Dünyada milyarlarca insan tarafından kullanılan sosyal medya, düşünce paylaşımı başta olmak üzere, günlük olayların, haberlerin, siyaset ve ekonominin tartışma hatta eleştirme zemini hâlinde geldi. İnternet üzerinden yapılan iletişimin insanlara zarar verdiği, yasa ve ahlak dışı paylaşımlara, hukuk ihlallerine, kişilere yönelik hakarete kadar birçok sakıncalar yarattığı biliniyor. Sosyal ve siyasi değerler, ahlak ve hukuk, sosyal medya aracılığıyla kitlesel düzeyde hırpalanırken bundan toplumun temel taşını oluşturan dil de zarar görüyor. Kişilik haklarını ihlal eden saldırılar, hakaretler, arkadaşlık teklifleri vb. uygunsuz davranışlar söz ile yapılıyor. Sözcük ve cümleler kimi zaman büyük harflerle vurgulanarak, fotoğraflarla süslenerek âdeta bir silah hâline dönüştürülüyor. Yunus Emre sözün önemimi şu dizelerinde ne güzel dile getirmiş; Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir sözü Genel ağ ve sosyal medya bu alandaki teknolojinin de gelişmesi ile birlikte günümüzde oldukça etkili iki araçtır. Geniş kitlelerin çeşitli görüş ve fikirlere hızlı ve kolayca erişebilmesini kolaylaştıran bu araçlar yurt dışı kaynaklı oldukları ve çok hızlı bir şekilde yaygınlaştıkları için Türkçe karşılıkları bulununcaya kadar hangi dil ve kültürden ithal edilmişse o dildeki kendi kelime kadrosunu da beraberinde getirmektedir. Örneğin “facebook”un kullanılmaya başlamasıyla “like”lamak, “twitter”ın kullanılmaya başlamasıyla “twit”lemek, “twit” atmak, “blog” sayfalarının kullanılmasıyla “blog”lamak v.s. Hızlı üretilen ve üretildiği süreden daha kısa bir zamanda tüketilen cümleler, metinler, kelimeler, duyguların karşılığı harfler, sesler üzerinde yeterince düşünülmediği ve estetik, imla gibi kaygılardan uzak bir şekilde paylaşıldığı için oldukça kusurlu ifadelere dönüşmektedir. Bunun yanında bazı sosyal medya araçlarının belli karakter sayısı kadar paylaşımlara imkân sunması da dilin kullanımını etkilemektedir. Bu ve bunun gibi birçok sebep dolayısıyla sosyal medya araçları dilimizi şu şekillerde etkileyebilmektedir. Cümle kurulumlarında, kelime yazımlarında kurallara uyulmaması, Kelimelerin yazımında ünlü, ünsüz harflerin tekrarlanması, Örnek: aşkııım, naaaberrrr… Hecelerin düşürülmesi, Örnek: blyrm, svyorm… Ünsüz veya ünlü harflerin kullanılmaması, Örnek: iiilik saaalık, saol, geliyo, yıkılıyo… Yabancı kelimelerin kullanımı, Örnek: yes, no, ok, bye… Türkçede bulunmayan harflerin Türkçe kelimelerde kullanımı, Örnek: Sewiyorum, ewet, axi çocuk… Türkçe kelimelerde farklı sesler kullanımı, Örnek: ajkımdan, güsel, öslüyorum… Kısaltmaların sıklıkla kullanımı, Örnek: kib (kendine iyi bak), aeo (Allah’a emanet ol)  “Kanka” ve “Pampa”nın Türkçede karşılığı var mı? Türkçe yukarıda ifade ettiğim sebeplere bağlı olarak zengin bir dildir. Bu zenginliğin içerisinde seslenme ve hitap sözleri de vardır ki yazı dili dışında neredeyse her yörenin kendine has hitap ifadeleri bulunmaktadır. Gençlerin zaman zaman bunlardan bazılarını kullandıkları, kısa süre sonra bir başkasını tercih ettikleri görülebilmektedir. Dolayısıyla “kanka” ve ondan türetilen “pampa, pampiş” gibi ifadeler özellikle gençlerin kullandığı ifadeler olarak moda kelime görüntüsündedir. Bunların dile etkisi olacaksa bu ileriki zamanlarda görülebilecektir. Türkçenin sosyal medyada kullanımıyla ilgili olarak yaşanan meselelerden biri de söyleyiş bozuklukları. Türkçe kökenli sözlerde söyleyiş bozukluğu fazla görülmüyor, ama yabancı kaynaklı alıntı sözlerde söyleyiş bozukluğuna sıkça rastlıyoruz. Hâkem değil hakem; râkip değil rakip demeliyiz.  Bu yanlışları radyo ve televizyon sunucuları yapınca yanlışlar hızla yayılıyor.  Bazı kelimelerin sonunda bulunan sert ünsüzler, kelime ünlüyle başlayan bir ek aldığı zaman yumuşamaz. Ahlak, blok, hukuk, evrak gibi kelimelere ek getirildiğinde de ahlakı, bloku, hukuku, evrakı şeklinde yazılmalı ve söylenmelidir. Bu tür kelimelerin ahlağı, bloğu, hukuğu, evrağı şekline yazılması ve söylenmesi yanlıştır. Son zamanlarda dilimizdeki yabancı kelimelerin yazılışında sorunlar yaşanmakta. Özellikle bilgisayar alanı başta olmak üzere birçok alanda son birkaç yıldır dilimize giren chat, forward, delete, reply, inbox gibi İngilizce kelimeler, özgün yazılışları ile kullanılmakta. Bu tür yazılışların etkisiyle Türkçeleşmiş ve dilimizin malı olmuş yabancı kökenli kuaför, şov, koleksiyon, korner, kulüp gibi kelimelerin de couffeure, show, collection, corner, club gibi özgün şekilleriyle yazılması tercih edilir hâle gelmiştir. 1353 sayılı Kanun’a göre alfabemizde 29 harf vardır. x, w, q harfleri yabancı özel adlar  dışında dilimizde kullanılmaz. Dublex, maximum, taxi, aqua gibi kelimelerin dubleks, maksimum, taksi, akua Türkçeleşmiş biçimleri kullanılmalıdır. Bunların yanı sıra bir de iş yerlerinde Türkçe veya Türkçeleşmiş adları gelenekleşmiş Türk imlası yerine yabancı imlayla yazma eğilimi de dikkat çekmektedir: Efendy, Hotel Taxim, Eskidji, Laila, Wishne Bar, Neshe, Kitabchi, Shalgam, Yemish, Kebabchi, Derichi... Sosyal medyayı en çok kullanan çocuk ve gençler, deneyimsizlikleri nedeniyle paylaşımların etkilerine en çok maruz kalan kitledir. Bu nedenle sosyal medyadaki Türkçeye, edebiyata, sosyal ve siyasi yaşama, ekonomiye ilişkin yanlış paylaşımlar, çocuk ve gençleri yanlış yönlendirmektedir. Sosyal medya sağlıklı bilginin, gazetenin, kitabın, kütüphanenin yerini çoktan almış ve facebook’taki her türlü bilginin doğru olduğu yanılgısı kitlelerin zihnine yerleşmiştir. Aile ve toplum yaşamında sorunlar yaşayan, mutlu olmayan, başarı ve özgüvenden yoksun gençler ve yetişkinlerin yoğun bir biçimde kullandığı sosyal medya tehlike olmaya devam ediyor. Türkçemizi, örf ve âdetlerimizi, değerlerimizi ve kişiliğimizi bu sağlıksız sosyal medya ortamından koruyalım…

Editör: TE Bilisim