Türk Mühendis Ve Mimarlar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odaları mimarlar ve mühendislerin yapı üretim sürecinin dışında bırakılmasıyla ilgili basın açıklaması düzenledi.  Açıklamada, ‘’Yapılan düzenleme ve değişikliklerle  etüt ve proje  müellifleri olan mühendis ve mimarlar yapı üretim süreçlerinden koparılmaya çalışılmaktadır. Yapılan değişiklikle beraber, ruhsatı düzenleyen idarenin yetkilileri dışında yalnızca yapı denetim şirketi yetkilisinin ıslak imzasının alınması, ruhsat açısından yeterli sayılmaktadır’’ denildi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı meslek odaları mimarlar ve mühendislerin yapı üretim sürecinin dışında bırakılmasıyla ilgili basın açıklaması düzenledi. TMMOB’dan yapılan açıklamada, 24 Haziran’da yapılacak erken seçim öncesi çıkarılan imar affı başta olmak üzere, yapı denetim sistemindeki yeni düzenlemeler, imar yönetmelikleri, 2 Mayıs 2018 tarih ve 30409 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan yeni Yapı Ruhsatı Formu Standardı ile mühendisler ve mimarların yapı üretim sürecinden dışlandığı belirtildi. Yapılan yeni değişiklikle beraber, ‘’Yapı ruhsatı formu standardında yapılan değişikliklerle de yapı ruhsatlarında, yapı müteahhidinin, şantiye şefinin, yapı denetçilerinin, yapı sahibinin ve proje müelliflerinin ıslak imzalarının yer aldığı haneler kaldırıldığını belirten TMMOB, yapmış olduğu basın açıklamasında şunlara değindi: ‘’Ülkemizde son yıllarda sürdürülen inşaat sektörüne dayalı sermaye birikim politikaları ve rant odaklı ekonomik düzen, kamu yararını, planlama ve şehircilik ilkelerini, mesleki hak ve yetkileri gözetmeyen, hatta bunları inşaat sektörünün gelişiminde engel olarak gören bir hal almıştır. Yaklaşık 2 yıldır devam etmekte olan olağanüstü hal nedeniyle ülke KHK’larla yönetilir hale gelmiş, iktidarın politikaları önünde engel olarak görülen bilimsel çalışmalar, kamusal denetim ve benzeri her türlü demokratik haklarımız, çıkarılan “torba yasalar” ve keyfi uygulamalarla engellenmektedir. Özellikle inşaat sektörü ile ilgili yasal düzenlemeler, bir yandan kamuya ait alanların hızla özelleştirilerek yapılaşmasına neden olurken, kentlerimizi tek tipleştiren, onların kimliklerini yok eden yeni kent dokularının oluşumuna yol açmaktadır. Kentsel mekânlar üzerinden kurulan mekân-hafıza ilişkisi hızla yok edilmektedir.’’ ‘’ETÜT VE PROJE MÜELLİFLERİ OLAN MÜHENDİS VE MİMARLAR YAPI ÜRETİM SÜREÇLERİNDEN KOPARILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR.’’ Açıklamalarına devam eden TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu  konuyla alakalı olarak, ‘’ 24 Haziran’da yapılacak erken seçim öncesi çıkarılan imar affı başta olmak üzere, yapı denetim sistemindeki yeni düzenlemeler, imar yönetmelikleri, 2 Mayıs 2018 tarih ve 30409 (mükerrer) Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğ ile, yeni Yapı Ruhsatı Formu Standardı yürürlüğe girmiş ve tebliğin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından Mekânsal Adres Kayıt Sistemi Yapı Belgeleri Uygulamasında ruhsat formu değişikliklerinin işlenmesiyle; yapı sahibinin, yapı müteahhidinin, şantiye şefinin, yapı denetçilerinin (fenni mesullerin), etüt ve proje müelliflerin ıslak imzalarının yer aldığı haneler kaldırılmıştır. Bu düzenleme ile etüt ve proje müellifleri olan mühendis ve mimarlar yapı üretim süreçlerinden koparılmaya çalışılmaktadır. Bu değişiklikle, ruhsatı düzenleyen idarenin yetkilileri dışında yalnızca yapı denetim şirketi yetkilisinin ıslak imzasının alınması, ruhsat açısından yeterli sayılmaktadır’’ denildi. ‘’ İMAR AFFI, SAYISIZ KHK VE “TORBA YASA”LARLA BİRLİKTE ELE ALINMALIDIR’’ TMMOB, ‘’Yapı ruhsatlarında etüt ve proje müelliflerinin imzasını kaldıran düzenleme, kent topraklarının yağmasını hızlandırarak, her alanda yıkım ve yoğun yapılaşmanın önünü açan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentleşme ve planlama ilkelerine aykırı olarak hazırlanan imar uygulamaları ve eşitsiz yapılaşmaya neden olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, kaçak yapılaşmayı özendiren ve meşrulaştıran imar affı, sayısız KHK ve “torba yasa”larla birlikte ele alınmalıdır’’. Kamu yararını gözeten nitelikli mesleki hizmetler, mesleki hak ve yetkiler ile müelliflik ve telif haklarının kamusal ve hukuki denetimini sağlayan hukuki işlemler, iktidar tarafından yapı üretim sürecini yavaşlatan, hızlı iş üretilmesine engel olan lüzumsuz “bürokratik” unsurlar gibi gösterilmektedir. Yapı ruhsat formundan proje müellif imzalarının kaldırılması ve bunun benzeri diğer düzenlemeleri meşrulaştırmak için de kullanılan “bürokrasinin azaltılması” söylemiyle haklı gösterilmeye çalışılması, kabul edilemez. Yeni uygulamayla uzun bir süredir mücadele etmeye çalıştığımız sahte müellifliğin önü iyice açılmıştır. Müteahhitlerin belediyelere teslim ettikleri etüt ve projelerdeki isimlerin gerçek olup olmadığı, büro sahiplerinin mühendis, mimar olup olmadıklarının tespit edilmesi bundan sonra imkânsız hale gelecek ve bu konuda sahtecilik yaygınlaşacaktır. Proje müelliflerinin eserleri üzerindeki tasarrufları ise yok sayılmaktadır. Etüt ve proje müellifinin sorumluluğunda olan  yapı ruhsatına esas olan uygulama projelerini ve zemin etüdü raporları da dâhil olmak üzere her türlü etüde dayalı çalışmaları mevzuata uygun olarak yapmak ya da yaptırmak ve  Ruhsat eki projelerin birbiri ile uyumlu olmalarını sağlamak sorumluluğunun kim tarafından gerçekleştirildiği belirsiz hale gelecektir. Birbiri ile uyumlu olmayan projelerden doğan riskler vatandaşın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak ve olası sorunlarda sorumluların tespit edilememesi riski ortaya çıkacaktır. Yeni düzenlemeyle etüt ve proje müelliflerinin imzaları alınmadan hazırlanacak olan yapı ruhsatlarında, ruhsat eki projelerinin ve proje tadilatlarının denetimlerinin hangi yolla yapılacağı anlaşılmamaktadır. Bu durumun uygulamayı yapan belediyeler ve ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarını geri dönülmez ve onarılmaz hukuki sorumluluk altında bırakacağı kesindir. Tıpkı imar affı düzenlemesinde olduğu gibi, tamamen vatandaşın beyanına dayanarak, mühendis ve mimarları devre dışı bırakmak ne kadar yanlış ise, ruhsat alma süreçlerinden mimar ve mühendislerin onaylarını kaldırmak da bir o kadar yanlıştır’’ şeklinde konuştu.  TMMOB: ‘’İMAR TALANINI TÜM BU GİRİŞİMLERE SONUNA KADAR KARŞIYIZ.’’ Son olarak Yapı ruhsatlarında yapılan bu değişikliğe karşı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirten TBMMOB, Yapı Ruhsatlarında yapılan bu değişikliğe karşı ilgili Odalarımızla Birlik düzeyinde gerekli girişimlere başladığımızı, halkın can ve mal güvenliği ile meslek haklarımıza yapılan bu saldırıya ve can ve mal güvenliğini korumayan, doğal, tarihi, arkeolojik, kentsel sitler dahil olmak üzere tüm yaşam alanlarımızdaki imar talanını meşrulaştıran ve yasa dışı yapılaşmaları mali kaynak yaratma amacıyla affeden tüm bu girişimlere karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyunun ve meslektaşlarımızın bilgisine sunarız’’ diyerek açıklamasını sonlandırdı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim