BASH isimli proje Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Barış ve Çatışma Çalışmaları Yüksek Lisans Programı öğrencilerinin başlatmış olduğu bir proje. BASH kelimesinin açılımı ise "Battle Against Sexual Harassment", yani cinsel tacizle mücadele anlamını taşıyor. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan öğrenciler, BASH isimli projeleriyle cinsel tacizle nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair çalışmalar yürütmek, cinsel tacize uğrayıp da sesini çıkaramayan kadınların seslerine ses olmak için gayret ettiklerini ifade ediyorlar.  Projenin yaratıcı ekip koordinatörü olan Neslihan Türkkan projeleri için “Yarışma için değil, gerçekten toplumda bir şeyleri değiştirebileceğimizi düşündüğümüz için canla başla çalışıyoruz ekip olarak” diyor. Neslihan Türkkan, projeleri ile alakalı sorularımızı gazetemiz Güçlü Anadolu için cevaplandırdı. Öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz? Projedeki göreviniz nedir? Öncelikle bizimle bu röportajı yaptığınız için ekibimiz adına teşekkür etmek istiyorum. Ben Neslihan Türkkan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Barış ve Çatışma Çalışmaları Yüksek Lisans öğrencisi ve projenin yaratıcı ekip koordinatörüyüm. Genel anlamda sosyal medya platformları, fotoğraf ve video çekimi ve paylaşımı gibi görevlerimiz var, ayrıca projeyle alakalı aklınıza gelebilecek yaratıcı fikirler bu ekipten çıkıyor. Ben de bu ekibi koordine ediyorum. Projeye gelecek olursak BASH ne anlama gelir, açılımı nedir? BASH, "Battle Against Sexual Harassment" ifadesinin baş harflerinden oluşmaktadır. Bu ifadenin Türkçesi ise Cinsel tacizle mücadele gibi bir anlam taşıyor. Aslında buradaki “Battle” kelimesi dilimize “savaş” olarak da çevrilebiliyor ancak bizim ifade etmek istediğimiz nokta, mücadelenin hiç bitmeyecek olması. Savaş kelimesi ister istemez insana her iki tarafın da birbirine zarar verme amacı olduğunu düşündürebiliyor, bizim amacımız zarar vermek değil, toplumun bu yarasını iyileştirmek. Bu yüzden "Cinsel Tacizle Mücadele" ismini seçtik. Projenizden, projenizin içeriğinden ve varsa paydaşlarınızdan bahsedebilir misiniz? Biz Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Barış ve Çatışma Çalışmaları Yüksek Lisans Programı öğrencileri olarak başlattık bu projeyi. Edventure Partners (EVP) adında bir Think-tank kuruluşunun önderliğinde düzenlenen Peer 2 Peer yarışmasına katıldık. Tabi sonrasında bu konuyu seçtiğimiz için daha da sorumlu hissetmeye başladık. Yarışma için değil, gerçekten toplumda bir şeyleri değiştirebileceğimizi düşündüğümüz için canla başla çalışıyoruz ekip olarak. Projemizin amacı, toplumda cinsel tacize uğrayan kadınlar için sessizliği bozmak. Çünkü her gün her dakika kadınlar tacize uğruyor ve çoğu sesini duyuramıyor. Ayrıca toplumda yer alan bazı asılsız tabuları da yıkmayı amaçlıyoruz. Cinsel tacizin hepimizin problemi olduğunu, bir insanlık suçu olduğunu ve insan ayırt etmediğini göstermeye çalışıyoruz. Yani kısaca, bu projeyle sessizliğin sesi olmak istiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan yardım alıyor musunuz? Size destek oluyor mu? Açıkçası biz bu projeye çok kısa bir süre önce başladık ve bu kadar kısa zamanda inanılmaz bir destek gördük. Ancak sorunuzun cevabına gelirsek, hayır. Henüz aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından yardım almıyoruz. Projeyi biraz daha ilerlettikten ve büyük kitlelere ulaştıktan sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla da işbirliği yapabilmeyi umuyoruz. [caption id="attachment_36473" align="alignnone" width="387"] Processed with VSCO with hb2 preset[/caption] Proje şuan sadece Ankara’da mı aktif? Başka illerde de başlayacak mı? Şu an için sadece Ankara’da aktif evet, bunun sebebi projeyi öncelikle lokal bir bazda başlatmamız. Şu an için Ankara'da elimizden geldiğince aktif olmaya çalışıyoruz. 29 Kasım'da alanında uzman kişilerin de katılımıyla gerçekleştireceğimiz bir toplantımız olacak, bu şekilde daha büyük kitlelere de ulaşmak istiyoruz. İlerleyen zamanda, bizlere destek verenlerle birlikte diğer illerde de aktif olmayı düşünüyoruz. Cinsel tacizle alakalı konuşacak olursak öncelikle taciz nedir? Sonrasında cinsel tacizi açıklayabilir misiniz? Üzülerek söylüyorum ki aslında cinsel tacizi hayatımızın her alanında görüyoruz. Her birimiz yakinen yaşamasa da mutlaka şahit oluyoruz. Özellikle metropol şehirlerde, sınırı aşmış durumdayız. Cinsel taciz bir suçtur, karşıdaki kişinin hak ve özgürlüklerine yapılmış bir saldırıdır. Cinsel içerikli sözler, laf atmalar, dokunmalar, ısrarlı bakışlar, sarkıntılıklar, siber ortamda yine ısrarlı ve kişinin hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak davranışlar ve daha üst boyutlarıyla cinsel tacizi bu şekilde tanımlayabiliriz. Cinsel tacizle mücadele konusunda ülkemiz ne durumda? Yeterince mücadele ediliyor mu ve bu konuda bilinç oluşturulabildi mi? Maalesef genel bazda ülkemizin biraz sessiz olduğunu söyleyebiliriz. Tacize uğrayan kadınlar toplum baskısından ya da "başıma bir iş gelir" korkusundan seslerini çıkartamıyorlar. Ayrıca burada yine belirtmek istediğim bir konu var, tacize uğrayan kadına "suçlu" damgası vuruluyor. Buna şahit olanlar ise, “banane, beni ilgilendirmez” düşüncesinden pek sıyrılamıyorlar. Toplumun bazı kesimleri bu şekilde düşünüyor ancak neyse ki son yıllarda bu farkındalık üzerinde inanılmaz bir artış var. Özellikle biliyorsunuz Özge Can’dan sonra kadınlarda büyük bir uyanış başladı. Çeşitli platformlar kuruldu ve onların sayesinde, bir çok tacizci, tecavüzcü hak ettikleri cezayı aldılar. Serbest kalan tacizciyi bile tekrar tutuklatacak büyük bir güce eriştiler. Ben bu durumu ülkemiz için çok umut vaat edici buluyorum. Cinsel tacizin anayasaya göre ne yönde bir yaptırımı var? Tabi bir yaptırım var, yeterli olup olmaması tartışma konusu ancak anayasada bununla ilgili bir maddenin olduğunu çoğu kişi bilmiyor bile. "Anayasada 4. Bölüm Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar Madde 105 - Cinsel Taciz", bu maddeye göre bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. Bu ceza, eğer mağdur çocuksa bir miktar daha fazla artıyor. Bunun istisnalarını son zamanlarda görmekteyiz, mesela tacizci bir öğretmen, öğrencilerin şikayeti üzerine toplam 87 yıl ceza aldı. Bu zaferi yıllar sonra sessizliği bozarak öğretmenine dava açan kızlar kazandı. Bunu bir zafer olarak tanımlıyoruz ama aslında olması gereken bu. Son zamanlarda internet üzerinden kadınlara yönelik taciz oranları artmış durumda. Kadınlar gerek internet ortamında gerekse reelde tacizden, cinsel tacizden nasıl korunmalılar? Açıkçası bu sorunun kadınlarla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bir kadın kendini ne kadar korursa korusun, ona bir mal gibi bakan, her fırsatta taciz etmeye çalışan ve bunu bir hak olarak gören insanlar var. Kadınların kendilerini korumaları bana geçici bir çözüm gibi geliyor. Burada problemin asıl kaynağına inilmeli ve toplumsal düzeyde eğitimlerin verilmesi gerekliliğini savunuyorum. Son olarak projenizle alakalı ya da cinsel tacizle alakalı eklemek istedikleriniz var mıdır? Elbette… Şunu açıklığa kavuşturayım, bizler bu projeye başlarken amacımız asla bir grubu veya belli kişileri hedef almak olmadı, ya da belirli kavramlar üzerinden demagoji yapmaya çalışmadık. Bizler cinsel tacizin başlı başına bir problem olduğunu ve her kesimden, herkesin başına gelebileceğini söylüyoruz. Bu durumlarda bizim üzerimize düşen sessiz kalmamaktır. Unutmamak gerekir ki, eğer biz bu suça sessiz kalırsak, bu suça ortak olmuş oluruz. Bu mücadelemiz sadece kadınların mücadelesi değildir. Bu mücadele, toplumumuzun mücadelesidir. Mağdurları ideolojilerine, diline, rengine, kıyafetine bakarak sınıflandıramayız. Bu yolda hepimiz sessizliği bozmalıyız. Bu röportaj için ekibimiz adına sizlere tekrar teşekkür ediyorum. (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim