Birleşik Kamu İş Konfederasyonu ile Tüketici Hakları Derneği (THD) çalışanların ödediği doğrudan vergiler ve dolaylı vergilere ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada yüksek vergi oranlarına dikkat çekilerek THD Genel Başkanı Turhan Çakar, “Tüketiciler olarak, en zorunlu ve en yaşamsal mal ve hizmetlerden haksız olarak alınan KDV ve özel iletişim vergisi (ÖİV) gibi tüketici vergisinin kaldırılmasını istiyoruz” dedi. “ZAMLAR VERGİLERE GİDİYOR” Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık açıklamada son 16 yılın enflasyonunun zirve yaptığı bir dönemden geçildiğini ifade ederek, “Çalışanlardan alınan vergi oranları ise bir hayli, yüksek. Tüm emeklilerin bildiği gibi vergi oranları artan tarifeler ile devam etmekte. Örneğin Ocak ayında çalışanlar zamlı maaş alırken Nisan ayına gelindiğinde yeni bir vergi dilimi ile karşı karşıya kalınıyor. Sonrasında ise Temmuz ayındaki zamlarla birlikte ikinci bir vergi dilimi ile karşılaşılıyor. Örneğin öğretmen, hemşire gibi kamu çalışanları Ekim aylarında bir üst dilim olan yüzde 27’lik bir vergi daha ödeyecekler” dedi. Balık sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla Ocak ayında alınan zam oranı Nisan ayında eriyor. Örneğin Temmuz ayında alına zam da Eylül-Ekim aylarında ortadan kalkıyor. Bu yıl içerisinde alınan zamlar tam 1 yıl sonra yansıyor. Bir yıl sonra zamlı maaşlarımızı alabiliyoruz. Yani Temmuz ayında memura, emekliye yapılan zam Ocak ayındaki maaşa yansıyabiliyor. Hal böyle olunca yurttaşlarımız artık mutfaklarındaki temel besin kaynaklarını karşılayamaz duruma geldiler. Hayat pahalılığı yurttaşlarımızın açlık ve yoksullukla paylaşmasına neden olmakta.” “EYLÜL AYININ AÇLIK SINIRI 2,270 LİRA” Birleşik Kamu İş Konfederasyonun yaptığı araştırmaya göre Eylül ayının açlık sınırının 2,270 lira olduğuna dikkat çeken Balık, “Yoksulluk sınırı da 8,598 lira olarak belirlendi. Eşinin de çalıştığı bir kamu çalışanı 8 bin lira maaş alamıyor. Halbuki yoksulluk sınırı 8,598 lira civarında. Kamu çalışanları erimiş, yok olmuş durumda bundan dolayı” ifadelerini kullandı. Kış aylarına girilmek üzere olduğunu ifade eden Balık sözlerini şöyle sürdürdü: “Ankara’da artık doğalgaz, elektrik ocakları yanmadan yaşamak mümkün değil. Oysa şuan doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlar da doğrudan kamu çalışanlarını etkileyeceğinden ekonomik gelirimiz enflasyon ile beraber dibe vurdu. TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre enflasyon farkı yüzde 24,92. Bu ise Ocak ayında aldığımız maaşın yüzde 245,92’sini kaybettiğimiz anlamına geliyor. Ancak bize yüzde 24,92 dolayında zam yapılırsa maaşımızdaki açık kapanacaktır. Ama daha önümüzde 3 buçuk ay gibi uzun bir süre var.” “VERGİ DİLİMLERİ SABİTLENSİN”  Balık, 16 yılın en yüksek enflasyon oranının yaşandığını vurgulayarak ekonomiye ilişkin şunları söyledi: “Dolayısıyla önümüzdeki süreçte memurun, emeklinin, işçinin ayakta kalabilmesi için hak ettiği zam oranının yapılması gerekiyor. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak temel talebimiz memurlara, emeklilere ve çalışanlara uygulanan vergi diliminin ortadan kaldırılması gerektiğidir. Biz diyoruz ki devlete vergi ödemeye devam edelim, ama sabit vergi ödeyelim. Birde şunu eklemek gerekir ki sık sık vergi affı gündeme geliyor. İş insanlarına, ticaretle uğraşanlara, borcu olanlara herkese vergi affı geliyor. Oysa emekçiler için vergi affı hiçbir şekilde gündeme gelmiyor. Dolayısıyla biz gelirimiz arttığımız zaman bir üst vergi dilimine giriyoruz. Bizim genel talebimiz vergi dilimleri sabitlensin ve Ocak ayında enflasyonun üzerinde yapılan bir zamla kamu çalışanları rahatlatılsın istiyoruz.” “DOLAYLI VERGİLERİN ORANI %67-68 DOLAYINDA” Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar ise öncelikle dolaylı vergiyi tanımlayarak şunları söyledi: “Dolaylı vergiler, tüketilen mal ve hizmetlerden yani tüketimden alındığı için dünyada tüketici vergisi olarak tanımlanmakta ve haksız vergi olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de 2017 yılı rakamlarına göre, toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin oranı %67-68 dolayındadır. Bu oran AB ve OECD ülkelerinde yüzde 35 dolayındadır. Yani, Türkiye’de vergiler kazançtan, servetten değil, tüketicilerin zorunlu harcamalarından,  tüketiminden alınmaktadır. Ülkemizde vergi yükü yoksul ve dar gelirli tüketicilerin sırtına yüklenmiştir. “TÜRKİYE YANİ TÜKETİCİ VERGİLERİNİN EN YÜKSEK OLDUĞU ÜÇ ÜLKEDEN BİRİ” Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında dolaylı vergilerin yani tüketici vergilerinin en yüksek olduğu üç ülkeden biri olduğuna dikkat çeken Çakar, “Vergi adaletsizliğine paralel olarak, Türkiye, dünyada gelir dağılımı yönünden de en adaletsiz üç ülkeden birisidir. Dolaylı vergilerin ve gelir dağılımının adaletsizliği aynı zamanda Türkiye’de vergi kaçağının ve kayıt dışı ekonominin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de vergi kaçıran sermayenin üzerine gidilmemekte, garibanın – yoksulun sırtına yüklenilmektedir. Vergi ve gelir dağılımındaki adaletsizlik ile vergi kaçağı, yoksulluğun ve işsizliğin nedenlerinden birisidir” dedi. Çakar açıklamasına şöyle devam etti: “Derneğimizin yapmış olduğu araştırmaya göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 20 dolayındaki kesimi yani, 16 milyon dolayındaki tüketici açlık sınırının altında yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 60’dan fazla kesimi yani, 48 milyondan fazla tüketici ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Tüketici Hakları Derneği olarak bunu kanıtlamaya hazırız. İşte, Türkiye’de haksız bir vergi türü olan dolaylı vergiler, yani tüketici vergileri bu halk kesiminden alınmaktadır. Gerek vergi ve gelir dağılımındaki adaletsizlik gerekse fiyatların ve pahalılığın artması yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketicilerin sayısının artmasına neden olmaktadır. “VERGİSİNİ ÖDEMEYEN SERMAYEDARDAN VERGİ ALINSIN” En zorunlu ve yaşamsal tüketim malları olan gıda ve şehir şebeke suyundan yüzde 8 KDV alındığını ifade eden Çakar, “Bununla birlikte, en temel mal ve hizmetler arasında yer alan doğal gaz ve elektrikten yüzde 18 KDV alınmaktadır. Aynı şekilde, temel hizmetler arasında yer alan iletişim hizmetlerinden ise yüzde 18 KDV ve yüzde 7,5 özel iletişim vergisi ( ÖİV)  alınmaktadır. Bununla birlikte, her seçim öncesinde sermaye kesimine vergi afları getirilerek de tüketicilerin sırtındaki haksız ve dolaylı vergi yükü arttırılmaktadır” diye konuştu. Tüketiciler olarak, en zorunlu ve en yaşamsal mal ve hizmetlerden haksız olarak alınan KDV ve özel iletişim vergisi (ÖİV) gibi tüketici vergisinin kaldırılmasını istiyoruz diyen Çakar, “Garibandan - yoksuldan değil, vergisini kaçıran, vergisini ödemeyen sermayedardan vergi alınsın. Tüketiciler olarak, bu isteklerimizin dikkate alınarak, ülke yönetimince gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz” diyerek taleplerini dile getirdiler. (Türkan ÇATAL YILDIZ)