Tüm dünyada arı günü olarak kabul edilen Dünya Arı Günü Türkiye’de de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Ankara İli Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından organize edilen etkinlikte ise “Doğal dengenin ve ekosistemin en önemli halkalarından birini oluşturan arıları koruyarak sağlığımızı, doğayı ve geleceğimizi de koruruz” bilinciyle “Altın Yağmur” sloganıyla “Dünya Arı Günü” kutlamaları yapıldı. “TÜRKİYE DÜNYADA ARI VARLIĞI BAKIMINDAN 2’NCİ” Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Başkanı Ziya Şahin, etkinlikte yaptığı konuşmada Türkiye’nin dünyada arı varlığı bakımından 2’inci, bal üretimi bakımından ise 3’üncü olduğuna vurgu yaparak konuşmasında şunlara değindi: “Türkiye’de 7 milyon 800 bin arımız bulunuyor ve 114 bin ton bal üretiyoruz. Dünyadaki üretilen çam balının yüzde 92’sini Türkiye üretiyor. Türkiye çam balının ana vatanı. Yılda 9 ay bal üretebilecek potansiyelimiz var. Türkiye hem bir bal cenneti hem de bir arıcılık cenneti. Arıcılar olarak biz balın yapısı gereği üretildikten sonra herhangi bir kimyasal işleme tabi tutulmadan direkt sofralarımıza konulabilecek müstesna bir ürün olduğunu sürekli dile getiriyoruz. Doğal bal üretmek biz bal üreticileri için bir sorumluluk gereğidir. Doğal balın kesintiye uğratılmadan pazarlanması da bizim en temel amaçlarımızdan birisidir.” Şahin, “Arıcılık özellikle stratejik bir sektördür” ifadelerini kullanarak, “Çünkü eğitim ile birlikte beslenmede de gelecek nesillerimiz için belirleyici unsur olacaktır. Bu anlamda arıcılığı artık önemsememiz gerekiyor. Bu anlamda Bakanlık ile de çok güzel projeler yapıyoruz” dedi. “SADECE ARILARIN DEĞİL TÜM DÜNYANIN HAYATI KURTULUR” Ankara İli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Solmaz, sadece insan için değil tüm doğa için vazgeçilmez değer olan arılara hak ettikleri özenin gösterilmediğini ifade ederek, “Onların yaşam hakların saygı duymadığımız gibi hayatlarını da tehlikeye sokan adımlar atıyoruz. Bunun sonucunda da toplu arı ölümleri meydana geliyor. Arıların önemi konusunda toplum bilinci oluşturarak sadece arıların değil tüm dünyanın hayatını kurtaracağımızı bilmemiz gerekir” dedi. Solmaz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Arıların yaşamın devamlılığını sağlamak üzere araştırma yapan bilim insanlarının son dönemlerde üzerinde durdukları en önemli 3 konu olan gıda güvenliği, sürdürülebilir tarım ve bioçeşitlilik, çevreyi koruma konularında doğrudan ilgili olanlar canlılardır. Dünyanın büyüyen nüfusunu besleyebilmek, insanlığının refahını ve devamını sağlayabilmek için daha kaliteli, bol çeşitli yiyeceğe ihtiyacımız var. Gıda güvenliği açısından arılara bakıldığında bal, polen gibi yüksek kaliteli gıda sağlamalarının yanında bal mumu, bal arsı gibi sağlık ve diğer sektörlerde de kullanılan ürünlerin devamını sağlamadaki rolleri ile de insan sağlığı için en önemli canlılardan biridir. Ancak arıların insan hayatındaki önemi bu kadar sınırlı değil. Arılar dünyada gıda üretiminin 3’te 1’inden sorumludur. Sürdürülebilir tarım gelir için de arılar için de büyük önem arz etmektedir. Arılar tarımsal üretimin kapsamı ile önemli bir rol oynamaktadır.” “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİNDEN BİRİSİ AÇLIĞA SON VERMEK” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nden Ayşe Gürsel Işık ise 20 Mayıs Dünya Arı Günü’ne nasıl karar verildiğini şu sözlerle ifade etti: “Hem arıların hem de arı ürünlerinin insan yaşamı açısından önemini dikkate alınarak Slovenya Cumhuriyeti ile birlikte BM olarak 20 Mayıs’ın Arı Günü olarak kutlanması için 2 yıl önce önerge verdik ve kabul edildi. Bu anlamda Türkiye’de de bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Hayatımızı kolaylaştıran arıyı tekrar tartıştığımız için ayrıca teşekkür ediyorum. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden birisi açlığa son vermek. Bu konuda da arıların önemi oldukça büyük. Arılar olmazsa şu anki çeşitliliğe ulaşmak mümkün olmayacaktır. Özellikle pestisitle mücadele bu noktada önem taşıyor. Ama bunu yaparken de doğal hayatı bozmadan, arıların varlığına son vermeden gerçekleştirmek gerekiyor. Özellikle organik pestisitlerin daha etkin kullanımının sağlanması için bir proje uyguluyoruz. Türkiye hükümeti de şuana kadar 30 milyonluk bir katkıda bulundu. Küçük aile çiftçilerinin yaygınlaştırılmasında arıcılığın önemi büyük. Bunun için de iyi bir işbirliğine ihtiyaç var. BM olarak biz küçük çiftçiliğin yaygınlaştırılması için arıcılığın da öneminin büyük olduğunu biliyoruz. Arıdan elde edilen ürünler çünkü çok kıymetli. Sağlıklı ve doğru şekilde bir bal üretimi de bu noktada büyük önem taşıyor.” “ARILAR DÜNYANIN EN ÇALIŞKAN CANLILARINDAN BİRİSİDİR” Türkiye’nin Çin’den sonra arılı kovan sayısına sahip ikinci ülke konumunda olduğuna dikkat çeken, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Belgin Sarımehmetoğlu, konuşmasında şunlara değindi: “Sektörde buna rağmen bazı problemler yaşanabiliyor. Özellikle pestisit konusunda arı yetiştirilmesinde sıkıntılar yaratıyor. Arılar ve ürünlerin insan sağlığının devamı ve gelişimi için arıcılığın geliştirilmesinde kendimize arıları örnek olarak gösterebiliriz. Yani onlar gibi çok çalışmalı, bu konudaki etkinlikleri artırmalıyız. Çünkü arılar dünyanın en çalışkan canlılarından birisidir. Birlikte uyum ve işbirliği içerisinde hareket eden canlılar olarak bilinmektedir. Sektörlerin problemlerini çözmek, verimliliğin arıtılmasını sağlamak için hep birlikte çalışmalıyız.” “ARILAR VARSA YARINLAR VAR” 20 Mayıs Dünya Arı Günü kapsamında TEMA Vakfı ile Balparkmak “Arılar Varsa Yarınlar Var” projesi kapsamında arıların doğa ve insan için önemi, ekosisteme katkıları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bisiklet etkinliği düzenledi. Güvenpark’tan Kuğulupark’a kadar bisiklet sürerek arıların doğa için önemini dile getiren gönüller eşliğinde renkli görüntüler ortaya çıktı. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim