Sakarya Caddesi’ndeki balıkçılar, denizdeki bilinçsiz avlanma nedeniyle balık bulamadıklarını ve fiyatların bundan dolayı yüksek olduğunu ifade ettiler. Hava şartları sebebiyle az miktarda avlanma yapılması sonucu Ankara’da palamut ve hamsi fiyatları yükselmeye devam ediyor. Yaklaşık 30 yıldır Sakarya Caddesi’nde balıkçılık yaptığını söyleyen Yakup Taşçı, bir türlü düşmeyen balık fiyatları sebebiyle tezgahların boş kaldığını, fiyatların yüksek olmasından dolayı işlerin kötü olduğunu belirtti. Taşçı, "Başkent’te balık rağbet görüyor. Ancak balıkçılık şuan çok iyi bir durumda değil. Balık çeşitleri bu sene az. Sezon normallerinde olması gereken balık bu sene çıkmıyor. Buda bizim satışlarımızı olumsuz etkiliyor. Bu sene Palamut ve çinekop yok denecek kadar az durumda. Bu durum diğer illerde de aynı şekilde. Bu sene balıkçılar olarak zarar etmedik ancak kar'da edemedik" dedi. “ALIM GÜCÜ YOK” 1 Eylül’den itibaren balıkların tezgahlara pahalI gelmeye başladığını vurgulayan Taşçı, “Biz balıkları Yenimahalle Toptancı Hali’nden alıyoruz. Orada, balıklar tükenmiş durumda. Balık olmadığında fiyatlar doğal olarak yükselmeye başlıyor. Balık olsa fiyatlar düşük olur. Milletin alım gücü de düşük. Kimse bu kadar fiyatı yüksek olan balığa para veremiyor. Gelip fiyatlara bakıp gidiyorlar. Fiyatlar yüksek olunca balık satılmıyor. Hamsinin kilosu 17 lira, Palamut 20 lira, İstavrit 25 lira, çupra levrek 45 liradan satılıyor. Dört kişilik bir aile iki kilo istavrit almak istese 50 TL ödemek zorunda kalıyor. Bunun yanında çorbası yeşilliği de olunca balık yemek zorlaşıyor” şeklinde konuştu. “BALIĞI KİLO İŞİ SATMAYI BIRAKTIK” Balığı artık eskisi gibi kilo işi olarak satamadıklarının altını çizen Taşçı konuşmasına şu şekilde devam etti: “Gram işi olarak satıyoruz. Çünkü vatandaşın alım gücü yok. Vatandaş iki kilo balığa 100 TL harcamak istemiyor. Harcasa neyle geçinecek. Gram işi balık alıp o şekilde tüketiyor. Çok sürüm yapan bir balık yok. Vatandaşa şu balığı öneriyoruz da diyemiyoruz. Biz önersek ne fayda eder ki. Vatandaş hesap yapıyor sonra da alım gücü yeterse ancak satın alabiliyor. İki levrek almak istese 70 TL’yi gözen çıkarmak zorunda. 1600 TL ile çalışan bir vatandaşın bunu yapası da zor oluyor. Hem balıkçılar hem de vatandaşlar çok zor durumda. Durumun kısa zamanda düzelmesini bekliyoruz.” “KAÇAK AVLANMA ORTADAN KALDIRILMALI” Taşçı, “Balık fiyatlarının düşmesi için öncelikle olması gereken denizlerde balık oranlarının artmasına bağlı. Balık oranının artması için yapılabilecek en önemli şey ise, avlanma mevsiminin yasak olduğu zamanlarda kaçak avlanmanın durdurulması sağlanmalıdır. Devlet avlanma yasağı koyuyorsa bunu boşuna koymuyordur. Balığın yumurtladığı mevsimde balıkları avlamak vicdansızlıktır, hiçbir kitaba da sığmaz.  Bilinçsiz ve kaçak avlanmanın önüne geçmek için avcıların vicdanlarına ses vermeleri gerekiyor. Her insan kendi vicdanını polis gibi görmelidir. Kanunların da faydası olmuyor çünkü çoğu zaman. Vicdanı olmayan insan için balıkların yuvasını dağıtmasının hiçbir önemi yok.” diyerek kaçak ve bilinçsiz avlanmaya dikkat çekti.” “DENİZDE BALIK YOKSA FİYAT YÜKSEK DEMEKTİR” Denizde balık az olduğunda biz de satışlarda zorlanabiliyoruz. Denizde balığın az olması demek bizim de balık fiyatlarını yükseltmemiz gerektiği anlamına gelir. Ülkemizin ekonomik düzeyi ya da bir eve giren maaş miktarı da belli. Asgari ücretle geçinen bir aile evinin kirası, faturaları, çocuklarının eğitim harcamaları derken balık yiyecek paraları kalmıyor. Balık eskiden ekonomik olarak en alt seviyede olan bir ailede bile tüketilebiliyorken artık lüks yiyecekler arasına girdi diyebiliriz. (Kadir GÜRHAN)  

Editör: TE Bilisim