Unutulmaya yüz tutmuş el sanatları Ankara Kalesi’nde kurulan stantlarla Başkentlilere tanıtılmaya devam ediyor. Taş baskı yazmaları ile ünlenen Tokat yazmaları da göz dolduruyor. Mesleğinin dede mesleğini olduğunu ifade eden ve aynı zamanda Kültür Bakanlığı Sanatkarı olan Ahmet Duran Yaşın, tüm dünyada Tokat taş baskısının bilindiğini ve kendisinin uluslararası firmalarla çalıştığını söyledi. Altındağ Belediyesi ve Ankara Ticaret Odası’nın işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Unutulmaya Yüz Tutmuş Geleneksel Türk El Sanatları Şöleni’ Ankara Kalesi’nde başladı. Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelerek ustalara ev sahipliği yapan Altındağ Belediyesi, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını Başkentliler ile buluşturmaya 20 Ekim’e kadar devam edecek. “YAZMACILIK BİZDE DEDE MESLEĞİDİR” “Elimiz iş tutmaya başladığı zaman ben bu işi yapmaya başladım” ifadelerini kullanan ve aynı zamanda Kültür Bakanlığı Sanatkârı olan Ahmet Duran Yaşın, geleneksel el baskısı Tokat yazmasının ‘dede mesleği’ olduğunu belirtti. Yazmacılık mesleği ile ailesinin tanışma hikayesini anlatan Yaşın şunları söyledi: “İşletmemiz yazmacılık mesleğiyle, 1920'li yılların başlarında dedemiz Kadir Yaşın'ın yazmacılık mesleğine çırak olarak başlamasıyla tanıştı. Kadir Yaşın mesleğinde başarılı olabilmek için üstün gayretler gösterdi. Kısa zaman içerisinde yazmacılık sanatını öğrendi ve emsalleri arasında en hızlı gelişimi gösterdi. Bir zaman sonra kendi işletmesini kurma kararı aldı. Ustalarından öğrendiklerini ve kendisinin yazmacılık sanatına kattıklarıyla artık Tokat’ta sektörün önde gelenleri arasında yerini aldı. Mesleğin devamlılığını sağlamak ve işletmesindeki yoğun talepleri karşılamak için artık kendisi çıraklar, kalfalar ve ustalar yetiştirmeye başladı. Yetiştirdiği ustalar ise Tokat'ın önde gelen ustaları arasında her zaman yer bulmuştur. 1962 yılından itibaren babam Ömer Yaşın da meslekte kendisini geliştirmiş ve artık babasının yükünü hafifletmiştir. 1978 yılına kadar işletmemiz yöresel Tokat yazmasını üretmiştir. Bu yıldan itibaren işletmenin hedeflerin de ve ürün portföyünde değişiklikler yaparak farklı ürünlerin üretilmesi kararına varıldı. Yöresel Tokat yazmasının dışında elbiselik kumaşlar da üretilmeye başlandı. Bu yeni ürünler hem işletmenin hem de sektörün gelişiminde önemli adımlardan bir tanesini oluşturdu. Bu arada ben de çocuk yaştan itibaren işletmemizde babam Ömer Yaşın ile beraber çalışmaya ve mesleğin inceliklerini tanımaya başladım. Bu konuda babamın yanında yazmacılık sektöründe çok büyük tecrübeler kazandım ve sonrasında kendi işletmemi kurma kararı aldım. TOKAT TAŞ BASKISI DÜNYADA BİLİNİYOR Yazmacılık mesleğinin Tokat’ta geleneksel bir meslek olduğuna dikkat çeken Yaşın, “Her yöreye ait bir geleneksel başörtüsü vardır, ‘yazma’ diyerek kastedilen de başörtüsüdür. Şuan geleneklere çok bağlı kalınmadığından ya da başörtüsü yerine başka ürünler de kullanıldığından yazmayı daha az üretmeye başladık. Bunun haricinde biz de mesleğimizi günümüzde kullanılan şal, fular, kıyafet, masa örtüsü, tekstil ürünleri gibi ürünlere doğru yönlendirmeye başladık” diye konuştu. Tokat işi taş baskıda kullanılan kalıpların ıhlamur ağacından yapıldığını ifade eden Yaşın, “Desenler öncelikle ıhlamur ağacına oyulur, sonra kumaşa baskı yapılır. Kumaş için kullanılan boyalar için ise eskiden kesinlikle kök boya kullanılırdı. Günümüzde her şey değiştiği için biz de şuan hangi boyalar kullanılıyorsa onu kullanıyoruz” dedi. Yıkandığı zaman ürünlerin kesinlikle renk vermediğini ya da çekme yaşamadığını söyleyen Yaşın, “Zaten bundan dolayı yapılan işin adı taş baskı olarak geçiyor. Tıpkı bir taş gibi sağlam olduğundan. Hazırladığımız birçok ürünü yıkayıp satışa sunuyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye’de Tokat işinin bilindiği kadar dünyanın birçok yerinde de bilindiğine dikkat çeken Yaşın, ilginin çok fazla olduğunu söyledi. Çalıştığı bazı firmaların direkt yurtdışı ile çalıştığını ve kendisinden aldığı ürünleri yurtdışına gönderdiğini belirten Yaşın, uluslararası firmalarla çalıştıklarından dolayı da çok mutlu olduğunu ifade etti. “ÜNİVERSİTELERDE TAŞ BASKI ÖĞRETİLEBİLİR” Tokat’ta özellikle genç nüfusun Tokat baskısını öğrenmek için çaba sarf etmediğine değinen Yaşın, “Bizden sonraki nesil korkarım ki bizim eski geleneksel yöntemlerle yaptığımız Tokat taş baskıcılığının nasıl yapıldığını bilmeyecekler. Çünkü günümüzdeki eğitim sisteminin de çalışmaya el vermediğini söylemek mümkün. 18 yaşında liseyi bitirmiş ve üniversite okumamış bir gence o saatten sonra bu işi öğretmek neredeyse imkansız hale geliyor. Bundan dolayı bizim mesleğe yönelik yeni nesil yetişmiyor” dedi. Taş baskının bir sonraki nesil tarafından da öğrenilmesi ve geleneksel el sanatının yaşatılması için önerilerde bulunan Yaşın şöyle konuştu: “En azından Tokat’ta yer alan Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde taş baskı yapımına yönelik bir bölüm açılarak üniversite tarafından gençlere bu meslek öğretilebilir. Yani sadece kendi el sanatımız için değil bütün unutulmaya yüz tutan el sanatlarında üniversiteler ne kadar çok sahip çıkarsa el sanatlarımız da o kadar yaşayacaktır.” “20 EKİM’E KADAR ANKARALILARI BEKLİYORUZ” Altındağ Belediyesi ve ATO’ya gerçekleştirdikleri organizasyondan dolayı teşekkür eden Yaşın, “Buradaki ilgi çok güzel. Ankaralılar sağ olsunlar bizi yalnız bırakmadılar. Naçizane önerim şu ki biraz daha fazla tanıtım yapılsaydı bütün Ankaralılar buradaki stantlarımıza ilgi gösterebilirlerdi. Her şeye rağmen şuan da çok güzel bir ilgi var. Çok teşekkür ediyoruz. Biz 20 Ekim’e kadar buradayız ve bütün Başkentlileri buraya bekliyoruz” diyerek Ankaralılara seslendi. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim