TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Tam mevsimi olmasına rağmen Ocak ayında mandalina, portakal gibi kimi ürünlerde üreticiden markete fiyat farkı 5-6 kata ulaşmıştır” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar son zamanlarda gıda fiyatlarında yaşanan artışa ilişkin basın açıklaması düzenledi. Ocak ayında üreticiden tüketiciye gidene kadar gıda ürünlerinde büyük bir makas oluştuğunu ifade eden Bayraktar, “ Üreticimizin maliyetlerini azaltamadığımız, üretici-market makasını daraltamadığımız takdirde gıda fiyatlarında ucuzluk hayaldir” dedi. “OCAK AYI ÜRETİCİLER AÇISINDAN ÇOK ZOR BİR AY OLDU” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar Ocak ayının üreticiler açısından zor bir ay olduğunu ifade ederek, “Kış koşulları ile mücadele etmek zorunda kalan üreticilerimiz, bu ay içinde yaşanan tabii afetlerden de büyük oranda etkilendi. Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, İzmir, Manisa gibi illerimizde ve en son Aydın’da gerçekleşen aşırı yağışlar, tarım alanlarını su altında bıraktı. Birçok ilçede bir yılda alınan yağış birkaç günde gerçekleşti. Özellikle Adana’da açılan baraj kapakları nedeniyle meyve bulunan başta portakal, mandalina bahçeleri olmak üzere bahçeler, seralar ve ekili alanlar su altında kaldı” dedi. Hem Akdeniz hem Ege bölgelerinde gerçekleşen aşırı yağışın narenciye bahçelerinde hasadı yapılmamış ürüne, tarlada ekili olan veya hasadı yaklaşmış kışlık sebze ürünlerine zarar verdiğini belirten Bayraktar, Akdeniz Bölgesinde, özellikle Antalya ilimizde gerçekleşen fırtına ve hortum ise seraları vurdu. Afetler nedeniyle ürün kayıplarının yaşanması sonucunda arzda meydana gelen daralma haliyle ürün fiyatlarına yansıdı” diye konuştu. Ocak ayında, markette 42 ürünün 31’inde fiyat artışı, 7’sinde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 23’ünde fiyat artışı meydana geldiğini vurgulayan Bayraktar, Ocak ayında yaşanan fiyat dalgalanmasına ilişkin şunları söyledi: “Markette 4 üründe, üreticide 11 üründe fiyatlar değişmedi. Yaşanan afetler nedeniyle ürününü kaybeden, serası yıkılan, tarlası sular altında kalan üretici borcunu nasıl ödeyeceğini, yaralarını nasıl saracağını kara kara düşünmektedir.  Bu süreçte tüketicilerimiz de makul fiyatla ürün tüketme konusunda sıkıntı yaşamaktadır. Afet yaşayan üreticimizin yaralarının bir an önce sarılması gerekiyor. Üretimin sürmesi için bu şart. Üreticimizi tarlada tutmak, üretimde kalmasını sağlamak zorundayız.” “ÜRETİCİDEN MARKETE FİYAT MAKASI BİR TÜRLÜ DARALTILAMAMAKTADIR” Bayraktar, yaşanan doğal afetler, afet olmayan bölgelerde de kış koşulları ve aşırı yağışların, tarımda üretimi zorlaştırdığına değinerek, “Piyasaya sunulan üründeki azalma nedeniyle arz talep dengesi bozuldu. Çiftçimiz, ürün toplamak için bile tarlasına, bahçesine giremiyor. Yağışlar nedeniyle ürüne ilaç ve gübre atamayan üreticilerimiz var. Ürün kaybının önemli boyutlarda olduğu görülüyor. Bütün bunlar üreticimizin maliyetlerini artırıyor” dedi. Doğal afetler yaşandığında spekülatif hareketlerin de her zaman görüldüğünü belirten Bayraktar spekülatif hareketlere ilişkin şunları söyledi: “Bizim tarladan markete fiyatları takip etmemizin amacı da hem artış gerekçelerini ortaya koymak hem de spekülatif hareketlerin önlenmesi için gerekli uyarıları yapmaktadır. Spekülatif faaliyetler de var ama tabii afet yaşanan bölgeler başta olmak üzere üreticilerimizin maliyetlerinde de yükselme olduğunu gözden kaçırmamamız gerekmektedir.” Bütün bunların yanı sıra dikkatlerden kaçmayan bir unsurun da üreticiden markete fiyat makası olduğuna değinen Bayraktar, üreticiden markete fiyat makasının bir türlü daraltılamadığını belirtti. Tam mevsimi olmasına rağmen, Ocak ayında, mandalina, portakal gibi kimi ürünlerde üreticiden markete fiyat farkının 5-6 kata ulaştığını aktardı. Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü: “Ocak ayında da, üreticiden markete fiyat farkı, mandalinada 5,8, portakalda 5,1, yeşil mercimek ve sütte 3,8, kuru kayısı ve kırmızı mercimekte 3,6 kata yükselmiştir. Ocak ayı sonunda, üreticide, 80 kuruş olan mandalina 4 lira 61 kuruşa, 75 kuruş olan portakal markette 3 lira 81 kuruşa, 2 lira 40 kuruş olan yeşil mercimek 9 lira 8 kuruşa, 1 lira 52 kuruş olan süt 5 lira 70 kuruşa, 10 lira olan kuru kayısı 36 lira 48 kuruşa, 2 lira 11 kuruş olan kırmızı mercimek 7 lira 50 kuruşa satılmıştır. Bu durum sürdürülebilir değildir. Bu makas daraltılmalı, üretici istikrarlı bir gelir elde etmeli, tüketici de makul fiyatlarla tüketebilmelidir. Sürdürülebilir olmayan bu düzen değişmelidir. Mevcut durum üreticiye de tüketiciye zarar vermektedir. Türkiye’nin bunu acilen çözmesi, üreticinin emeğinin karşılığını aldığı, tüketicinin de makul bir fiyata ürün tüketebildiği bir ortamın sağlanması gerekir. Üreticimizin maliyetlerini azaltamadığımız, üretici-market makasını daraltamadığımız takdirde gıda fiyatlarında ucuzluk hayaldir.” “MAKUL BİR FİYAT İSTENİYORSA PLANLAMA YAPILMALI” Makul bir fiyat isteniyorsa planlama yapmanın zorunda olunduğuna dikkat çeken Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak hem üreticinin maliyetlerinin aşağı çekilmesi hem de üreticiye daha fazla destek sağlanması konusunda hükümetten talepte bulunduklarını belirtti. Tarladan markete fiyatların neden fazla arttığına ilişkin de konuşan Bayraktar, bunun en önemli sebebinin üreticide ekonomik örgütlenmenin arzu edilen noktada olmamasından kaynaklandığını ifade etti. Üretici birlikleri ve kooperatiflerin sayı olarak fazla olsalar da idari ve mali açıdan güçlü ve fonksiyonel olmadıklarını söyleyen Bayraktar, “Bu yüzden de bu örgütler piyasada aktif rol alamıyorlar. Kanunla verilen haklardan bile faydalanamıyorlar. Gelişmiş ülkelerdeki gibi bir yapıyı kurmamız gerekiyor” dedi. Bu dönüşüm sağlanmazsa, üreticilerin de tüketicilerin de fiyat dalgalanmalarına dayanmasının mümkün olmayacağına dikkat çeken Bayraktar, “Tarımın yapısal sorunları çözülmeden, üretici örgütleri gelişmiş ülkelerde görüldüğü şekilde bir yapıya dönüştürülmeden hal yasasını değiştirsek bile sorunumuzu çözemeyiz. Sistemi değiştirmeden bu meseleyi çözmemiz mümkün değil” diye konuştu. (Türkan ÇATAL YILDIZ)  

Editör: TE Bilisim