TÜSİAV tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Eğitim Çınarları, Eğitime Destek Ödülleri Töreni” Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100.Yıl Salonunda yapıldı. Törende, kendi hayatı ile örnek olmuş ve eğitim yolculuğu gerçekte hiç bitmemiş eğitimin çınarı akademisyenler, eğitime destek veren eğitim gönüllüleri, eğitmen olarak pek çok kişinin hayatına katkı sağlayan eğitmenler ve iletişimciler ödüllerini aldılar. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen törene, TÜSİAV Genel Başkanı Veli Sarıtoprak, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, TÜSİAV Eğitim Platformu Başkanı Öztuna Norman, GGYD Başkanı M. Nezih Allıoğlu ve birçok gazeteci, akademisyen ile eğitimci katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜSİAV Genel Başkanı Veli Sarıtoprak eğitimin önemini vurgulayarak Ankara Üniversitesiyle iş birliğinin her alanda devam edeceğini söyledi. “YETERİ KADAR VEFALI BİR TOPLUM DEĞİLİZ” ‘Eğitim çınarları ve eğitime destek ödülleri’, bir vefa borcu ödenmesi ödülleri ve seranomisidir’ diyen Sarıtoprak, “Bizim genç nesillere örnek olacak, yol gösterecek, rol model olacak insanlara ihtiyacımız var. Büyük küçük ayırt etmeden, devlete ve millete hizmetini sunmuş başarılı insanlara vefamızı göstermek bizim görevimizdir. Özellikle görevden ayrılmış, emekli olmuş büyüklerimize gösterdiğimiz vefa her tülü takdirin üzerinde. Vefaya çok önem veriyoruz.  Deriz ki; vefası olmayanın bekası olmaz. Vefa, İstanbul’da bir semtin adı değildir. Vefa, bir boza markası değildir. Vefa vardır ve biz vefalı insanlarız. Ve Bu ülke için çalışmış, bu ülke için çabalamış büyüklerimize hep sahip çıkarız. Bu bir Türkiye gerçeğidir. O kadar vefalı bir toplum değiliz. Georg Wilhelm Friedrich Hegel şöyle diyor; ‘en vefakâr dostunuz gölgenizdir, ama unutmayınız ki o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler.’ Tam her şey bu sözden ibarettir. Bizler, bu memlekete olan borcumuzu, gençlere, eğitime önem veren eğitimcilere, eğitime yatırım yapan kişi, kurum ve kuruluşlara değer vererek, onlara teşekkür ederek, onlara sahip çıkarak ödeyeceğiz” şeklinde konuştu. “BİZ HALKIN ÜNİVERSİTESİYİZ, TOPLUMUN ÜNİVERSİTESİYİZ” Sarıtopraktan sonra söz alan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, dönemin işbirliği dönemi olduğunu belirterek, “Güçlü durmak istiyorsanız işbirliği yapmalısınız. Bir bilinç oluşturmak, bir bakış açısı değiştirmek ve anlayışı değiştirmek için işbirliği yapmalısınız. Birçok işbirliği yaptık, birçok insanı burada ağırladık. Gençlerle, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla, iş dünyasıyla, meslektaşlarımızla ve tabi ki de çınarlarımızla birlikte olduk. Bu tür önemli etkinliklere özellikle eğitim etkinliklerine üniversitemizin kapısı sonuna kadar açıktır. Çünkü biz halkın üniversitesiyiz, çünkü biz toplumun üniversitesiyiz. Bu bağlamda burada verilen ‘Eğitim Çınarları, Eğitime Destek Ödülleri’ çok önemlidir. Ülkemizi bugünlere getirenler eğitimcilerdir, bugünleri bize emanet edenler onlar, bizi bugüne bugünü yarına bağlayanlar onlardır. Elbette ki aslında onların bu yaptıkları çok büyük, nesilleri yaratan, kuşakları birbirine bağlayan eğitimcilerimizdir. Onlar sadece bilim ve eğitime katkı vermiyorlar vermediler, aslında sevgiye, saygıya hoşgörüye, barışa, merhamete, birçok insani değerlere katkı veren insanlardır. Bu bağlamda bugünkü ödül töreninin anlamı büyüktür” diye konuştu. “BUGÜN BU TÖRENİ BU KİŞİLERİN ELLERİNDEN ÖPMEK İÇİN DÜZENLEDİK” Törende konuşma yapan bir diğer konuşmacı TÜSİAV Eğitim Platformu Başkanı Öztuna Norman ise şunları söyledi: “Bugün burada bu ödüller için seçilenlerin hepsi, bu vatan için, insanlar için, yanındakiler için paylaşımda bulunan kişilerdir. Hepsi ceplerinden harcayarak eğitim gönüllüsü olmuş kişiler, hepsi bilim üretmiş, bunu yarına aktaran kişilerdir. Aslında bakarsanız biz bugün bu töreni bu kişilerin ellerinden öpmek için düzenledik. Vatana borçlarını onlar ödediler, biz ancak borçlarımızı böyle organizasyonlarda onların ellerini sıkarak, onların gönüllerine dokunarak, onları hatırlayarak yaparız. Bir eğitimci olarak keşke öğretmen okulları tekrar açılsa diyorum. O eğitim anlayışını bu ülkede tekrar görebilsek. Ama ben o eğitim anlayışını tekrar göreceğimizi umut ediyorum. Ben eğitimde eğitim taktiklerini anne babamdan köy okullarından enstitülerinden aldığımı uyguluyorum. Yani Avrupa’dan bu taktikleri aldığımı zannediyorlar. Oysa geçmişimiz çok güzeldi. Çocuklarımıza kitap okutalım, Atatürk’ün hayatta yaptığı en çok şey savaşmak değil, kitap okumaktır. Atatürk’ün o zaman vermek istediği mesaj şuydu; biz cehaletle savaşacağız. Cehaletle savaşmamız gerekir. Çünkü buna ihtiyacımız var. Bu organizasyon için kapısını bize açanlara teşekkürlerimi sunuyorum. “ (Kadir GÜRHAN)
Editör: TE Bilisim