Bu ara bildiğimiz üzere Ankara ve çevre illerde hava kirliliği hat safhada... Suriye'nin kuzeyinden gelerek Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan toz fırtınası, illere yayılmaya devam ediyor. Etrafı bir toz bulutu kaplamış durumda. Sis perdesi gibi inen bu toz fırtınası aynı zamanda sadece görüş açımızı değil, sağlığımızı da derinden etkiliyor. 8 ili etkisi altına alan toz fırtınasına karşı şimdilik yapılacaklar belli. Geçici önlemler alarak en az hasarla  bu durumu atlatabiliriz. Uzun vadede baktığımızda düşündüğüm tek şey, her şeyi kendi ellerimizle yok edip, hiçe saydığımız. Çevreyi kirleten biz, havayı kirleten biz ama yine şikayet eden de biz. İşte tezatlık tam olarak burada başlıyor. Eldekinin kıymetini bilmek sadece sevdiklerinle veya eşyalarınla bitmiyor. Biz ne soluduğumuz havanın ne de üstüne bastığımız toprağın kıymetini biliyoruz. Bize ömür boyu kar kalacak asıl nimetin değerini kaybedince de kara kara düşünmeye başlıyoruz. Yediğimiz ürünlerin çoğu  GDO'lu, içtiğimiz sular desen herkes şikayetçi tek atladığımız nokta tüm bunları kendi ellerimizle hazırlayıp sonra da kara kara düşünmemiz. Bütün kaynakları kendi ellerimizle yok edip sonra da ah vah ediyoruz. Haberlerde okuduğum ve çevremden gördüğüm kadarıyla '' Başkent’in seyir terası konumundaki Ankara Kalesi’ne çıkarak, kenti seyretmek isteyenler, puslu hava yüzünden istedikleri manzarayı görememişler. Anıtkabir, Kocatepe Cami, Atakule gibi simge yapıları toz  taşınımı yüzünden görülemezken, vatandaşlar da bu anları cep telefonlarıyla kaydetmiş.'' Daha doğrusu kendi eserimizi ölümsüzleştirerek doğaya nasıl katlettiğimizi gözler önüne sermişiz. Şimdi gelelim yurdu saran  toz fırtınasına karşı neler yapacağımıza. Uzmanlar yaşlılar ile çocuklara uyarılarda bulunuyor. Buna göre, yaşlı, çocuk ve solunum sorunu olanların toz bulutunun olduğu saatlerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaları uyarısında bulunuyor. Özellikle akciğer ve kalp rahatsızlığı olanların da dikkat etmesi gerektiğini dile getiren  uzmanlar toz fırtınasının  etkisini artırdığı dönemlerde astım, KOAH, bronşit, kalp rahatsızlıklarını tetiklemekte, cilt ve göz hastalıkları başta olmak üzere daha birçok sağlık problemine neden olmaktadır'' açıklamasında bulunuyor. Peki hava kirliliğinin önüne geçmek adına neler yapılabilir? Aklıma ilk gelenler şöyle; yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri  tercih edilmeli, en basiti  özel araçlar yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmede çok büyük fayda var. Ben en büyük suçu kendimizde buluyorum. Bencil ve sadece kendi mutluluğumuza endeksli yaşamaya alışmışız. Yapılabilecek en doğru şey,  bilinçli bir toplum yetiştirmek olacaktır.  Bu anlamda okullarda derslerde çevre kirliliği ile ilgili derslere ağırlık verilerek  çevre bilinci bireylere aşılanmalı, yeri geldiğinde yasal tedbirlere baş vurulmalı, insan ve çevre sağlığına zarar veren girişimler cezalandırılmalıdır.  
Editör: TE Bilisim