Başbakan Binali yıldırım TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuştu. ABD ile yaşanan vize krizi hakkında değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, “"Ülkemizdeki ABD misyonları dahil bütün elçiliklerine dair güvenlik tedbirleri devam ediyor. Türkiye bir kabile devleti değildir, bize yapılanın karşılığını misliyle veririz" şeklinde konuştu. Yıldırım, İstanbul'daki ABD konsolosluğunda bir çalışanın casuslukla suçlanarak tutuklanmasının ardından çıkan ABD ve Türkiye arasındaki vize krizine ilişkin olarak, "Sorun bir an önce çözülmelidir, Türkiye olarak bütün ülkelerle irtibat kanallarımız açıktır" dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Yıldırım, Halkbank Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına isim vermeden, "Bir bankamızın genel müdür yardımcısını yaka paça alırken bizden izin mi aldınız? FETÖ elebaşını hala orada tutmak müttefikliğe sığar mı?" diyerek tepki gösterdi. Binali Yıldırım'ın konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bugün menfur terör olayında, gar patlamasında yüzden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Bugün o menfur olayın yıl dönümü. Bu vesile ile hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.  Son grup toplantımızı 25 Temmuz'da sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımız Ukrayna ve Sırbistan'ı kapsayan ziyaret gerçekleştiriyor. Bugünkü toplantımızı beraber yapıyoruz. 14 Ağustos'ta AK Parti'nin 16. kuruluş yıl dönümünü hep beraber kutladık. Geçen iki aylık sürede ilçe kongrelerimizi yapmaya başladık. Çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu Afyon'da geleneksel istişare ve değerlendirme toplantılarımızın 26.'sını gerçekleştirdik. “ÜLKELER ARASINDA DEVAMLI DÜŞMANLIK OLMAZ, DOSTLUK DA OLMAZ” ABD, müttefiklik ilişkimizle bağdaşmayan bir karar aldı, ülkemize vize vermeyi askıya aldığını duyurdu. Bundan esef duyuyoruz. Ülkemizdeki ABD misyonları dahil bütün elçiliklerine dair güvenlik tedbirleri devam ediyor. Türkiye bir kabile devleti değildir, bize yapılanın karşılığını misliyle veririz. Nitekim saatler sonra aynı ifadelerle aynı şekilde gereğini yaptık, karşılığını verdik. Devletler aralarındaki sorunları konuşarak, görüşerek çözmek zorundalar. Ülkeler arasında devamlı düşmanlık olmaz, dostluk da olmaz. ABD'yi daha sağduyulu olmaya devam ediyoruz. Sorun bir an önce çözülmelidir, Türkiye olarak bütün ülkelerle irtibat kanallarımız açıktır. Konsolosluklara, elçiliklere gelen insanların sayısını asgariye düşürmek için yaptıklarını söylüyorlar. Bu hiç ama hiç inandırıcı bir gerekçe değildir. Ancak kafalarının arkasındaki gerçek nedeninin ne olduğunu söylemekte gecikmediler, onu da söyleyiverdiler. Neymiş efendim FETÖ soruşturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kişiler hakkında hukuki süreç başlatmışız. Eee ne olmuş? Türkiye bir hukuk devletidir. Yani beyefendilerden izin mi alacağız? FETÖ ELEBAŞINI HALA ORADA TUTMAK MÜTTEFİKLİĞE SIĞAR MI? Bir bankamızın genel müdür yardımcısını yaka paça alırken bizden izin mi aldınız? FETÖ elebaşını hala orada tutmak müttefikliğe sığar mı? Özet olarak ABD yönetimi birkez daha başını öne eğip 15 Temmuz ve sonrası yaşananları ele almalılar. Neden Türkiye'de yüzde 80'nden fazlası ABD'ye sempati duymuyor, bunun cevabını bulmak zorunda. Eğer müttefikliğimiz devam edecekse Suriye'den PKK'nın kuzenleri YPG/ PYD'ye de kol kanat germekten bir an önce vazgeçmelidir. Kimi cezalandırıyorsun? Kızgınlıkla ülkeler arasındaki ilişkileri geren bu tip kararlar alınmaz. “SINIRLARIMIZDA YAŞANAN GELİŞMELERİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ” Ülkemizin hangi köşesinde olursa olsun sınırlarımızda yaşanan hiçbir gelişmeyi görmezden gelemeyiz. Bugün dünya üzerinde Ortadoğu’yu en iyi bilen bölgede ne olup bittiğini kavrayacak olan Türkiye'dir. Özellikle son zamanlarda Suriye'de yaşanan gelişmelere yön vermek üzere Suriye ve İran'a Astana sürecinde inisiyatif aldık. Sınır güvenliğimizi sağlamak amacıyla geçen yıl 24 Ağustos'ta Fırat Kalkanı Harekatını başlatmıştım. Bu harekat kapsamında güney sınırımızda 2 bin kilometrelik güvenli alan tesis ettik, DEAŞ unsurlarını yok ettik.  Astana süreci doğrultusunda ateşkesi tahkim edecek adımlar attık. İdlib ve çevresinde gerginliği azaltma ve çatışmaları önleme doğrultusunda bir karar verildi. Hatay'a sınır komşusu olan İdlip esasen Halep'te geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar sonrası sivil halkın akın akın bu bölgeye gelmesi nedeniyle çok ağır şartlar içerisinde o insanlar yaşıyor. Ve bu insanlar arasına sızan terör unsurları da var. Alınan karar çerçevesinde İdlip çepeçevre bir güvenlik çemberine alınacak, terör faaliyetleri önlenecek. Olası iç karışıklıkta ülkemize büyük göç dalgasının önüne geçilecek. 8 Ekim itibarıyla askerlerimiz keşif faaliyetlerine başladılar. Fırat Kalkanı'ndan sonra Suriye'de sınırlarımız ötesinde gerçekleştirilen ikinci bir faaliyettir. Birincisi ayrıştırmak, ikincisi zemin hazırlamak, üçüncüsü ülkemize muhtemel göç dalgasının önünü almak" KUZEY IRAK REFERANDUMU "Irak halkı ve hükümeti DEAŞ ile uğraşırken bunu fırsat bilip kendi boş hayallerinin peşinde koştular. Tek taraflı girişim Irak anayasasının açık ihlalidir, hukuksuzdur. Bu gidişat onları hayıra götürmez, yol yakınken bu vahim yanlıştan dönmelerini tavsiye ederiz. Türkiye'nin Irak'taki tek muhatabı Irak merkezi yönetimidir. Peşmergeye vermekte olduğumuz eğitime son verdik. Erbil ve Süleymaniye'ye uçuşları durdurduk. Ülkemizin bazı illerinin kendi haritaları içinde gösterilen televizyonları uydu yayınından çıkardık. Habur Kapısı'nın civarında askeri tatbikatlara başladık. Kuzey Irak için aldığımız tedbirler kati suretle Irak'taki Kürt, Arap, Türkmen, Asuri ve Ezidi gibi unsurları hedef almamaktadır. Bizim derdimiz sorumsuzca davranan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'dir. (Kadir GÜRHAN)

Editör: TE Bilisim