YKS sınavı nedir sorusu milyonlarca öğrenci tarafından en çok merak edilen ve araştırılan konular arasında gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. YGS ve LYS sınavlarının kaldırılmasının ardından yapılan açıklamayla birlikte YKS sınavı yeni sistem olarak öğrencilerin karşısına gelecek. Peki, YKS sınavı nedir? Yükseköğretim Kurumları Sınavı nasıl yapılacak? Eğitim uzmanı Mustafa Kayaalp ile yeni sınav sistemi hakkında konuştuk. MART AYINDAN SONRA BÜTÜN ÇALIŞMALARI BIRAKIYORLARDI Eğitim uzmanı Mustafa Kayaalp, yeni sistemde en büyük farklılığın Mart ayında yapılan ilk sınavın kaldırılarak, bütün sınavların aynı gün içerisinde yapılacağı olduğunu söyleyerek, ‘’Öğrencilerin alıştığı ve aşina olduğu YGS-LYS sisteminde 2 sınav var. Birinci sınav yoruma dayalı YGS Mart ayında, ikincisi bilgiye dayalı bir sınav olan LYS Haziran ayında yapılıyordu. Şimdi yeni düzenleme ile Mart ayında yapılan sınav kalktı. YGS biraz da yoruma dayalı olduğu için aslında barajı geçme sınavıydı. Yani barajı geçemeyen öğrenci Mart ayından sonra bütün çalışmalarını bırakıyordu. Yani 12.sınıfta okuyan bir öğrenci, Mart ayında sınava girip barajı geçemeyince bu defa da okulun ya da eğitim almanın hiçbir önemi kalmıyordu. Bunu engellemek için YGS’den vazgeçildi. Halihazırda var olan Yükseköğretime Giriş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sistemleri arasında üç aylık bir süre farkı bulunuyor. Adaylar Mart ayında YGS'ye girip ardından haziran ayında lisans tercihlerini yapabilmek için 5 ayrı oturumda yapılan LYS sınavlarına giriyordu. Yeni sistemin en büyük farklılığı kendini burada gösteriyor’’ dedi. İLK SINAV SORULARINI HERKES ÇÖZECEK Yeni sınav sisteminin ilk oturumunun isminin Temel Yeterlilik Testi (TYT) olduğunu belirten Kayaalp, ‘’Onun yerine Haziran ayında 2 oturumdan oluşan bir sınav sistemi getirildi. Birinci oturum sınavının adı Temel Yeterlilik Testi (TYT) olarak belirlendi. İkinci oturum da aynı gün öğleden sonra yapılacak onun adı da Yükseköğretim Kurumlarına Giriş Sınavı (YKS) oldu. Birinci sınav olan Temel Yeterlilik Testi (TYT)’ne herkes girecek. TYT’de 40 Türkçe sorusu, 40 Matematik sorusu öğrencilere yöneltilecek. Aynı KPSS’de görüldüğü gibi yetenek testine benziyor bu ilk sınav. Orada da sadece Türkçe ve Matematik yetenek için soruluyordu burada da öyle oldu. Bu sınava, bütün bölümlerin öğrencileri girecek. Hepsinin de puan katsayıları aynı olacak’’ şeklinde konuştu. KPSS YETENEK SINAVIYLA BENZERLİK VAR Üniversiteye girişte yapılması planlanan yeni sınavda, ilk oturumda öğrencilerin bütün soruları, bölümleri fark etmeksizin çözmek zorunda olduklarının altını çizen Kayaalp, ‘’Eskiden bir sayısal öğrencisi Türkçe sorularını cevaplandırdığı zaman, bu onun sayısal puanına çok fazla etki etmiyordu. Şimdi Türkçe ile Matematik eşit puanda. Yani bu durumda, sözel bölüm öğrencileri Matematik çözecek, sayısal bölüm öğrencileri de Türkçe sorularını eşit oranda çözecek. Burada amaçlanan KPSS’de olduğu gibi öğrencilerin yeteneklerini görebilmek. Yani bir sayısal bölüm öğrencisinin Türkçe sınavını iyi bir şekilde çözebilmesi aynı zamanda da bir sözel bölümü öğrencisinin Matematik sorularında belli bir doğru sayısına ulaşması gerektiği. Bu sınavda baraj olmayacak. Bu sınav bir baraj değil. Bu sınav sabah saatlerinde olacak. Öğleden sonra ise ikinci oturum sınavı başlayacak. Aynı gün içerisinde, ara verilerek yapılacak’’ ifadelerini kullandı. İKİNCİ SINAV BRANŞLARA AYRILIYOR Aynı gün içerisinde yapılacak olan sınav oturumlarının ikincisinin öğrencilerin kendi branş alanlarına göre soru çözme zorunlulukları bulunduğunu belirten Kayaalp, ‘’İkinci oturumda artık öğrencilerin kendi branşlarına göre çözecekleri alanlar belli olacak. Örneğin, bir sözel bölümü öğrencisi, iki sınava girecek. Bunlardan biri, Edebiyat-Sosyal 1 Testi. Bu testin içinde 24 Edebiyat, 10 Tarih, 6 Coğrafya sorusu sorulacak. Sözel bölümü öğrencilerinin gireceği ikinci sınav Sosyal Bilimler sınavı olacak. İçerisinde, Tarih-2, Coğrafya-2, Felsefe ve Din soruları bulunacak. Eşit ağırlık bölümü öğrencileri ise ilk olarak aynı sözel bölüm öğrencileri gibi Edebiyat-Sosyal 1 sınavına girecekler. Bir de Matematik-1 sınavına girecekler. Sayısal bölümü öğrencileri de yine aynı şekilde 2 farklı sınava girecekler. Onların da ilk gireceği sınav Matematik-1 sınavı olacak. İkinci girecekleri sınavın ismi Fen Bilimleri sınavı olacak. Bu şekilde olacağı söyleniyor’’ dedi. ÖĞRENCİLER KENDİ ALANLARINA YOĞUNLAŞACAK Yeni sınav sisteminde, öğrencilerin yalnızca kendi alanlarına yoğunlaşabileceklerini hatırlatan Kayaalp, ‘’Ama bu sınav sisteminde şöyle bir sıkıntı çıkıyor. Bir önceki sistemde, örneğin bir sayısal bölüm öğrencisi Edebiyat sınavına girip yüksek puan aldığı takdirde hukuk bölümünü tercih edebiliyordu. Şimdi bu sisteme göre hiçbir şekilde Edebiyat sınavına giremeyecek. Ama şöyle bir şey söylendi, sınava giren herkese büyük bir kitapçık verilecek. Bu kitapçığın içerisinde Edebiyat sınavı da olacak, Matematik, Fen ve Sosyal sınavları da bulunacak. Yani 160 tane soru verilecek. Bir oturumda herkes kendi alanını yapacak ama eğer öğrenci kendine güveniyor, hızlı çözüyor ise süreyi yetiştirdiği takdirde başka alandan da soru çözebilecek. Bu sınavın süresi 180 dakika olacak. Yani bir sayısal öğrencisi, vakti kalıyorsa, edebiyat sorularını da çözebilecek. Ama burada süre çok kısa tutulduğu için öğrencileri biraz zorlayacak gibi görünüyor’’ yorumunu yaptı. ‘’SORU SAYISINI AZ BULUYORUZ’’ Eğitimciler olarak, soru sayısının az olduğunu düşündüklerini söyleyen Kayaalp, ‘’Şu anda sürelerle ilgili çalışmalar sürüyor. Biz öğretmenler olarak bu soru sayısını az buluyoruz. Çünkü örneğin, bir eşit ağırlık öğrencisinin girdiği sınava bakarsak, soru sayısı az oluyor. Yani 4 yıllık eğitimini aldığı coğrafya dersinden sadece 6 soru ile karşılaşacak. Ya da bir fen bilimleri öğrencisi, 13 tane fizik sorusu çözmüş olacak’’ dedi. SÜRE ÖĞRENCİLERİ SIKIŞTIRABİLİR Yeni sınav sisteminin dezavantajlarından birinin öğrencilerin sınav sorularını çözerken yaşayacakları süre sıkıntısı olduğuna değinen Kayaalp, ‘’Bu yeni sistemin tabii ki avantajları da var dezavantajları da var. En büyük dezavantajı sürenin kısıtlı olması. Mesele ilk sınavda 80 soruya 90 dakika veriliyor. Bu inanılmaz bir süre. Neredeyse ALES’in süresinden bile kısa bir süre. İlk açıklamada soru başına 1,75 dakika verileceği söylendi. Ama şu anda 1,25 dakika inmiş oldu. Bu süre gerçekten çok kısa. Öğrenciler bu sürede bu kadar soruyu çözemiyorlar. Örneğin biz ilk denemesini yaptık. 80 dakikada 20 soruyu anca işaretleyebilen öğrenciler var. Hani soruyu doğru cevaplamak da değil sadece işaretlemiş olmak burada kastettiğimiz. Bunun için de sürenin kesinlikle yetişmeyeceğini düşünüyoruz’’ şeklinde konuştu. PUANLAR 2 SENE GEÇERLİ OLACAK İlk defa bu yıl uygulanacak olan sınav sisteminin, en büyük farklılığının, öğrencilerin aldıkları puanları bir sonraki senede de kullanabilecekleri olduğunu hatırlatan Kayaalp, sözlerini şöyle sürdürdü, ‘’Yeni sınav sistemiyle üniversite hazırlık süreçlerine gelen en büyük değişikliklerden biri herhangi bir yılda aldığınız puanın bir sonraki sene de geçerli olması. Adaylar TYT'den 200 ve üzeri puan alabilirlerse bu puanı tercih yapmadıkları takdirde isteğe bağlı olarak bir sonraki yıl da kullanabilecekler. Burada altı çizilmesi gereken nokta, bu uygulamanın bir zorunluluk değil, bir tercih olarak tasarlanmış olmasıdır. Sınav bu şekilde kalırsa, okulların puanları inanılmaz şekilde aşağı düşer diye düşünüyoruz. Sıralama zaten sabit onda bir değişiklik olmaz. Bu sınavın avantajlarından biri, sınavda alınan puanın 2 yıl boyunca geçerliliğini koruması oldu. Yani öğrenci sınav puanını bir sonraki sene de kullanabilecek. Örneğin öğrenci bu sene sınava girdi, ilk girdiği sınavın puanı yüksek, ikinci sınavının puanı düşük. Bir sonraki sene, düşük olan sınavının puanını telafi edebilecek. Yani sadece bir sınava çalışabilir. Bu bir de sınavı kaçırma, sınava girememe durumları için de bir avantaj oldu. Örneğin öğrenci birinci sınava giremedi, yalnızca ikinciye girebildi. Bir sonraki sene giremediği ilk sınavı telafi edebilecek.’’ BARAJI GEÇEMEYEN GİREMEYECEK KURALI KALKIYOR Bir önceki sistemde uygulanan YGS baraj puanı uygulamasının, bu sınav sisteminde kaldırıldığını, böylece bütün öğrencilerin yapılan bütün sınavlara girmeye hak kazandığını söyleyen Kayaalp, ‘’Baraj puanı için ise girilen bu sınavların ortalaması alınacak. Birinci oturumda yapılan Türkçe ve Matematik sınavlarından alınan puan ortalamayı aynı YGS’de olduğu gibi yüzde 40 oranında etkileyecek. İkinci oturumda ise yüzde 60 oranı belirlendi. İki sınavın ortalaması alınarak bir puan oluşturulacak. Baraj yine, iki sınavın ortalaması alınarak belirlenecek. Baraj puanları değiştirilmeyecek. Yükseköğretim kurumlarında, 2 yıllık okullar için baraj puanı 160, 4 yıllık okullar için 180 barajı devam ediyor. Bu sınavla barajı geçemedin ikinci sınava giremeyeceksin diye bir durum yok. Herkes iki sınava birden girebilecek. İlk oturumdan 150'den fazla puan alan adaylar ön-lisans programlarından tercih yapabilecek. Lisans tercihi yapmak isteyen adayların ise 180 puanı geçmesi gerekiyor’’ diye konuştu. (Türkan ÇATAL)      

Editör: TE Bilisim