Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin alt grubu olan Kalp Yetersizliği Cemiyeti, 2010 yılından itibaren her yıl mayıs ayının ikinci haftasında “Kalp Yetersizliği Günü” etkinlikleri düzenlemekte.. Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirten Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Hakan Altay,’ Yaş ilerledikçe, kalp yetersizliği görülme oranı artış göstermektedir. Toplumda kalp yetersizliği görülme oranı yüzce 2-3’ken, 40 yaş sonrası bu oran yüzde 20’ye, 70 yaş sonrası yüzde 10’a, 80 yaş sonrası ise yüzde 15-20’lere çıkmaktadır’’ dedi. Bazı araştırmacıların 'bulaşıcı olmayan evrensel salgın' olarak nitelendirdiği kalp yetersizliği, hayatı tehdit eden ve her yıl giderek artan sayılarla karşımıza çıkan bir hastalık.  Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirten Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Hakan Altay, tüm dünya ve ülkemizde kalp yetersizliğinin daha gelişmeden önlenmesi, erken teşhis ve doğru tedaviye ulaşarak bu hastalıkla mücadele etmek üzere ‘eyleme çağrı' yaptıklarını ifade etti. Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Hakan Altay’ın açıklamasının satır başlarını şunlar oluşturdu: “Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin alt grubu olan Kalp Yetersizliği Cemiyeti, 2010 yılından itibaren her yıl mayıs ayının ikinci haftasında “Kalp Yetersizliği Günü” etkinlikleri düzenlemektedir. Kalp Yetersizliği Günü'nün temel amaçları, hastalığın hem toplum hem sağlıkçılar hem de siyasiler arasında farkındalığını arttırmak, semptomların tanınmasının erken ve doğru tanı için öneminin ortaya konulması, öncelikle kalp yetersizliği gelişmesini engelleyebilmek için alınması gereken önlemler ve oluştuktan sonra da tedavi yönetimi konusunda ülke genelinde strateji geliştirmektir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu, Avrupa Kalp Yetersizliği Cemiyeti ile yakın iş birliği içerisinde ülkemizde ve tüm dünyada kalp yetersizliğinin daha iyi önlenmesi, teşhis ve tedavi edilmesi için çalışmayı kendine görev edinmiştir. Bu amaca hizmet etmek için TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu, her yıl Avrupa ile eş zamanlı olarak ülkemizde ‘’Kalp Yetersizliği Günü’’ aktiviteleri düzenleyerek, hem farkındalığı artırmak hem de hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarını bu konuda bilgilendirmek için var gücü ile çalışmaktadır.”  ‘’KALP YETERSİZLİĞİ TEDAVİSİ UYGULAMALARI NEDENİYLE SAĞLIK EKONOMİSİ ÜZERİNE ÇOK BÜYÜK BİR YÜK GETİRMEKTEDİR’’ “Kalp yetersizliği hayat boyu tedavi gereksinimi, sık hastaneye yatma ihtiyacı, çoklu ilaç tedavisi gereksinimi, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle hasta, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve de aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine çok büyük yük getirmektedir” diye sözlerine devam eden Altay, bundan dolayı tüm dünyada ve ülkemizde kalp yetersizliği ile mücadele için acil eylem paketleri hazırlandığını belirtti. Doç. Dr. Hakan Altay, hastalığın belirtileri ve tedavisi hakkında ise şu bilgileri verdi: ‘‘ÖNÜMÜZDEKi 10 YIL iÇiNDE DE iKi KAT DAHA FAZLA ARTMASI BEKLENMEKTEDiR’’ “Tüm dünyada çığ gibi büyüyen bir hastalık olan kalp yetersizliği, hem gelişmiş hem de gelişen ülkelerde giderek artıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, toplumların yaşlanmasıdır. Yaş ilerledikçe, kalp yetersizliği görülme oranı artış göstermektedir. Toplumda kalp yetersizliği görülme oranı yüzce 2-3’ken, 40 yaş sonrası bu oran yüzde 20’ye, 70 yaş sonrası yüzde 10’a, 80 yaş sonrası ise yüzde 15-20’lere çıkmaktadır. Ülkemizde yaşlı nüfus giderek artmaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içinde de iki kat daha fazla artması beklenmektedir. Bugün Avrupa ülkelerinde 15 milyon, Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 milyon, ülkemizde ise 3 milyon kalp yetersizliği hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Sorun çok büyük boyutlarda olmasına rağmen toplum ve sağlık çalışanları arasında farkındalığı azdır.’’  ‘’BAŞLICA BELIRTILERI NEFES DARLIĞI, AYAKLARDA ŞIŞME VE ÇABUK YORULMADIR’’ Kalp yetersizliği nedir,  nasıl anlaşılır sorusunu yanıtlayan Altay, ‘’Kalp yetersizliği, kalbin oksijen ve besinlerden zengin kanı dokulara ulaştıramaması sonucu ortaya çıkan semptom ve bulgularla karakterize bir hastalık olarak tanımlanabilir. Başlıca belirtileri nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulmadır. Diğer belirtileri arasında öksürük, iştahsızlık, çarpıntı, geceleri sık idrara çıkma, yorgunluk sayılabilir. Kalp yetersizliği egzersiz kapasitesinde azalmaya, hayat kalitesinde düşüşe, hastane yatışlarına ve en önemlisi de ölüme neden olabilen kronik bir hastalıktır.’’ OBEZiTE ORANI YÜZDE 30 DÜŞÜRÜLDÜĞÜNDE YILDA 44 BIN YENI KALP YETERSİZLİĞİ VAKASININ GELİŞMESİ ENGELLENEBİLİR!  ‘’Kalp yetersizliğinin başlıca nedenleri; hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp-damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, anemi, tiroid hastalıkları, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığıdır. Dolayısıyla tüm kardiyovasküler hastalıkların yolculuğunda son durak kalp yetersizliği olmaktadır. Bu hastalıkların zamanında tespit ve tedavisi, kalp yetersizliğine gidişi önler veya yavaşlatır. Örneğin hipertansiyon etkin biçimde tedavi edilebilirse, yeni kalp yetersizliği gelişen hasta oranı yarı yarıya azaltılabilir. Bunun yanı sıra toplumda obezite oranı yüzde 30 düşürüldüğünde yılda 44 bin  yeni kalp yetersizliği vakası gelişmesinin engellenebileceği tahmin edilmektedir.’’ TUZSUZ DIYET, SEBZE MEYVE AĞIRLIKLI BESLENME, KILO KONTROLÜ, DÜZENLI EGZERSIZ ÖNEMLI ‘’Kalp yetersizliğinde yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalınbağırsak kanseri, deri kanserleri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha kötüdür. 5 yıllık yaşam şansı yüzde 50’dir. Ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi belirgin kısıtlanmış ileri evre kalp yetersizliği gelişenlerde ise bir yıllık yaşam beklentisi yüzde 50’dir. Kalp yetersizliğinin erken tanısı, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve buna göre oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması, ölüm oranlarının azaltılması açısından önem arz eder. İlaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri (tuzsuz diyet, sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları vb.) ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkilidir.’’ ‘MÜKEMMEL KALP YETERSIZLIĞI MERKEZLERI’ ILE HASTALIĞIN YÖNETIMINDE GÜZEL SONUÇLAR ALMAK MÜMKÜN ‘’Aynı zamanda bu hastalığa odaklanmış ‘Mükemmel Kalp Yetersizliği Merkezleri’ ve bu merkezlerde görevlendirilmiş ‘kalp yetersizliği uzmanları ve hemşireleri’ ile hastalarda çok güzel sonuçlar alınabilmektedir. Kalp yetersizliği çalışma grubu olarak, bu hastalığın önemine dikkat çekmek ve başta sağlık çalışanları olmakla birlikte, politikacıları, sağlık endüstrisini ve en önemlisi de tehdit altında olan halkı harekete geçirmek için bu haftayı kalp yetersizliği farkındalık aktivitelerine ayırdık.’’ (Eren GÜVENDİK)

Editör: TE Bilisim