Resmi Gazete'de “Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"nin yayımlanması ile birçok teşkilatta değişiklikler de meydana geldi. Bunlardan birisi ise Adli Tıp Kurumu’nun kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esaslarının düzenlendiği kararname. KHK’nın ardından Adli Bilimciler Derneği ise yeni yasal düzenlemeler ve Adli Tıp bilimindeki gelişmeler ile ilgili önceki yıllarda hazırladığı analiz raporunu güncelleyerek yeni bir rapor yayınladı. TÜRKİYE ADLİ TIP AKADEMİSİ’NE İHTİYAÇ VAR” Adli Bilimciler Derneği, 2005 yılında yayınladıkları raporda özerk bir “Türkiye Adli Tıp Akademisi” (TATA) yapılanmasına ihtiyaç olduğundan bahsettiklerini ifade ederek, günümüzde de böyle bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu tekrar hatırlattılar. Raporda, adli olaylarda bilgisinden yararlanılan kişilere bilirkişi denildiği belirtilerek, birçok adli konuyu çözümlemek; özel bilgiyi, tekniği ve uzmanlığı gerektirdiğine değinildi. Bu nedenle Savcı ve Hakimler ele aldıkları davada çözümlenmesi özel bilgiyi ya da tekniği gerektiren olaylarla karşılaştıklarında, bu konularda yetenekli gördükleri kişilere başvurup, onların konu ile ilgili raporlarını göz önünde tutarak davayı çözümledikleri ifade edilerek, bilirkişilik denildiğinde de akla ilk gelen bilimin Adli Tıp olduğu vurgulandı. Rapor şöyle devam ediyor: “Dernek olarak 2005 de yazdığımız bir raporda özerk bir “Türkiye Adli Tıp Akademisi” (TATA) yapılanmasına ihtiyaç olduğundan bahsetmiştik. Adli Bilimler tek bir bilimin içine sığdırılamayacak kadar geniş bir alan. Alt alanlar adeta iç içe geçmiş. Kiminin birbiriyle kesişim alanı çok geniş, kimi birbirini teğet geçmekte. Ama hepsi diğer alanlardan yararlanmak zorunda. Aslında Adli Bilimler alanları bir çarkın dişlileri gibi. Bir dişli eksik kaldı mı çarkın işleyişi yavaşlıyor.” “UYGUN BİR YAPILANMANIN ORTAYA KONULMASINA ÇALIŞILDI” Adli Bilimlerin tıp, sosyal, fen, güvenlik bilimi, spor ve sanattan bağımsız bambaşka bir bilim dalı olduğuna raporda değinilirken, raporda şunlar yer aldı: “Adli Bilimler yukarıda sayılanların hiçbiri değilken aynı zamanda hem tıp, hem sosyal hem fen hem güvenlik bilimi hem spor hem de sanattır. Artık gelinen noktada tamamen ayrı Adli Bilimler yapılanmalarına ihtiyaç vardır. 90’lı yıllardan beri uluslararası kurumlarca bilirkişilik kurumlarının bağımsız olmadığı iddiaları çok sık gündeme gelmektedir. Mali açıdan ve atanma açısından bağımsızlığın gerekliliği yurt dışından ülkemize bilimsel amaçlı ziyarete gelen hukukçular ve adli bilimciler tarafından çok sık olarak vurgulanmaktadır. Konuyu tamamen tarafsız bir şekilde ele alarak bir beyin fırtınası yapılıp, bir bilirkişilik kurumu modeli oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu modelin oluşturulmasında hiçbir kurum ve kuruluş örnek alınmamış. Önerilere, eleştiriye, geliştirmeye ve desteğe açık bir sistemin ön hazırlığı yapılmıştır. Modelin hazırlanmasında hiçbir kuruma karşı bir tavır alınmamış, ülke menfaatleri açısından uygun bir yapılanma ortaya konulmaya çalışılmıştır.”  “ADALET BAKANLIĞINA BAĞLI ADLİ TIP KURUMU KURULDU” Yeni çıkan KHK ile Adli Tıp Kurumu’nda meydana gelecek değişiklikler ise şöyle: “Adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak, adli tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı programları ile görev alanına giren konularda diğer adli bilimler alanlarında sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenlemek ve bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu kuruldu. Kurum, mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklar ile kurumun uygun gördüğü alanlarda kamu kurum ve kuruluşları tarafından gönderilen adli tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirecek. Adli tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı eğitimini tıpta uzmanlık mevzuatına uygun olarak verecek kurum, adli tıp ve adli bilimler alanlarında çalışmaları yürütmek üzere seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenleyecek. Ayrıca bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak ve ilgili kurum, kuruluş ve kurulların hazırlayacakları adli tıpla ilgili eğitim programlarının yapılmasına ve yürütülmesine yardımcı olacak kurum, adli tıp hizmetlerinin görülmesi sırasında yapılması zorunlu sağlık hizmetlerini verecek.” ADLİ BİLİMCİLER DERNEĞİ KİMDİR? Özerk bir “Türkiye Adli Tıp Akademisi” (TATA) yapılanmasına ihtiyaç olduğunun bahsedildiği raporda dernek ile ilgili de bilgiler verilerek şunlar ifade edildi: “Derneğimiz Türkiye’deki ilk Adli Diş Hekimliği, Adli Antropoloji, Yangın İncelemeleri, Adli Psikiyatri, Adli Hemşirelik, Adli Ebelik, Adli Bilişim, Adli Mühendislik sertifikalı kurslarını düzenlemiştir. EGM UMDB Adli Koku Sempozyumuna ve Yargıtay’ın Alkollü Araç Kullanmada Güvenli Sürüş Yeteneğinin Etkilenmesi Konusundaki sempozyumuna destek olmuştur. Bu alanda yayınlar yapılmasına ve 15 yıldır sürmekte olan Adli Bilimler Dergisinin basılmasına öncülük etmiştir. Adli Bilimciler Derneği olarak bu alanların 100 den fazla alanıyla ilgili çalışmalar yapmaktayız. Adli Bilimlerin her alanıyla ilgili komisyonlarımız kurulmuş olup kimi yıllardır bağımsız kongre ve kurslar yapacak kadar ilerlemiş, kimi alanları ise geliştirecek kişileri beklerken pasif durumda kalmıştır. Komisyonlarımız herkesin katılımına açıktır. Derneğimiz,  pek çok alanla ilgili kongre, kurs, sempozyum, panel etkinliklerini yaparken Türkiye de ilk Adli Bilimler, Çapraz Sorgu, Adli Entomoloji, Adli Hipnoz, Tıp ve Sağlık Hukuku, Adli Koku, Su Altı Olay Yeri İnceleme, Adli Kozmoloji kitaplarının, ilk Adli Bilimler, Adli Psikiyatri, Toksikoloji, Ulaşım ve Trafik Güvenliği hakemli dergilerini çıkartılmasına sağlamıştır. Adli Bilişim, Adli Antropoloji, Adli genetik Yüksek Lisans programlarının oluşmasına katkıda bulunmuş, Adli Eczacılık Yüksek Lisans ve Adli Diş Hekimliği Doktora programlarının hazırlanmasını sağlamış, Adli Sibernetik, Adli Mağara konularında rapor hazırlamıştır.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim