Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Erkan Yıldız sokak hayvanları için elinden geldiğince çabalayan bir hayvan sever. Görme engelli olmasının buna engel olmayacağını ifade eden Yıldız, “Ülkemizde kedi ve köpekler özellikle de köpekler çevre zararlısı olarak görülüyor. Esasında hayvanlara ait olan bir alanda yaşayanlarsa bizleriz” diyerek gazetemize hayvanlar için neler yaptıklarını anlattı. Hayvanlar için yapılan bağışlar konusunda da uyaran Yıldız, her bağış isteyene güvenip bağış yapmayın, araştırın dedi. “1 YIL ÖNCE SOKAK HAYVANLARINI FARK ETTİM” Sokak hayvanlarının varlığını 1 yıl öncesine kadar fark ettiğini belirten Yıldız o süreçle ilgili şunları anlattı: “Hayvanlar ile bu kadar haşır neşir olmamın sebebi odama bir kedi girmesi ile başladı ve sokak hayvanlarının varlığını fark ettim. Dürüst olmak gerekirse ondan önce olumlu ya da olumsuz bir yargıya sahip olmak şöyle dursun sokak hayvanlarının gerçeğinin bile farkında değildim. Yurtta kedi beslemek yasak olduğundan ben de odama giren kedinin geliş gidiş saatlerini tespit ederek onu beslemeye başladım. Sonraki dönemde kedi bir gün cama çıktı, onunla ilgilenirken fark ettim ki bahçede başka bir kedi daha var. Onu da beslemeye başlayınca gün geçtikçe farkına vardım ki beslemeye başladığım hayvan sayısı arttıkça artıyor.” KLİNİK SORUNLAR YAŞAYAN KEDİLER Beslediği hayvan sayısının gün geçtikçe arttığın fark eden Yıldız, “Yurtta beslediğim kedi sayısı artınca düşündüm ki yurtta bu kadar kedi varsa üniversitenin içerisinde de muhakkak kedi yaşıyordu ve onların da bakıma ihtiyaçları vardı. Bilkent Üniversitesi’nin kampüsünde araştırınca orada da 80-90 civarında kedi olduğunu anladık. Sonrasında öğrendik ki yazın kampüste kimse olmadığından her birinin klinik sorunları oluyor. Beslenme problemi, köpeklerin aç kaldığından dolayı onların saldırısına uğraması gibi birçok sorun vardı. Ayrıca bu işin tıbbi durumuyla ilgili de bu arada bilgiler almaya başladık. Uğraşlarımız, sosyal medyayı bu konuda etkin kullanmamız ile 61 kediyi tedavi ettirdik” diye konuştu. “ÜNİVERSİTEDE HAYVANLAR İÇİN KULÜP KURULDU” Okulumuzun öğrencileri bir araya gelerek sokak hayvanları için bir kulüp kurdular ve aktif bir şekilde hayvanlarla ilgileniyorlar diyen Yıldız, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yüzden oradaki yükümüz de azaldı, böylelikle başka yerlere giderek oradaki sokak hayvanları ile ilgilenmeye başladık. Bundan dolayı sürekli üniversitedeki hayvanlar için mücadele ediyorum dersem yalan olur. Bizim üniversite özel üniversite olduğu için biz daha çok maddi anlamda yetersizlik çeken bölgelerle ilgileniyoruz, oraların klinik vakalarına koşturuyoruz. Yakın zamanda Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ndeki kedilerin kısırlaştırılması ve tedavi edilmesi ile ilgilenmeye başladık.” ‘EŞEKTEN DÜŞENİ EN İYİ EŞEKTEN DÜŞEN ANLAR’ Yıldız, insanların klinik desteği ve sahiplendirme talepleri için çok büyük katkılarda bulunduklarını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:“Belki de bunun nedeni görme engelli bir insanın bu denli sokak kedileri için uğraşıyor olmasıyla da alakalı olabilir. Ama bana kalırsa bu çok normal bir durum. Bunu şöyle de tabir edebiliriz, ‘Eşekten düşeni en iyi eşekten düşen anlar’ Aslında toplumda mağduriyet yaşayan insanın sokak hayvanlarına daha çok ilgi göstermesi gerekir. Çünkü bizim için empati göstermek daha kolay.” “MASRAFLARI KENDİMİZ KARŞILIYORUZ” Kedilerin masraflarını genelde biz kendi cebimizden ödüyoruz diyen Yıldız,“Her hayvan sever gibi benim de çok borcum var. Çünkü kimseden maddi anlamda bir şey talep etmiyoruz. Çok sıkıştığımız zaman sosyal medya üzerinden yardım talebinde bulunuyoruz ve bununla da olumlu anlamda ilgilenen çok insan oluyor. İnsanda olan sigorta sistemi hayvanlarda olmadığından onun klinik bakımıyla alakalı ne ödeniyorsa tedavisiyle ilgilenen kişinin cebinden çıkıyor. Bu anlamda da hiç kimseyi eleştiremem çünkü benim bile 1 seneye kadar sokak hayvanlarının varlığından dahi haberim yoktu. Bu insanlar bilinçlendikçe olacak şey” diye konuştu. “KANUNLAR YETERSİZ” Yıldız, kanunların hayvan hakları konusunda çok yetersiz olduğunun altını çizdi. Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hatta çoğu zaman yarardan ziyade kanunların zararı da olabiliyor. Bunu da sadece kedi-köpek ile sınırlı tutmamak lazım. Bu biraz da bence şununla alakalı, ülkemizde 80 milyon kişi var. 80 milyon kişiden 25 milyonu bile hayvanlara yapılan zulümlerden duydukları rahatsızlığı etkili bir şekilde dile getirseler hayvanlarla ilgili yasanın değişmesi en fazla 3 günü bulur. Öncelikle bu işin aşağıdan yukarıya doğru gitmesi lazım. Herkes çok hayvan sever de olsa sokak köpeğinden rahatsız olup onu şikayet eden komşunuza bunun yanlış olduğunu anlatamadığınız sürece bu sorun çözülemez.” “HAYVANLAR ÇEVRE ZARARLISI OLARAK GÖRÜLÜYOR” Ülkemizde kedi ve köpeklerin özellikle de köpeklerinçevre zararlısı olarak görüldüğünü ifade eden Yıldız,“Esasında hayvanlara ait olan bir alanda yaşayanlarsa bizleriz. Bunu ise çözecek olan çocuklara hayvanlar konusunda eğitim vermek olacaktır. Örneğin görme engelli bir yeğenim var ve ona ailesi 1 yaşından beri hayvan sevmeyi, hayvan sevmenin ne demek olduğunu öğretiyorlar. Yeğenim Mete’nin büyüdüğünde sokağındaki hayvanı şikayet etme ihtimali var mı? Bu mümkün değil. Eğer ki bunu aile sağlayamayacaksa bundan sonrası için bu sorunu çözecek mecra ilkokul öğretmenleri olacaktır. Bir hukukçu olarak özetle diyeceğim şu ki bu sorunu eğitim çözecektir” dedi. “KAZA GEÇİREN HAYVANLARI VETERİNERE GÖTÜRÜN” Yolda kazaya uğrayan hayvanları bir veterinere götürün diye çağrıda bulunan Yıldız, “Sağlık durumu ağır olan ya da kaza geçiren hayvanları öncesinden fark edememek hepimiz için büyük bir eksiklik. Yolda gördüğümüz kazaya uğramış sokak hayvanlarını keşke ‘ah kaza geçirmiş’ diye üzülmekten ziyade kucağımıza alıp da keşke veterinere götürsek hayvan ölümlerini daha da aza indirmiş olacağız. Bu dediğim herkes için geçerli. Çünkü bu iş için koşturan bir avuç insan her hayvana koşturamıyor ya da yetişemiyor. Yolda biraz gözümüz açık yürüyüp, kazaya uğramış hayvanı veterinere götürmek dünyanın en güzel işini yapmak olacaktır” ifadelerini kullandı. “BAĞIŞ İSTEYEN HERKESE GÜVENMEYİN” Konuştuklarını 2 maddede toplayan Yıldız şunları söyledi: “Burada yapılacak şeyleri toparlamak gerekirse ilk olarak hayvan severlere yardım etmekten ziyade insanlar direkt hayvanlara yardım etmeyi tercih etsinler. İkincisi ise ‘hayvan severiz’ kisvesinde bağış isteyen insanlara hemen güvenmesinler. Bağış isteyenleri araştırın, sorgulayın, kim olduklarına emin olun, yaptığınız yardımların hayvanlara gideceğini kesinleştirin ve bağışlarınızı ona göre yapın. Bunu ara sıra yardım talep etmek zorunda kalan birisi olarak söylüyorum. Bu ben de olsam hemen güvenip parasal yardımda bulunmayın.” İLERİYE YÖNELİK PLANLAR Son olarak ileriye yönelik planlarından bahseden Yıldız, “İlerisi için düşündüklerimden bahsetmek gerekirse öncelikle bu konuda benden daha iyi olan insanlara destek vermek isterim. Her geçen gün bambaşka şeyler öğreniyorum ve planlarımın arasında ileride akademisyen olmak var. Eğer ki akademisyen olursam girdiğim her sınıfta hayvan sevgisi ile alakalı bir şeyler anlatmak isterim, yeni neslin de bu konuda bilinçlenmesini istiyorum çünkü. Tekrar etmek gerekirse ne yapılacaksa öne çocukları koymak gerekir” dedi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)