30 Ağustos zaferine giden yolda 26 Ağustos’ta olduğu gibi 27 Ağustos’ta da birçok hatta boğazlaşma aralıksız sürmüştü. Kanlı çarpışmalara sahne olan hedeflerden biri de Tınaztepe idi. Türk ordusu, bugün verdiği çok sayıda kayba rağmen Yunan cephesini yarmıştı. Saatler 20.00’yi gösterirken müjdeli haber Kaleciksivrisi’ndeki Birinci Ordu Kumandanı Nurettin Bey ve beraberindeki 4. Kolordu Kumandanı Kemalettin Sami Bey’den geldi. Afyon, Yunan işgalinden kurtulmuştu. Öte yandan 27 Ağustos öğleden sonrasında ağırlıklı olarak Yunan kuvvetlerinin çekiliş hattı çözülmeye çalışıldı. Hatlarda hareketler gözleniyor ancak güneşin batmasıyla birlikte Yunan kuvvetlerinin istikametleri bir türlü kestirilemiyordu. Cephe Kumandanı İsmet Paşa, 00.30 yayınladığı emirde, Yunanların hangi hatta savaşı kabul edeceğinin bilinmediğini, bu nedenle de düşmanın aralıksız takip edilmesini, savaşa zorlanmasını ve imha edilmesini istiyordu.

  1. Ordu Kumandanlığı da gelen raporlar ışığında düşmanın Resulbaba Dağı kuzeyine Altıntaş çevresine toplandığını düşünerek 28 Ağustos’taki harekâta yönelik sözlü bir emir yayınladı. 4. ve 1. Kolordu tren hattı ile Hamurköy Deresi arasından kuzeye Altıntaş genel istikametinde düşmanı takip edecekti. 4. Kolordu, emri alır almaz bağlı tümenlerine 21 Numaralı Kolordu emrini yayınladı. Bu emir şöyleydi:
“Düşman, Afyon, Altıntaş, Kütahya şosesiyle kuzeye Büyük Sincanlı Ovası’ndan Balmahmut istikametine çekilmeye başlamış ve ordu Gazlıgöl, Eğret, Ulucak hattına ilerleyecek, rasgeldiği yerde düşmanı vuracak ve derlenip toparlanmasına meydan vermeyecektir. 5. Kafkas Fırkası, Çakırözü üzerinden Afyon şosesine ve bu şoseyi takip edecektir.” Emri alan kolordu ve tümenler hemen harekete geçti. Ancak ne yazık ki Yunan kuvvetlerinin çekilme istikameti yanlış tahmin edilmişti. Çünkü Yunan kuvvetleri kuzeye değil, kuzeybatıya yani Dumlupınar’a doğru hareket ediyordu. Yunan 1. Kolordu Kumandanı General Trikopis, havanın kararmasıyla birlikte, emrinde bulunan 1. ve 2. Kolorduların, Türk kuvvetlerince kuşatıldığını, çemberin daraldığını açıkça hissediyordu. Türk süvarisinin gerilerde görülmesi de erler arasında tedirginliği artırıyordu. Bu nedenle bir an önce Dumlupınar’a, berkitilmiş mevzilere çekilmek istiyordu. Kaybedilecek zaman yoktu ama gece ve orduda hissedilen dağınıklık buna izin vermiyordu. General Trikopis seçeneksizlikten dolayı geceyi bulunduğu mevkide geçirmeye sabah da hızla Dumlupınar’a doğru hareket etmeye karar verdi. Bu arada Büyük Taarruz’un başladığı günlerde General Trikopis, 1. Kolordu Kumandanı’dır. İlerleyen günlerde Yunan Orduları Başkumandanlığı görevine atanmış ancak bunu esir edildikten sonra öğrenmiştir. (Yarın devam edeceğiz…)