruna çözüm üretmek gerektiğini söyledi. PM10 Parametresine Göre En Temiz ve En Kirli 10 İl:  Temiz illerimiz ; Artvin, Bitlis, Eskişehir, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale. PM10 parametresine göre ölçümleri düzenli yapılan ve 35 günden fazla PM10 DSÖ sınır değerini aşmayan yalnızca 6 ilimiz bulunmaktadır. Kirli İllerimiz; Amasya, Manisa, Bursa, Adana, Denizli, Niğde, Ankara, Tekirdağ, Hatay, Tokat. ÖNLEMLER Öncelikle hava kalitesinin tespitinin en doğru şekilde yapılması ve kaynakların en doğru şekilde belirlenmesi için ülkemizde bulunan istasyon sayıları yeterli düzeylere çıkarılmalı ve istasyonların kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır. Aynı zamanda istasyonların kalibrasyonları düzenli olarak kontrol edilmeli, kalibrasyonu uygun olmayan istasyonların verileri kamuoyunun yanlış bilgilenmemesi adına paylaşılmamalıdır. Neredeyse tüm illerimizde hava kalitesi izlenmesi için istasyon bulunmaktadır, fakat bulunan istasyonların tamamında tüm kirlilik parametrelerinin ölçümleri yapılmamaktadır. İstasyonlar da PM10 ve SO2 ölçümlerinin yanında NOx, CO, NO2 ölçümlerine de yer verilmelidir. Ayrıca PM10 ile karşılaştırıldığında sağlığa etkileri daha fazla olduğu bilinen PM2,5 ölçümü yapılan istasyonların sayısı acilen artırılmalı ve mevzuatta limit değerleri tanımlanmalıdır. Bazı kentlerin coğrafi yapılarından kaynaklı olarak hava kirliliği problemi yaşanmaktadır. Enverziyon olayının da yaşanmasıyla bazı kentlerde kirli hava dağılamamaktadır. Bu nedenle kentleşme planlarının coğrafi konum ve enverziyon riski göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. Kentsel dönüşümün süreci hava kirliliği sorununun çözümü için fırsata çevrilmelidir. Hava kirliğini önlemek adına hava koridorları oluşturulmalıdır.  Aynı zamanda enverziyon yaşanacak günler için acil önem planları oluşturulmalıdır.  Evlerde ısınma amaçlı kullanılan kömürler belediyelerce kontrol edilmeli, kalitesiz kömür kullanımına kesinlikle izin verilmemelidir. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde kömür kullanımını azaltmak için evlere kömür yardımı yerine doğalgaz yardımı yapılmalıdır. Aynı zamanda ısınmada verimlilik sağlanması için binaların yalıtımları kontrol edilmeli ve binaların yalıtımının sağlanması için teşvik sistemleri oluşturulmalıdır. Merkezi ısıtma sistemlerine geçilmelidir. Şehirlerin planlaması hava kirliliği de göz önünde alınarak yapılmalıdır. Özellikle yeni binalarda pasif ve yeşil binaların artırılması, yolların ve toplu taşımanın güzergahlarının şehrin günlük akışı göz önünde bulundurularak yapılması şehiriçi hava kirliliğin azalmasına yardımcı olacaktır. Özellikle büyükşehirlerin problemi olan trafikten kaynaklı emisyonların azaltımı için; yeşil dalga ve akıllı sinyalizasyon sistemlerinin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.  Hava kirliliğinden kaynaklanan hastalıklar bilinmektedir. İl Sağlık Müdürlükleri gibi ilgili kurumlar tarafından hastane başvuruları incelenmeli ve hava kirliliğinden kaynaklı hastalıklara ve ölümlere dair istatistiksel verileri yayımlanmalıdır. Çocuklar, yaşlılar, hastalar ve hamileler için özellikle enverziyon günleri ve saatleri önceden tespit edilerek vatandaş bilgilendirilmeli ve dikkat etmeleri gereken hususlar konusunda uyarılmalıdır. Bunun için SMS, sosyal medya gibi araçlar kullanılmalıdır. Temiz hava merkezlerinin uyarıları dikkate alınmalı ve hava kirliliği riski olan günlerde fabrika bacalarından daha az gaz çıkışı olması, trafik yoğunluğunun azaltılması vb. özel önlemler alınmalıdır. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim