Altınköy Açık Hava Müzesi'nde unutulmaya yüz tutmuş  savaş  kostümü tasarımı yaşatılmaya çalışılırken, ilk defa birbirinden farklı  kostümlerin yapımını  gören vatandaşlar büyük bir beğeniyle  kostüm tasarımcısı Yılmaz Akpınar'ı izledi.  Akpınar, konuşmasında “Kayı, Selçuk gibi eski Türk devletlerine ve boylarına ait kıyafetleri yapıyorum. Yaparken de kıyafetlerin özgünlüğüne zarar vermeden modernize etmeye çalışıyorum.'' dedi. Geçmişten günümüze dayanan geleneksel savaş kıyafetlerini tasarlayan Yılmaz Akpınar ile, Altındağ Açık Hava Köy Müzesi'nde keyifli bir söyleyişi gerçekleştirdik. Dizilere, filmlere kostüm tasarlayan Akpınar özellikle yeni neslin geleneksel kıyafetlerimizi öğrenmeleri gerektiğine dikkat çekerek bu tür filmlerin, dizilerin sayısının artması gerektiğine dikkat çekti. Gelin, kostüm tasarımcısı Yılmaz Akpınar'ı yakından tanıyalım. ''Adım Yılmaz Akpınar, Altınköy Açık Hava Müzesi'nde gerçekleştirilen şenliğe Kayseri'den geldim. Geleneksel savaş kıyafetleri ve takılar üretiyorum.Ustalar olarak  yılda 9'ar gün arayla dönüşümlü olarak buraya geliyoruz.  Bizlerin  buraya yılda 9'ar veya 10'ar gün olarak gelmemizin sebebi Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde unutulmaya yüz tutmuş sanatı yaşatmak.'' ''ASIL MESLEĞİM AYAKKABICILIKTI'' Akpınar, geleneksel savaş kostümleri yapımına nasıl başladığını aktararak''Yaklaşık 20 yıldır deri takılar yapıyorum.15 yıldır da geleneksel savaş kıyafetleri tasarlıyorum. Türkiye'de geleneksel okçuluk kulüpleri açılmaya başladığı an ben de savaş kıyafetleri yapmaya başladım.  Asıl mesleğim ayakkabıcılıktı. Kösele ayakkabılar üretiyordum fakat bir eksiklik olduğunu hissettim. Biraz da bu alana yönelik kabiliyetim ve becerim olmuş olacak ki hiçbir ustadan yardım almadan kostümleri kendi kendime tasarlayabildim. Bundan 15 yıl önce  Kayseri'de Atlı Okçuluk Kulübü  toplam 4 kişiyle kuruldu. 5'nci kişi de bendim diyen Yılmaz Akpınar, '' Etno-Spor diye uluslararası bir organizasyon var. Bu organizasyon da yılda 1 defa olmak üzere İstanbul'da çok büyük bir etkinlik düzenliyor ve yurt dışından sporcular davet ediliyor. Dolayısıyla, şimdi öyle bir seviyeye geldi ki aynı futbol turnuvası gibi geleneksel okçulukta turnuvalar düzenlenir oldu.   Bu spor görsel bir hitap olduğu için halkın da doğal olarak ilgisi arttı. '' şeklinde konuştu. ''KENDİMDEN FERAGAT EDİP,  KOSTÜMLERE EMEK VERİP YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUM'' '' Eskiden savaş kostümü tasarımı bu denli yoktu insanlar televizyonlarda, dizilerde bu kostümlere rastlıyordu.  Şimdi artık birebir yakından dokunarak, görerek canlı olarak görebiliyorlar.  Türkiye'de bu kostümlerin imitasyonlarını yapanlar var. Bu sanat unutulmaya yüz tutmuş ve bu haldeyken bile ilerlemesini, gelişmesini sağlamıyorlar. Ben de yapamaz mıydım bu kostümlerin imitasyonunu fakat ben kendimden feraget edip, bu kostümlere emek verip yaşatmaya çalışıyorum. Diğer türlü olursa bu sanat olduğu gibi kalır. Ben bu işe başladığımda benimle çok dalga geçtiler, alay ettiler. Yılmadan, usanmadan çalıştım, ürettim. Sonuç olarak da Altınköy 'e davet edildik. '' ''ANA KALIPTAN VE TARİHTEN UZAKLAŞMAMAYA DİKKAT EDİYORUM.'' Tasarladığı her kostümün tarihi bir dokusu olduğunu aktaran Akpınar ''Her kıyafet, kendi tarihini yansıtıyor ama biz biraz daha görselliğe hitap etmek adına aksesuar olarak değişim yapıyoruz. Onun haricinde ana kalıptan ve tarihten uzaklaşmamaya dikkat ediyorum. Çoğunlukla özel sipariş çalıştığım için müşterimin talebine cevap vermeye çalışıyorum. Kaftan ve içlikleri mümkün oldukça pamuktan ve yünden üretmeye çalışıyorum. Derilerde de dağ derisi, kuzu derisi, kurt postundan faydalanıyoruz. Fakat her ürünün kendisine has bir derisi var.  Yaptığımız her tasarım ürünün kullanılan malzemeleri farklı hepsini ayrı ayrı bilmek ve konuya hakim olmak gerekiyor'' şeklinde konuştu. ''KOSTÜMLERİM FİLM VE DİZİLERDE  SERGİLENECEK'' ''Şu anda  Türkiye'de geleneksel savaş sanatları, aşık oyunları  tarzı yapımların çekimlerine başlanacak. Kürşat sinema filmi var. Onun kostümlerini yapıyorum.Bundan önce, çeşitli dizilere belgesellere ve tiyatro sanatçılarına kostüm hazırladım.  Şu anda talep çok ama tek başıma tüm talepleri karşılayamıyorum. Çevremdekilere de bu sanatı tavsiye ediyorum, öneriyorum ama kimse geleneksel kostüm tasarımcılığına yanaşmıyor.  Eski dönemleri anlatan Türk dizileri, filmleri arttıkça bize olan ilgi de artmaya başladı. Bize ulaşıp diziler, filmler için kostüm hazırlamamızı istiyorlar ve biz de kostümlerini hazırlıyoruz. Bununla birlikte eski kıyafetlere ve malzemelere ilgisi olan, bunun koleksiyonunu yapan kolleksiyonerlerin de ilgi alanlarının içerisindeyiz. Onlar da bize ulaşarak kostüm siparişleri veriyorlar. Tarihe çok düşkün olduklarından benden alıp giyenler bile olabiliyor. Evinde, arabasında bu tür şeylere muhakkak yer veriyorlar. Özellikle son dönemlerde bunun çok fazla arttığını söyleyebilirim.” ''HER ŞEY MAKİNELEŞTİ'' Akpınar, seri üretim ve makineleşmenin bu alanda kendisine olumsuz olarak yansıdığını dile getirerek ''Her şey makineleşti. Eşimle oturup bir günde 4 adet '' börk'' yaparken, başka biri makineyle günde 100'e yakın yapabiliyor. Bu tarz durumlar bizleri çok etkiliyor. İmitasyon yapıyor, makinede dikiyor, üretim fazla oluyor. Haliyle bunu elden çıkarmak için uygun fiyata veriyor sürümünü yapıyor ama ben öyle yapamıyorum. Onlar bana çok sekte vuruyor. Karşındaki 30 liraya, 40 liraya börk satarken, benim ürünlerimin üzerinde kullandığım kürk sadece 30-40 lira ediyor.  Bu yüzden bana haliyle zararı dokunuyor. '' ifadesini kullandı. “Unutulmaya yüz tutan sanatlarımız tanıtılmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Akpınar, ''Ankaralılar oldukça igiliydi. Standımızı da çok kişi gezdi. Özelikle çocukların ilgisi çok fazla. Standımıza geldiklerinde kendileri şapkalarımızı takıyorlar, kıyafetlerimizi deniyorlar. Böylelikle yeni nesil de bizim kültürel değerlerimizle tanışmış oluyor. Bu anlamda çok faydalı iş yaptığımızı düşünüyorum ve geleneksel kıyafetlerimizi de tanıtmaya devam edeceğim. Önümüzdeki süreçte de birçok planımız var” dedi. ''KÜLTÜRÜMÜZE YABANCI OLMAYALIM!'' Son olarak, '' Yaşananlardan tecrübe edinip, yaşananları da ona göre değerlendirip analiz etmek gerektiğine vurgu yapan geleneksel savaş kostümleri sanatçısı Yılmaz Akpınar'' Bu analizi yaparken ise şahsi düşünmekten ziyade ülke menfaatleri ön planda tutularak ona göre analiz edilmelidir. Bununla birlikte kültürümüze yabancı olmamayı, çocuklarımızı da kültürümüzü öğrenerek büyümelerini, büyütülmelerini diliyorum” temennisinde bulundu. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)