CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz TBMM’de düzenlediği basın toplantısında ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun Suriye'nin kuzeyinde 30.000 kişilik 'Sınır Güvenlik Gücü' kurma planına tepki gösterdi. CHP'li Yılmaz, bu kararının Suriye'de en kritik gelişme olduğunu belirterek, “ABD'nin bölgede oynamaya başladığı rolü yapıcı değil yıkıcı görüyoruz. ABD bölgede kendine taşeronlar arıyor" şeklinde konuştu. TBMM'de ABD öncülüğünde koalisyonun 'Sınır Güvenlik Güçleri' kurma kararına ilişkin konuşan Yılmaz, "ABD'nin Suriye'de özellikle PKK ve PYD'nin bulunduğu alanda sınır güvenliği amacıyla kuracağını açıkladığı 30 bine yakın silahlı unsurdan oluşacak ordu amaç itibariyle Türkiye'yi, Suriye'yi ve Irak'ı baskı altına almaktır. Suriye'de çözüme dönük çalışma yapmak yerine Suriye'yi ayrıştırmaya dönük bir çaba içinde olmasının üzüntü vericidir” dedi. Yılmaz, "Biz ABD'nin bölgede oynamaya başladığı rolü yapıcı değil yıkıcı görüyoruz" dedi. Bu oluşumun Türkiye sınırına, Irak sınırına ve Fırat'ın doğusuna yerleştirileceği yönündeki açıklamayı da 'manidar' bulduklarını ifade eden Yılmaz, "Güya IŞİD karşıtı bir adım olarak gösteriliyor ama IŞİD'in artık temizlenmekte olduğunu biliyoruz. Bu adımın ciddi kuşkular ve kaygıları içerdiğini belirtmek isteriz" diye konuştu. “TRUMP YÖNETİMİNİN DIŞ POLİTİKADAKİ BU ADIMLARINI DOĞRU BULMUYORUZ” Bir soru üzerine ABD'nin bu kararının Suriye dosyasındaki en kritik gelişme olduğunu vurgulayan CHP'li yılmaz, "Bundan daha önemli bir gelişme olamaz. ABD'nin 5-6 yıldır Suriye'de neyle uğraştığının açıkça ifşasıdır. Bundan daha iyi izah olamaz. ABD bölgede kendine taşeronlar arıyor. Her milleti taşeron görüyor ve onlarla bölgeyi dizayn etmek istiyor. Bunu Irak'a, Türkiye'ye ve Suriye'ye karşı kullanmak istiyor. Trump yönetiminin dış politikadaki bu adımlarını doğru bulmuyoruz. Bunu bölgeyi bölme, parçalama yönünde adımlar olarak görüyoruz ve ABD yönetimin de bu tür adımlardan vazgeçmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. 'BİR TARAFTAN ABD, BİR TARAFTAN AKP…' "İdlib'te AKP'nin oradaki cihatçıların hamiliğine soyunmasını da Suriye'nin birlik ve bütünlüğü açısından tehlikeli görüyoruz" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: Bir taraftan ABD, PKK'yı himaye ederek ayrı bir yapı çıkarmak istiyor bir taraftan AKP cihatçıları himaye etmek suretiyle Suriye'nin topraklarının bütünleşmesini ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını ciddi manada zorlaştırıyor. Biz Suriye'nin bir an önce siyasi birliğini sağlamasını, toprak bütünlüğünü sağlamasını ve bu konuda yeni bir siyasi sürecin başlamasını ciddi manada gerekli görüyoruz ve bunu destekliyoruz. Ancak Astana, Cenevre çatışmasının devam ettiğini, Suriye'de 2018 yılında birleşme değil bölünmeye doğru bir yol alındığını da üzülerek görüyoruz. Hükümetin 'bir gece ansızın gelebiliriz' söylemlerini bir yıldan fazladır duyuyoruz. Bunu içerde özellikle milliyetçi kesimin oyunu alabilmek için kullandığının da farkındayız. Artık dış politika konusu hükümetin uygulamalarıyla bir yük haline gelmiş bulunuyor. 2018 yılında OHAL devam ederse Türkiye'ye turist akımında ciddi zorluklar yaşıyacağız. AB ülkeleri, ABD ve diğer ülkeler turizmin en fazla geldiği ülkeler bu Türkiye'deki durumu belki de bir şantaja dönüştürüp turist gelmesini zorlaştıracaklar. Ekonomide de ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bu dış politika iflası ve başarısızlığı bize 2018 yılında ciddi manada zorlayacak. Hükümetin bu gerçekliğin ne kadar farkında olduğu konusunda ciddi kuşkularımız var. Esasen bütün her şey iç kamuoyuna ve seçime dönük yapılıyor. " 'SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KONUSUNDA YARDIMCI OLUNMALI” İdlib ile ilgili tartışmaları da değerlendiren CHP'li Öztürk Yılmaz, "Biz Suriye'de kime hizmet ediyoruz" sorusunu yöneltti. "Hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü parçalayacak unsurlarla hareket ediyoruz. Biran önce İdlib konusunda da bir karar verilmesi gerekir. İdlib merkezi hükümete devredilmelidir. Suriye'nin toprak bütünlüğünü hızlı bir şekilde sağlaması konusunda yardımcı olunmalı. Eğer bu olmazsa yarın orada sıkışacak cihatçılar Türkiye'ye kaçacaktır, Türkiye'ye girecektir. Türkiye orada onları himaye ediyor görüntüsü verdikten sonra onlar bu defa sıkıştıkları zaman nasıl ki Halep'ten kaçıp İdlib'e geldiler, bu defa İdlib'ten kaçıp Türkiye'ye sığındılar şeklinde bir algı yaratılacaktır. Biz uyarıyoruz, Türkiye eğer böyle bir tablo ile karşılaşmak istemiyorsa dünyada yıpranan imajını iyice yıpratmak istemiyorsa bu konuyla alakalı acilen bir siyaset değişikliğine gitmesi ve durumu düzeltmesi lazım. Bu da ancak somut adımlarla olabilir. Gelinen aşama artık karar aşamasıdır, söz söyleme aşaması değildir. Türkiye o bölgede çatıştırılacak bir atmosfere çekiliyor ve maalesef Türkiye diğer taraftan da o bölgedeki hassasiyetleri ve dengeleri okuyamayacak kadar körleştiriliyor. Artık hükümetin Suriye konusunu ciddi manada ortaya koyması lazım. Gerekirse bununla ilgili TBMM'de bir oturum yapılması lazım” dedi. “SİYASET MANEVRASINI GENİŞLETMELİYİZ” Türkiye çok dikkatli olmalı' dediniz, bir operasyon yapılmalı mı?" sorusuna ise, "Türkiye şu anda her zamandan daha dikkati olmalı, burada bir tuzağa çekilmemeli, bir çatışma alanına sürüklenmemeli ve bilmeliyiz ki Türkiye orada terör örgütleriyle boğuşturulursa içeride de bazı olaylar patlatabilirler. Çok dikkatli karar almak lazım" yanıtın verdi. Yılmaz, "Türkiye ne yapmalı?" sorusu üzerine de şöyle konuştu: "Bence Suriye'de bir an önce siyasi çözüm ve toparlanma konusunda kendi pozisyonunu özellikle İdlib ve Esat ile ilgili veya Suriye'nin geneliyle ilgili bu mezhepçi yaklaşıma derhal son vermeli ve Suriye'de siyasi birlik konusunda uluslararası atağa kalkmalı ve Suriye'de biran önce siyasi süreci başlatıp, başlatmaya yardımcı olup bütün aktörleri devreye sokup bir an önce siyasi süreç ve Suriye'nin toprak bütünlüğü konusuna odaklanılmalı. Suriye'te parça başı çözüm bir sonuç değildir. İdlib konusuna yoğunlaşmak demek İdlib'te sizi El Nusra, El Kaide, IŞİD ve diğer terör örgütleriyle aynı kefeye koymak anlamına gelir. Bu, Türkiye'ye zarar verir ve zarar veriyor. Bizi, sonuç alamayacağımız, asla kazanamayacağımız bir alana hapsettiler. Onu yırtıp atmalıyız ve siyasetin manevra alanını genişletmeliyiz." (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim