Helal Dünya Marketleri Yöneticisi Mehmet Topçu, sağlıklı ve helal gıda üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Marketlerde satılan kanserojen ve katkı maddeli ürünler için vatandaşları uyaran Topçu, reklamlarla empoze edilen ürünlerin hemen kabul edilmemesi gerektiğini söyledi. Topçu, “İnsanlarımıza şunu söylüyoruz; yediğiniz, içtiğiniz ve kullandığınız bütün maddelere dikkat edin. Eğer kendinizi ve sağlığınızı düşünüyorsanız, yediklerinize ve kullandıklarınıza dikkat ediniz. Çünkü ürünlerin çoğunda zararlı maddeler mevcuttur. Avrupa’da yasak olan birçok madde Türkiye’de serbest. Dediğimiz gibi gıda ile ilgili bütün kriterlerin yeniden çalışılması ve yeniden düzenlenmesi gerekir. Devletin bu konu ile ilgilenip üzerine düşeni yapması gerekir” ifadelerini kullandı. “SATIŞLARIMIZI İNTERNET ÜZERİNDEN BÜTÜN ANKARA’YA ULAŞTIRMAYI PLANLIYORUZ” Anadolu Üniversitesi İdari Bilimler Bölümü mezunu olan ve yaklaşık 22 yıldır helal gıda ve organik gıda üzerine çalışmalar yürüten Topçu, “Son yedi yıldır bu ürünleri bir araya toplayarak market haline getirdik. Ankara’da Demetevler, Keçiören, Etlik ve Sincan’da olmak üzere dört, Türkiye’de ise 40 tane şübemiz var. Yeni şübeler de açmayı düşünüyoruz. İnternet üzerinden satışları ile helal gıdaları bütün Ankara’ya ulaştırmayı planlıyoruz. Helal gıda, sağlıklı gıda ve organik gidaları çoğaltarak insanlarımıza ulaştırmayı düşünüyoruz” dedi. “AVRUPA’DAN GELEN HAYVANSAL KATKI MADDELERİNİN ÇOĞU DOMUZDAN ELDE EDİLİYOR” Helal gıda ürünlerinin içerisinde iki önemli, şeyi barındırdığını söyleyen Topçu, “Birincisi; içerisinde kansorojen madde barındıran ve insan sağlığını etkileyen koruyucu madde olmaması gerekir. Ambalajlı ürünlerin tamamında katkı ve koruyucu madde var. Ürünlerin raflarda bozulmadan durabilmesi için bu maddelerin kullanılması zorunludur. Bu maddelerin bir kısmı bitkisel maddelerden elde ediliyor. Bunlar zararlı değil. Diğer bir kısmı ise, hayvansal kökenli kaynaklardan elde ediliyor. Hayvansal kökenli maddelerin çoğundan elde edilen katkı maddelerinin çoğu Avrupa’dan geliyor. Avrupa’dan gelen hayvansal katkı maddelerinin çoğu domuzdan elde ediliyor” şeklinde konuştu. “İNSANLARIMIZA HEM KANSOROJEN HEM DE KATKI MADDESİ KONUSUNDA YARDIMCI OLUYORUZ” Kullanılan katkı maddelerinin en önemlisinin jeletin olduğunu belirten Topçu, “Hayvanın kemiklerinden ve derisinden elde edilen bu madde yılda 5 bin ton civarında Türkiye’ye giriş yapıyor ve birçok üründe kullanılıyor. Şu anda domuzdan elde edilen 180 tane katkı maddesi var. Hatta domuzun kılından bile protein çıkartıyorlar. İkincisi ise, domuzdan elde edilmiş katkı maddesi olmayacak. Bu ikisi beraber sağlanırsa bu ürüne biz helal gıda ürünü diyoruz. Bİzim amacımız insanların dinen sakıncalı bulduğu, domuz etinden elde edilmiş katkı maddeleri yemesini engelllemek ve sağlığına, vucut kimyasına zarar verecek bu maddeleri kullanmasının önüne geçmektir” diye konuştu. “TAVUKLARIN HELAL OLABİLMESİ İÇİN ELLE KESİLMESİ GEREKİR” GİMDES ‘ini bünyesinde oluşturuğu bir uzman heyet ile firmalardan aldığı ürünleri laboratuvar ortamında incelediğini ve bu ürünlerde kullanılan maddelerin faturasını istediğini kaydeden Topçu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu fatuıralardaki ürünler araştırılıyor. Bu ürünler kriterlere uyuyorsa satışa izin veriliyor. Yoksa satışa izin verilmiyor. Gıda ve İhtiyaç Maddelerini Sertifikalandırma Derneği’nin (GİMDES) çok güçlü alt yapısı var. Bu dernek tamamen bir STK’dır. Birçok büyük markaya da sertifika vermedi. Hassas çalışan bir dernektir. Türkiye’de güünde 3 milyon tavuk kesiliyor. Tavukların iki milyonu GİMDES’in kontrolünde kesiliyor. Tavuk çiftliklerinde kurulan kameralarla kesimler denetleniyor. Tavukların helal olabilmesi için elle kesilmesi gerekir. Makina ile kesilen tavukları GİMDES kabul etmiyor. Bizim sattığımız ürünlerin hepsi GİMDES’ten onaylı ürünlerdir.” “KULLANDIĞIMIZ KİMYASAL ÜRÜNLER RUHSAL YAPIMIZI DA BOZUYOR” “Piyasada bulunan maddeler bizi er ya da geç hastalandırıyor. Çünkü içinde birçok katkı maddesi barındırıyor. Vucut kimyasal madde ala ala bir yerden sonra iflas ediyor. İç organlar çöküyor. Bağırsakjlar çöküyor. Çünkü yediğimiz ürünleri bir yerden sonra sindiremiyoruz. Sindiremediğimiz için de hastalıklar baş gösteriyor. Kullandığımız kimyasal ürünler ruhsal yapımızı da bozuyor. Çünkü kullandığımız kimyasal ürünlerin içerisindeki sls, paraben gibi maddeler vucudumuza karışarak baş ağrısı yapıyor. Bu da bizi ve vucut yapımızı olumsuz etkiliyor. “EĞER SAĞLIĞINIZI DÜŞÜNÜYORSANIZ YEDİKLERİNİZE VE İÇTİKLERİNİZE DİKKAT EDİN” “İnsanlarımıza şunu söylüyoruz; yediğiniz, içtiğiniz ve kullandığınız bütün maddelere dikkat edin. Eğer kendinizi ve sağlığınızı düşünüyorsanız, yediklerinize ve kullandıklarınıza dikkat ediniz. Çünkü ürünlerin çoğunda zararlı maddeler mevcuttur. Size sunulan ürünleri hemen almayın. Reklamlarla size empoze edilen ürünleri hemen kabul etmeyin. Bakanlıklarla çalışmak isteriz. Fakat onlarla şuan herhangi bir iletişimimiz yok. Belirli bir toplumsal altyapı oluturulduktan sonra, çalışma ihtimalimiz olabilir.”  “AVRUPA’DA YASAK OLAN BİRÇOK MADDE TÜRKİYE’DE SERBEST” “Türkiye’de satılan bazı boyalı ürünler var. Örneğin oralet ve kuşburnu gibi. Bunların çoğu Avrupa’da yasak. Bu ürünlerdeki boyalar içildikten sonra gırtlağa yapışıyor ve orada kaldığı için gırtlak sistemini bozuyor. Avrupa’da yasak olan birçok madde Türkiye’de serbest. Dediğimiz gibi gıda ile ilgili bütün kriterlerin yeniden çalışılması ve yeniden düzenlenmesi gerekir. Devletin Bu konu ile ilgilenip üzerine düşmesi gerekir. Toplum bir şey istediğinde o olur. Her şey toplumun hassasiyetine bağlıdır. “ (Kadir GÜRHAN)  

Editör: TE Bilisim