Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği, 1.Gıda ve Beslenme Konferansı için Hiltonsa Otel’de etkinlik düzenledi. Sağlıklı beslenme ve gıda takviyesi kullanımına dikkat çekilen konferansa, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan denetimden sorumlu Kurum Başkan Yardımcısı Fatih Tan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, Uluslararası Gıda Takviyesi Dernekleri Birliği Başkan Yardımcısı Bernd Haber ve Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tanju Cepheli konuşmacı olarak katıldı. Konferansta Türkiye’nin beslenme konusunda, obezite ve bodurluk gibi sıkıntılarının yükselmesi ele alındı. BESLENME SUNUMLARI DİKKAT ÇEKTİ Ankara’da 9 firmanın ortak girişimiyle, Ağustos 2016 tarihinde kurulan Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği bu yıl ilkini düzenledikleri Gıda ve Beslenme Konferansı’nı gerçekleştirdi. Konferansa birçok diyetisyen, beslenme uzmanı, eczacı ve beslenme ile ilgili birçok kurum ve kuruluş katıldı. Konferansta, açılış konuşmalarının ardından, Beslenme ve Sağlık paneli düzenlendi. Panelde, Türkiye’nin Beslenme Profili konusu ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülden Pekcan, Dengeli ve Sağlıklı Beslene: Çözülemeyen Problem konusu ile Diyetisyen Elvan Odabaşı sunum yaptı. YENİ BİR DERNEK Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tanju Cepheli, derneğin kuruluş tarihini kısaca anlatarak, ‘’Derneğimiz, 2016 yılında sektörün lider firmaları tarafından kuruldu. Derneğimiz 1 yıl içinde üretilen bilgileri yaymaya başlamıştır. Derneğimizin amacı öncelikle insan sağlığına ve beslenmesine değer katmaktır. Kayıt dışı firma ve ürünlerle ilgili kamu otoritelerinin yürüttüğü mücadelelere destek olmak, toplumun tüm kesimlerinin besin ögelerinden yeterli miktarda alması konusunda bilinçlenmesine ve yeterli miktarda besinin teminine yardımcı olmak amacıyla kurulmuştur’’ dedi. PAKETLENMİŞ GIDAYA ÖN YARGI VAR Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, Gıda Bakanlığı’nın sağlıklı ve yeterli beslenme konusunda, bireylere bilgilendirmeler yaptığını hatırlatarak, ‘’Bireyin gelişebilmesi için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekiyor. Peki, yeterli ve dengeli beslenme yeterli mi? Değil çünkü bir de güvenilir beslenmesi gerekiyor. Bizim asıl görevimiz, insanlarımızın güvenilir gıda ile beslenmesini sağlamaktır. Bu konuda mecburen, büyük şehirler, yoğunlaşan nüfus, raflardaki uzun ömürlü ürünlerin sayısını artırdı. Hijyen ve ambalaj olmaksızın, gıda temin etmenize imkan yok. Fakat ne yazık ki sektörün içindeki bazı insanların ambalajlı ürünlere karşı bir dezenformasyonu var. Tüketicileri yanlış bilgiler ile yönlendiriyor. Bu yanlış yönlendirmeler sonrasında da insanların gıdaya olan güvensizliği artıyor’’ dedi. ‘’GÜNDELİK GIDA TARTIŞMALARI ÜZÜCÜ’’ Türkiye’de hala gündelik gıdaların tartışılmasının üzücü olduğunu belirten Selçuk, ‘’Bizim, buradan beklentimiz şu; tüketicinin doğru bilgilendirilmesi. Gıda ile ilgili bir bilgilendirme varsa, tüketiciyi ve halkı bilgilendirmek bakanlığımızın görevidir. Zaman zaman sıkıntılı ürünlerle ilgili duyurular yapıyoruz ve tüketicileri dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Sektörün kendi ürünleri ile ilgili sıkıntılar çıktığında geri çağırmalar yapılıyor. Ama bizler hala yumurta yiyelim mi, süt içiyor musunuz gibi gündelik gıdaların tüketimi konusunda tartışıyoruz. Bu bugün geldiğimiz seviye açısından gerçekten ülkemizin hak etmediği bir konumdur. Yakın zamanda, Türkiye’den Japonya’ya kanatlı etin ihracatı ile ilgili bir mutabakat yapıldı. Japonya gibi gıda konusunda, üst parametrelerde güvenliği olan bir ülke Türkiye’de üretilen kanatlı etinin, Japonya’ya ihraç edilebileceğini kabul etti. Şu an Türkiye’den Japonya’ya kanatlı et ihraç edilebiliyor’’ şeklinde konuştu. ‘’GIDA KONUSUNDA MEVZUATLARIMIZ GÜÇLENMELİ’’ Gıda konusunda bir sıkıntı çıktığında, halkın direk Sağlık Bakanlığı’na yöneldiğini, ama gıda konusu ile kendi bakanlıklarının ilgilendiğini hatırlatan Selçuk, ‘’Gıda konusunu bir takım mevzuatlar ile güçlendirmeniz gerekiyor. Biz bu senenin başında, özellikle tüketicinin doğru bilgilendirilmesi için, etiket yönetmeliğimizi değiştirerek, iki ayrı yönetmelik yaptık. Her iki yönetmelik için de Sağlık Bakanlığımızın yetkili birimlerinden de destek aldık. Zaten sağlık ve beslenme kelimesinin geçtiği bir yerde, Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapmamak mümkün değil. Biz hali hazırda yine bir etiketleme kılavuzu yayınladık. Bu etiketleme kılavuzu için sektörle beraber çalışıyoruz. Bizim beslenme ve sağlık yönetmeliğimizde, 12 tane beslenme beyanı, 203 tane sağlık beyanı söz konusu. Sağlık ve beslenme iç içe geçmiş bir konu. Şu an gıda ile ilgili bir sorun ile karşılaşıldığında insanların ilk başvurduğu yer Sağlık Bakanlığı oluyor. Ama gıda konusunda ilk sorumlu bakanlık biziz’’ diye konuştu. 1 MİLYON DENETLEME YAPILDI Bakanlık olarak denetleme sayısından daha çok yapılan etkinliklerin göz önünde bulundurulmasını istediklerini söyleyen Selçuk, ‘’Denetim çalışmalarımız devam ediyor. Bizim sürekli duyduğumuz konu şu, yılda kaç defa denetleme yaptığımız konusu. Kaç denetim yapıyorsunuz sorusundan ziyade ne kadar etkinlik yaptığımız sorulmalı. Biz, geçen sene 900 bine yakın bir denetim yaptık. Bu sene hedefimiz 1 milyondu, muhtemelen sene sonuna kadar 1 milyonu yakalayacağız. Bu karara da etkinliklerimizi artırmak ile ilgili personel sayısını artırmaya gitmeye çalışıyoruz. Türkiye’de 81 vilayette gıda denetimi yapan arkadaşlarımızın sayısı 6 bin 800 kişi. Bu arkadaşlarımızla biz gıda denetimlerini yapmaya çalışıyoruz. Şu anda ifşa ile ilgili bir mekanizma çalıştırıyoruz. Bugüne kadar biz, 19 ifşa yaptık’’ dedi. ‘’205 ÜRÜN SORUNLU’’ 2017 yılı içerisinde, 4 bin 461 üründen 205’inde olumsuzluk bulduklarını söyleyen Selçuk, ‘’Takviye edici gıdalarla ilgili sıkı bir denetleme ve bizim bir yönetmeliğimiz var. Takviye edici gıdaların piyasaya arz edilebilmesi için onay almaları gerekiyor. Şu an 3 bin 400 adet ürün Türkiye’de gıda takviye edici gıda olarak piyasada bulunuyor. Biz bugüne kadar, 4 bin 461 ürün denetledik. Bu ürünlerin 205’inde olumsuzluklar var. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ile beraber çalışmasından başka bir çıkar yol yoktur. Takviye gıda sektöründen beklentimiz, satılan ürünlerin ilaç olmadığını, sağlık tedavisinde kullanılmadığını halka iyi bir şekilde bilgilendirmeleridir’’ yorumunu yaptı. TAKVİYE EDİCİ GIDA ÖNEMLİ ROL OYNUYOR Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan denetimden sorumlu Kurum Başkan Yardımcısı Fatih Tan, ‘’Beslenmenin hayatın yapıtaşı olduğu ifadelerini kullanarak, ‘’Beslenme dediğimiz zaman sağlıklı olmanın temel yapıtaşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Sağlık bakanlığı olarak belki tüm ürün grupları ile ilgimiz var. Çünkü güvensiz ürün denildiğinde, insan, hayvan ve çevre sağlığına zarar vermeyen ürün anlıyoruz. Dolayısıyla bütün ürün gruplarında güvenliğin etkilendiği en önemli alan sağlık oluyor. Böyle olduğu takdirde herhangi bir ürün grubundan etkilenen birisi olduğunda doğrudan sağlık bakanlığına yöneliyor. Tabi, sağlıklı olmanın temel yapıtaşı beslenme olunca, yeni nesil gıdalar da hayatımıza girmeye başladı. Tabi bunlardan en önemlisi takviye edici gıda dediğimiz önemli bir alan. Yoğun iş temposu, ulaşımın hızlanması gibi büyükşehirlerin büyümesi sonucunda, bunlar insan sağlığında önemli bir rol oynamaya başladı’’ dedi. PAZAR 180 MİLYAR DOLAR OLACAK Tan, Takviye edici gıda pazarının 2020 yılında 180 milyar dolara kadar ulaşacağını söyleyerek, ‘’Bunların sonucunda, çok ciddi bir pazar oluştu. Yaklaşık 2013 yılında takviye edici gıda pazarı 109,8 milyar dolarlık. 2020 yılına kadar bir büyüme ile 180 milyar dolara yakın bir pazarın oluşması söz konusu olacak. Tabi böylesine hayatımıza giren bir alanın düzenlenmesi kaçınılmaz. Her ülkede çeşitli düzenlemeler mevcut. Geçtiğimiz günlerde ilaçla ilgili yasal düzenlemeler 1908 yılında Amerika’da başlıyor. Orada tabi gıda ve ilacı ayırmamışlardı. Bunlarla ilgili düzenlemeler kurumumuz tarafından düzenleniyor. Tabi bu alanda da ciddi bir büyüme var. Tıbbi amaçlı gıdaların sağlık sektöründeki rolü her geçen gün artıyor. Tıbbi amaçlı gıdalar dediğimiz zaman, hastalığı iyileştirme, hastanın hastaneden ayrılması gibi konularda önemli bir oynuyor’’ şeklinde konuştu. 10 BİNE YAKIN SİTE KAPATILDI Takviye edici gıdalarla ilgili, 3 yıl içerisinde 10 bine yakın internet sayfasının kapatıldığını hatırlatan Tan, ‘’İnsan sağlığı, insan için vazgeçilemeyecek tek alandır. Dolayısıyla maalesef son dönemde, çeşitli mecralarda, daha fazla kar elde edebilmek için insan sağlığı üzerinden bu ürünlerin satıldığına şahit oluyor. Tabi herhangi bir kişi takviye edici gıda olabilir, başka bir ürün olabilir, zarar gördüğü, sağlığı bozulduğu takdirde hemen yüklenilen taraf biz oluyor. Bize, ‘neden bunlara izin veriyorsunuz?’ deniliyor. Biz de bu alanda, kanunun bize verdiği yetkiye dayanarak, kanun doğrultusunda, bir yönetmelik düzenledik. Bu konuda çok ciddi bir şekilde mücadele ediyoruz. 2014-2017 yılları arasında 8 bin 684 siteyi sağlık beyanından dolayı doğrudan kapattık. Bunlarla ilgili aldatıcı reklamlardan dolayı Gümrük Bakanlığımıza 8 bin 153 site le ilgili bildirimde bulunduk. Yine para cezaları kestik ve 192 adet de suç duyurusunda bulunduk’’ ifadelerini kullandı. Tan sözlerine şöyle devam etti, ‘’Çeşitli yapılan araştırmalarda, maalesef Türkiye’deki sağlık okuryazarlığının, ilkokul 2. Veya 3. Sınıf düzeyinde olduğu ortaya çıktı. Bu olayın ciddiyetini anlamada daha önemli bir gösterge. Biz bu usulsüz tanıtım yapan, bu ürünleri satan işlemler yapsak da buradaki en önemli rol halkımızın bilinçlendirilmesinden geçiyor. Bu dolandırıcılara kanmamaları gerekiyor. Bununla ilgili olarak da hepimize bir rol düşüyor. Biz cezaları durmaksızın devam ettiriyoruz. Bununla ilgili olarak 25 Ocak 2017 tarihinde bir çalıştay düzenledik. Bu düzenlenen çalıştaya bütün bakanlıklarımız katıldı.’’ Son olarak vatandaşlara, sahte gıda takviyeleri ve ilaç olarak satılan ürünler konusunda uyarılarda bulunan Tan, ‘’Gıda takviyeleri ilaç değildir. İlaçlar sadece eczanelerde satılır. Çok net bir mesajımız var, internet dışında ilaç adı altında satılan ürünlerin tamamı sahtedir. Hasta olduğunda tedavi olmak isteyenler, doktor kontrolünde, eczanelerden ilaçlarını almak durumundadırlar. Bu alanı dünya standartlarında bir alan haline getireceğiz. İnsan sağlığının tehlikeye atılmaması bizim için çok önemli’’ dedi.  (Rozita Merve HAMİDİ)        

Editör: TE Bilisim