Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisi Gökhan Demir, özel bir programla geçen yaz Amerika’ya giden öğrencilerden. Bu yıl da ABD'nin kuzeydoğu kıyısında, New England bölgesinde yer alan Massachusetts eyaletine gidiyor. Demir, Türkiyeli bir genç olarak geçen Amerika deneyimini ve onu bu yıl da yollara düşüren nedenleri anlattı. “Çalışma ve seyahati bir arada içeren bir programla gittim Amerika’ya geçen yıl. Arkadaşımın tavsiyesi üzerine araştırdım ve araştırdıkça da “Özgürlükler Ülkesi” giderek bana cazip geldi. ABD'nin Orta-Batı bölgesinde yer alan Colorado eyaletine gittim. Orada bir otelde bahçe işinde çalıştım. Belki ilk olduğu içindi orada kültürel zorluklar yaşadım fakat zamanla alıştım. Orada çok farklı kültürler gördüm. Meksikalı, Kolombiyalı, Ukraynalı, Çinli arkadaşlarla bir arada çalıştım. Tam anlamıyla bir kültürel çeşitlilik vardı.” “AMERİKALI’YSAN ORASI SENİN İÇİN ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİDİR” Türkiye’de daha önce hiçbir çalışma deneyimi olmayan Demir, Amerika’da farklı kültür ve dil deneyiminin yanı sıra çalışma deneyimini de edindiğini dile getirdi. “Benim ilk çalışma deneyimim Colorado’daki otelin bahçe işinde oldu. Ve bu çalışma deneyimiyle gözlemlediğim Özgürlükler Ülkesi dediğimiz Amerika’nın sadece kendi vatandaşları için geçerli olduğu gerçeği oldu. Orada ikinci sınıf işleri genelde Meksikalı, Kolombiyalı kaçak işçiler yapıyor. Benim çalıştığım bölümde Amerikalı işçi yoktu. Amerika’da yaşıyorsan Amerikalıysan orası senin için Özgürlükler Ülkesidir. Ama kendi ülkemle kıyasladığımda orada çalıştığının karşılığını alıyorsun. Koşullar zor olsa da haftalık sana belli bir çalışma saati veriyorlar, sen bu saatten fazlasını çalıştığın zaman mesaiye giriyor. Her mesainin karşılığını da alıyorsun. Emeğinin hakkını alabiliyorsun orada bu da ikinci kez gitmem için beni teşvik eden nedenlerden birisi oldu. “İNSANLARA ALTERNATİFLER ÜRETMEK GERÇEKTEN ÖNEMSENİYOR” Amerika ile Türkiye’deki sosyal yaşamı karşılaştıran Demir, kültürel olarak çok daha önemli bir geçmişe sahip olmamıza rağmen bugün bazı konularda Amerika’nın gerisinde olduğumuzu vurguladı. “Amerika’da neredeyse herkesin özel aracı ve bununla birlikte yoğun bir trafik olmasına rağmen, trafik düzeninin çok yerleşmiş ve kabul görmüş olduğunu görüyorsunuz. Her şeyden önce yaya önceliği çok öne çıkıyor orada, belirli durma noktalarında yaya olmasa da araç durmak zorunda ve herkes bu zorunluluğa uygun davranıyor. Öte yandan örnek verebileceğim bir şey de yemekler olabilir. Bizim çok daha zengin bir mutfağımız ve eşsiz tatlarımız var ve ben dolayısıyla orada bu konuda çok zorluk yaşadım. Ama bu konuda dikkatimi çeken herhangi bir öğünde iş yerinde etin yanı sıra sebzeden oluşan çeşitlerinde bir kenarda olması oldu. Çeşitlilik bizim kadar olmasa da et yemeyen insanlara alternatifler üretmek gerçekten önemseniyor orada.” “YURT DIŞI DENEYİMİNİ GEÇ YAŞAYAN BİR ÜLKEYİZ” Bizim ülkemizde yurt dışı deneyiminin ya çok geç yaşlarda ya da hiç olmadığını dile getiren Demir, 20’li yaşlarının başında bunu deneyimleyen bir genç olarak şunları söyledi: “ Ben 22 yaşımda gittim. Bu Türkiye için genç bir yaş olabilir fakat başka ülkelerden gelen insanların yaş ortalaması çok daha düşük. 17 - 18 yaşında insanlar kalkmış ülkelerinden gelmişler. Artık bizim ülkemizde gençlere yurt dışı için teşvik oluşturulmalıdır. Çünkü artık eskisi kadar zor değil, gerek üniversitelerde olan birçok program gerekse okul dışındaki özel programlarla Avrupa, Amerika için seçenekler çoğaldı. Elbette burada ekonomik nedenler de devreye giriyor. Ancak doğru bir araştırmayla herkesin kendine uygun bir seçenek bulabileceğini düşünüyorum. Örneğin benim gittiğim programa başta belli bir para ödesem de ben bu ödediğim paranın fazlasını orada kazanarak geri döndüm. Öte yandan yurt dışı deneyiminin hem erken yaşta dil öğrenmek, farklı kültürler tanımak hem de kendi ülkeni dışarıdan görebilmek için çok önemli olduğunu söylemeliyim.” Atlas YANAR

Editör: TE Bilisim