Atasözlerini her zaman sevmişimdir. Kıssadan hisse her şeyin sonunu henüz yolun başındayken anlatıyorlar. Tıpkı Nasreddin Hoca’nın su testisini taşıyan çocuğa tokat atması gibi… Gençler her ne kadar o tokadı yese de deneyimlemeden görmek istemiyorlar. Anne-babalar… Onlara her zaman kızar ve onlara ihtiyacımızın olmadığını düşünürüz. Ancak ihtiyacımızın olduğu her anda –istisnasız her anda- yanımızda bir tek onlar olurlar. Yapacağımız hataları önceden görür, bizleri uyarırlar. Gençler olarak bizler de onları dinleyip, tecrübelerinden yararlanır ve hayatımızı minimum ziyanla sürdürürüz. İnandınız mı? Tabii ki hayır… “Sen ne bilirsin, dediğin gibi olmayacak, ben sen değilim, ben aynı hataya düşmeyeceğim, 2018’de yaşıyoruz; senin söylediklerin ancak geçmiş çağlarda olur…” örnekleri çoğalmak için sebep yok, tecrübelerden yararlanmamanın bizlerden götüreceğine de şüphe yok! Kaç yaşında olursa olsun hemen herkes “Şimdiki aklım olsa” diyor. “Şimdiki aklım olsa, bu aklımla geçmişe dönsem neleri değiştirirdim!” Herkesin bir pişmanlığı var; ancak bu pişmanlık yaptıkları şeylerden değil yapmadıkları şeylerden kaynaklanıyor. Unutmayın; hiçbir zaman vazgeçenler kaybedenlerden daha mutlu değillerdir… Ailelerinizin, sizi seven ve değer veren büyüklerinizin sözlerini dinleyin, unutmayın ki onlar her zaman haklıdır. Ama bugün, ama yarın; sonunu söyledikleri şeyler her zaman gerçekleşir. Onlar müneccim değil, geleceği göremiyorlar; sadece gençlerin çıktıkları yoldan çoktan geçmiş oluyorlar. Onlara gelince; bunca tecrübeyi nereden edindiler dersiniz? Zamanı geri alıp o günlere döndüğümüzde onların da kendi büyüklerini dinlemediklerini ve bildiklerini okuduklarını görürüz. Acı tecrübeler edindiler, sonraki nesilleri uyardılar, belki de çırpındılar… Sizler de tıpkı büyüklerinizin gençliklerinde yaptığı gibi onları dinlemediniz. Gençler düşünebilse, yaşlılar yapabilse… Dünyanın çıkmaz, sonsuz bir döngüsü…  

Editör: TE Bilisim