Tarhana Osman’ı bilir misiniz ya da hiç duydunuz mu? Halka gıdada oynanan oyunlara karşı her ortamda tarhana yemeyi öğütlediği için adı, “Tarhana Osman”a çıkan bir bilim insanı… Gıda emperyalizmine karşı milli duruş sergilediği için öldürülmek istendi. Konya’daki saldırıdan şans eseri kurtuldu. Ölüm tehditleri almaya devam etti. Yetmedi, Profesör yapılmadı. Bugün size bu bilim insanı ve kitabından bahsedeceğim. Osman Nuri Koçtürk, nam-ı diğer Tarhana Osman’ın ilk basımı 1966’da yapılan ve çok ses getiren  “Gıda Emperyalizmi” kitabını, Alaca Yayınları yeniden bastı ve günümüz okuruyla buluşturdu. Kitabın yeni baskısında Gazeteci-yazar Soner Yalçın’ın sunuş yazısı yer alıyor. Arka kapak yazısı ise TMMOB Ziraat Odası Başkanı Özden Güngör ve eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan’a ait. Osman Nuri Koçtürk yani Tarhana Osman, ABD’nin “Marshall Yardımları” ile Türkiye’ye soktuğu margarin, Sonora buğdayı ve süt tozuna karşı büyük mücadelesiyle de Senatör Haydar Tunçkanat’ın kamuoyuna açıkladığı Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) gizli “Nötralize Edilecekler” raporundaki listede yer alır. “Gıda Emperyalizmi” kitabında Koçtürk, “ekmeği ve petrolü yabancının kontrolü altına girmiş bir toplumda kalkınma ve mutluluktan söz etmek ya da rejim tartışmalarıyla başarıya ulaşmak mümkün olamayacaktır” diyerek günümüzde geçerliliğini yitirmeyen durumumuza uyarıda bulunuyor ve “içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumdan kurtulmak Doğu’ya ve Batı’ya muhtaç olmadan kendi gücümüzle kalkınmak ve çocuklarımıza mutlu bir Türkiye bırakmak istiyorsak bu konuda bilinçlenmek ve bildiklerimizi birbirimize öğretmek durumunda” olduğumuzun altını çiziyor. Günümüzde Türkiye’de tahıl, meyve ve sebze tüketim miktarlarının yüksek, buna karşın içme sütü, et ve et ürünlerinde tüketim rakamları gelişmiş ülkelere göre düşüktür. Koçtürk, “insan sağlığını koruma, entelektüel güç ve insan gücü” olarak gelişmiş ülkelerin et tüketiminin çok, tahıl üretiminin az olduğunu, gelişmemiş toplumlarda ise tersinin geçerli olduğunu “bilimsel bir gerçek” olduğunu bundan 50 yıl önce dile getirmiş. Koçtürk, “geri kalmış toplumlardan bazıları hâlâ milli gelirlerinin arttırılmasını turizm gibi kolay para kazanma” yoluna gitmelerini “büyük hata” olarak belirtmekte ve “kendi kendini beslemekten ve temel ihtiyacını kendi kaynakları ile karşılamaktan aciz bir toplumun turizmden kazanacağı birkaç kuruş, onun elinden nasıl olsa alınacak ve sömürgecilerin kasalarına girecektir” diyerek, önceliğin ana besin maddelerin üretilmesi olarak görmektedir. Koçtürk, toprakları dar bir ülke olduğundan hayvancılık için elverişli olmayan Japonya’nın balıkçılığa önem vererek protein ihtiyacını bu şekilde karşılaması örneğini vererek “toplumlar, kalkınmayı gerçekleştirmek için öncelikle tarım politikalarını halklarının beslenme ihtiyacına uydurma çabalarının planlarla ele alınması gerektiğini kavramışlardır. Türkiyemiz’in de dahil bulunduğu bir grup geri kalmış ülke ise henüz bu gerçeği göremedikleri için kalkınmayı başka alanlarda yapılacak çalışmalarla gerçekleştireceklerini zannediyor ve çoğu kez oyuna geliyor” derken ne kadar da haklı. “Gıda Emperyalizmi” kitabının kapağındaki süt tozu görselinde yer alan tokalaşan iki el resmi aslında bu toplumun gırtlağını sıkmaktadır. Türkiye’nin Amerika’dan ucuz fiyatla ve Türk Lirası karşılığı soya yağı ithal ederek kendi zeytinyağlarını pahalı fiyatlarla ve dolar karşılığı Avrupa ülkelerine ihraç ederek döviz ihtiyacını kapatma yoluna başvurması, iç piyasada zeytinyağının yüksek fiyatlara çıkmasına neden olmuş ve bu aşamada da Amerikan yağından yapılmış ucuz margarinleri kullanmaya ve alıştırılmaya mecbur bırakılmışızdır. Daha sonra emperyalistler zeytinyağlarını satın almayı bırakınca ve başka ülkelere satışını da anlaşmalarla önlediklerinden büyük stoklar oluşmuş, fiyatlar çok aşağılara düşmüştür. Böylece zeytinyağının margarinle mücadele etmesi önlenmiş ve halk margarine alıştırılmıştır. Akabinde de kalp ve damar sorunları yaşayacak nesiller ortaya çıkmıştır. Bu arada belirtelim ki tarih, kendisinden ders almayanlar için tekerrür eder.

Editör: TE Bilisim