Rızķın onda dokuzu ticarettedir. Hz. Muhammed (s.a.s.) Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u  fethetmeden önce çarşıya çıkar. Esnaftan alışveriş yapar. İkinci bir mal almak istendiğinde; komşum siftah yapmadı diyerek, komşu esnafa yönlendirir. Fatih bu birlik karşısında memnun olur. Şimdi sefere çıkabiliriz diye karar verir. Gelişen sanayi devriminden bu yana milli sermaye oluşturmaya çalışıyoruz. Osmanlıdan Cumhuriyete durum böyle. Endüstri çağı ve sömürgeler döneminden beri ticaret en büyük güç. Tüccarlar bütün  keşiflerin baş destekleyicilerindendir. Kapitülasyonlar önce limanlarımız canlansın diye devreye sokuldu. Sonra biz güç kaybedince aleyhimize döndü. Tamamen sömürülmeye yol açtı. 1.Dünya Savaşı ardından İstiklal harbi sonrası çok zor durumda kaldık. Sümerbank, şeker vb. Fabrikalar kuruldu. Ekonomiye can suyu verilmeye çalışıldı. Amaç ticari hayatı canlandırmaktı. DEMOKRAT partinin iktidara gelmesini sağlayan en önemli etken ekonomiydi. Memurlar ayrıcalıklı bir hayat yaşıyordu. Esnaf ve çiftçi fakr-ü zaruret içinde harap ve bitaptı. Adalet partisi ikinci beş yıllık kalkınma planı ile yeni bir gelişmeyi başlattı. Hedef büyüktü, sonuçta iyiydi. Ama 1971 muhtırası ekonomiye zarar verdi. Turgut Özal DPT ve başbakanlık müsteşarlığı görevlerinde  ekonominin en önemli yöneticiydi. 1983 seçimlerini kazanmasının en önemli sebebi ticari hayata yönelik verdiği önemdi. Özallı yıllarda ticari hayat bir hayli canlandı. İlk uçak sanayi TUSAŞ Ankara da kuruldu.Iskitlerdeki izbe dükkanlar OSTİM çatısı altında atölyelere dönüştü. Ülkenin ufku değişti. Erdoğan iktidarı 2001 ekonomi krizi sonrası başladı. İyide bir çıkış yakaladı. Standartlar o kadar yükseldi ki kendisi bile buna şaşırdıı. Artık halkın seviyesi yükseldi. Beklentileri yükseldi, istekleri çoğaldı. Bugün ticari hayat durgun. Ekonomide sıkıntı var. Dolar, euro, altın ve faiz yüksek. Üretim girdi maliyetleri başta petrol yüksek. Ticaret ve sanayi odaları birlik ve beraberlik için çok çaba sarf etmiyorlar. Furya hangi alandaysa, önüne gelenin istediği yerde iş yeri açmasına izin veriyor. Örneğin çiğ köfte ve künefe salonları bir anda mantar gibi çoğalıyor. Adım başı karşılaşıyorsunuz. Komşular karşılıklı birbirine rakip. Rekabet değil savaş var. Tekstil sanayinde bunu çok açık yaşadık. Herkes konfeksiyon işine girdi. Markalar değil fason üretim kazandı. Çok ciddi yatırımlar  heba oldu gitti. Günümüze gelirsek hedef standartları yükseltmek. Ekonomik dengelerin yerine gelmesini ve kontrolün sağlanmasını bekliyoruz. İşin şakası yok. Lider ülkeysek ekonomi iyi yönetilmeli. Hazine geliştirebilmeli. İthalat ihracat dengesinde ihracat fazlası vermek zorundayız. Esnaf ve sanayici baş tacı elde edilmeli. Vergi barışı değil vergi düzeni gelmeli. Faiz ve kira geliri olan yaşıyor. Üretim ve ticaret yapan sgk, vergi, Belediye tarafından boğuluyor. 25 Haziran Pazartesi bugün itibari ile en önemli hedefimiz ticari hayatın canlanmasıdır.  İhracat düzenli bir şekilde artış göstermelidir. Turizm bizim için vazgeçilmezdir. Sanayici ne isterse verilmelidir. Esnaf için her kapı ardına kadar açılmalıdır. Ticaret ve Sanayi odaları iş düzenini ve barışını sağlamalı. Herkes her yerde her işi yapamamalı. İş ahlakını bozanların pabucu dama atılmalı. Tüccar itibarı artırılmalı. Gençlere cesaret ve risk alma yönlendirilmesi yapılmalı. Girişimcilik lise ve üniversitelerin en önemli dersi olmalı. Hayata geçirilebilmeli. Işveren en önemli etkendir. Faiz, kira, rant geliri elde edenlerin ensesinde boza pişirmeli. Ticaret erbabı sofranın başına oturtulması ve devlet şef garson benzeri hizmet vermelidir. Para rüzgar hızıyla dolaşmalı, istifliyenin elinde patlamalıdır.

Editör: TE Bilisim