TRT’nin kamu hizmeti yayıncılığına yönelik olan eleştiriler tam gaz devam ederken, TRT Genel Müdürlüğü’nde bir araya gelen TRT çalışanları, ellerinde ki yazılı dövizlerle birlikte bir basın açıklaması düzenlediler.  Düzenlenen basın açıklaması ile TRT’ye ve çalışanlarına ‘haksızlık’ yapıldığının altı çizildi. Hatta bununla da kalmadılar bir adım daha öteye giderek, TRT’nin ‘tarafsız yayın’ yaptığını ve ‘şiddete karşı durduğunu’ hiç yüzleri kızarmadan dile getirdiler. Yüzleri kızarmadan diyorum çünkü aşağıda son bir ayda TRT’de Cumhurbaşkanı adaylarına ve parti yöneticilerine verilen sürelere bakıldığında TRT çalışanlarının iddia ettiği gibi TRT’nin tarafsız yayıncılık yapmadığı açık bir şekilde, rakamlarla orta yerde duruyor. Bahsettiğim rakamları sallamıyorum. Rakamlar RTÜK istatistiklerinden alınmıştır. Rakamları olduğu gibi veriyorum. TRT Haber kanalında 01-06 mayıs 2018 tarihleri arasında siyasi partilere ve siyasi parti temsilcilerine ayrılan sürelerin toplamı; AKP: 15:45:05 (15 saat 45 dakika 05 saniye), MHP: 00:14:32 (00 saat 14 dakika 32 saniye), CHP: 01:14:22 (01 saat 14 dakika 22 saniye), HDP:Yok, İYİ PARTİ: 00:09:30 (00 saat 09 dakika 30 saniye , SP: Yok Yine aynı şekilde; TRT Haber kanalında 07-13mayıs 2018 tarihleri arasında siyasi partilere ve siyasi parti temsilcilerine ayrılan sürelerin toplamı;  AKP: 30:44:41 (30 saat 44 dakika 41 saniye), MHP: 00:31:36(00 saat 31 dakika 36 saniye), CHP: 03:07:04 (03 saat 07 dakika 04 saniye), İYİ PARTİ: 00:09:30 (00 saat 09 dakika 36 saniye), HDP: Yok, SP: Yok TRT’nin siyasi partilere ve yöneticilerine yukarıda ayırdığı süreleri ilkokul ikinci sınıf öğrencisinin önüne dahi koysanız rakamlarda bir eşitsizliğin olduğunu sizlere söylemiş olacaktır. HDP ve SP’ye hiç yer vermeyen, CHP, MHP ve İYİ Parti’ye kısıtlı süreler veren TRT nasıl oluyor da tarafsız yayıncılık yapıyor? Bu rakamlara bakarak TRT’nin tarafsız yayıncılık yaptığını iddia etmek ve TRT’yi eleştiren Cumhurbaşkanlarına seslenmek tam riyakarlıktır. ‘TRT’nin sürekli hedef tahtasına olması kendi çalışmalarımızı olumsuz etkilemektedir’ diyen TRT çalışanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha fazla yer verilmesinin gerekçesini ise şu şekilde açıklıyorlar; “Kamu yayıncısı olarak yayınlamakla yükümlü olduğumuz Cumhurbaşkanı faaliyetleri çerçevesinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi tören, kabul ve yurt dışı-yurt içi ziyaretleri TRT ekranlarında yer almaktadır.” TRT çalışanlarının bu açıklaması ancak ve ancak tarafsız bir cumhurbaşkanı için geçerlidir. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan bile sayısız yerde sayısız kere partisi ile ilişkisinin devam ettiğini ve partili Cumhurbaşkanı olduğunu açık bir şekilde üzerine basarak söyledi. Halkın kaynakları ile yayın yapan TRT’nin yukarıda verilen rakamlara bakılarak kamu yayıncılığı yapmadığı açık ve net ortadadır. Dolayısıyla halkın bu konuda ki eleştirileri yerinde ve haklı eleştirilerdir. Ben TRT çalışanlarının da TRT’nin kamu hizmeti yayıncılığı yaptığına inandığını da sanmıyorum. Yapılan basın açıklamasında yer almayı da maksat cemaatte bulunmak olarak değerlendiriyorum... Farklı etnik unsurların, inançların ve değerlerin sesi olamayan; bu inançların ve etnik unsurların kaynaklarından pay alan bir TRT’nin, son dönemlerde muhalefet adaylarının söylediği gibi kapatılması yararlı olacak mıdır? Tartışmalıdır. Çünkü medya ve iktidar ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda bağımsız, özerk ve demokratik bir kamu hizmeti yayıncılığı mümkün görünmüyor. En azından Türkiye için mümkün görünmüyor. .