Okulların tatile girmesi ve üniversite seçme sınavının yapılması ile birlikte başkentimiz boşalır. Sabah işe gidiş, akşam eve dönüş trafiği rahatlar. Toplu taşım araçları boş olur. Adeta genç nüfus ortadan kaybolur. Biz de adettir okul tatile girer, öğrenci sabaha hatta öğlene kadar internette oyun oynar. Akşamları yaşayan yarasalara dönerler. Obezite; sağlıksız beslenme ve hareketsiz hayat ile daha çok artar. Odasından dahi çıkmayan yaratıklara dönüşürler adeta. Çok şükür paket servis yemek işi  gelişti. Artık hiç zahmet yok. Aman ha çocuğunuzun böyle olmasına izin vermeyin. Sosyalleşmesine ve hayata karışmasına katkıda bulunun. Sadece para vererek işin içinden sıyrılmanın. Obez gençlik büyük tehlike. Başta belediyeler, il spor müdürlükleri, özel okullar, spor kulüpleri yaz okulları açıyorlar. Hatta servisler ile evlerinden getirip götürüyorlar. Her türlü spor, yabancı dil, sanatsal aktivite var. Gençlik kampları çok iyi noktaya gelmiş durumda. Farklı şehirlerden gençler bir araya geliyor, kaynaşıyor, denizle buluşuyor. Tarihi ve turistik ziyaretler yapıyorlar. Anı biriktiriyorlar. Kredi Yurtlar Kurumu gençlere tatilde yardımcı olmalı. Onların ülkeyi gezerken konaklama ihtiyacını gidermeli. Böylece öğrenci yurtları yazın öğrenci otelleri olur. Avrupa seyahati çok gelişti. Gençler tren ve birçok özel organizasyonla çok güzel geziler yapabiliyor. Part time çalışma imkanı ile gezebilme ve başka ülkeleri tanıma şansı var. Tatil planları yapılıyor. Temmuz ve Ağustos Ankara nispeten boşalır. Hatta artık çoğu emekli 6 ay Ankara' da yok. Yazlık bölgesinde yaşıyor. Aslında iki yerde de mahalli seçimde oy kullanmalı. Örneğin Bodrum belediyesi için Ankara'da sandık açılmalı. Sahil şehirlerimizin nüfusu yazın çok büyük rakamlara ulaşıyor. Her sosyal seviyeden insan akdeniz ve egeye koşuyor. Kış ve yaz insan sayısı çok farklı. Şehircilik açısından bu konuda çalıştay yapılmalı. Eskiden sadece elit ve zengin kesim tatile gider ve yazlığı olurmuş. Hatta meşhur gazete başlıkları var; halk plaja akın etti vatandaş denize giremedi diye. Migros kamyonet üstünde seyyar market ile ilk defa tatilciler için girmiş sektöre. Deniz kenarı arsalar verimsiz diye kızlara verilirmiş. Eski Türk köylerinde denize bile bakmazmış pencereler. İmam Hatiplerin kurucusu Celaleddin Ökdem hoca her yaz büyükada da evinde yaşarmış. Sayfiye kültürü olan bir haza beyefendi. Her iki tarafında önyargıları bırakıp hayata böyle bakması gerekir. Velhasıl yazlık, deniz, güneş herkes için bir nimet ve ihtiyaç meselesi. Bütün rütbe ve zenginliğin bir kenarda kaldığı herkesin kaynaştığı sosyal bir ortam. Hükümetler bu konuda halka yönelik politika üretmeli. Üç tarafı denizle çevrili artık MAVİ VATAN diye tabir edilen coğrafyamızda hedef herkesin bu zenginlikten yararlanabilmesi olmalı. Deniz görmeden ölen insanımız olmasın. Başta balık tüm deniz ürünlerini daha iyi üretmek, avlamak, tüketmek ve de ihraç etmek durumundayız. Et ve Balık kurumunun adını süt ile değiştirip devlet bu yükü üstünden atamaz. Sağlıklı hayat için herkesin balık yemesini sağlamamız gerekiyor. Balık dağıtım, saklama, reyon ve satış dükkanlarının standarttı yükseltilmeli. İhraç deniz ürünlerine önem verilmeli. Uluslararası balıkçılık yapan gericilerimize destek verilmeli. Güneş enerjisi artık hayatın bir parçası olmalı. Medya bu işe daha ciddi el atmalı. Ekonomiye katkısı daha fazla olmalı. Yayla turizmi imarı ve çevre dokusu ile daha dikkatli planlanmalı. Bilinçli bir yayla işletmeciliği yapılmalı. Doğal güzellik korunmalı. Van denizi önemli. Trabzon belediye başkanı Murat Zorluoğlu vali öken çok güzel işler yaptı.Edremit iyi bir örnek. Ancak yetmez. Bir bütün olarak düşünülmeli. Van denizi Marmara gibi olmalı. NOT GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ŞERBETLER Nilgün TATLI Bu kitabı okuyun, şerbet yapın için. Kolaya kaçmayın. Buz gibi şerbetler yapın hep beraber içelim.