İçinde yaşadığımız dönemden etkilenmeyen, bu çağa ayak uydurmayan kalmış mıdır acaba? Eskiden özellikle bazı konularda çağa ayak uydurmayanı yadırgar hemen geri kafalı etiketini yapıştırırdım. Şimdi tam tersini düşünüyorum. Zamanında o kişilerin ne kadar iyi yaptığını toplum yozlaştıkça, tek bir tipe büründükçe daha iyi anlıyorum. Akıllı telefonun tüm nimetlerinden faydalanmak yerine sadece telefonun ana işlevi olan arama ve mesaj için telefonu kullanan bir nesil vardı. Bana kalırsa en güzeli de buydu.. Her şeyi gerektiği düzeyde amacına uygun kullanan o nesil yok oldu gitti. Genç, yaşlı fark etmiyor artık bir ortama girdiğimizde yüzlerden önce telefonları görüyoruz. Arada birbirimizle iletişim kuruyorsak da bu telefondaki bir şeyi diğerine göstermek şeklinde oluyor. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Bu durumun olağan hale gelmesi... Buna ' dijital çağ hastalığı' demek daha yerinde bir tabir olur kanaatimce. Mutlu anları hafızamıza kaydetmek yerine telefonun belleğine kaydettiğimizden beri tatminsiz ve mutsuzuz. Yaşanılan o güzel anıların çoğu bir 'delete' tuşuna baktığından beri de yalnızız. Halbuki içten bir gülümseme binlerce like'a bedel! Tüm bunları gerektiği gibi ayarında kullanan o bahsettiğim eski kuşağın temsilcisi, kıymetli sanatçısı, Müşfik Kenter, ne güzel özetlemiş her şeyi... ''Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"... Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar... Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi. Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten, ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini? Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını? İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza? Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız? Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman? Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını? Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında? Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda? Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?''

Editör: TE Bilisim