Ülkemiz son yıllarda özellikle dış siyasette tarihin en kritik sınavlarını veriyor. 15 Temmuz hain ayaklanma sonrası bu mücadelenin dozu bir kat daha artmıştır. Batının Ortadoğu’ya açılan kapısı, ticaret yolu ve coğrafi olarak son derece önemli bir bölgede yer alan ülkemiz geçmişte olduğu gibi bugünde dış güçlerle mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Hangi düşünce ve fikre sahip olursak olalım ülkemizin Cumhuriyet tarihi boyunca dış güçlere en iyi sert şekilde taviz vermeden temsil edildiğini görmezden gelemeyiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki çıkışı ile başlayan süreç bugün farklı ülkelerle devam ediyor. Bugün başta Ortadoğu’daki gelişmeler ve diğer etkenleri üst üstte koyduğumuzda ülke olarak zor bir sınav verdiğimiz gerçeği ile yüzleşiyoruz. İşte bu noktada, ‘’söz konusu vatansa gerisi teferruattır’’ sözünün içini doldurarak iç siyasetteki kısır çekişmelerinin dozunu ayarlamamız gerekiyor. Şunu unutmamalıyız ki; Bu içinde bulunduğumuz kritik süreçlerde dik durabiliyor ve mücadele gösterebiliyorsak, bunun ilk nedeni Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lidere sahip olmamızdır. Ak Parti’yi severiz sevmeyiz, oy veririz vermeyiz bu iç siyasetteki tercihlerimizdir. Şayet mühim olan vatan diyorsak, bu mücadeleyi kim yaparsa yapsın, yanında olmalı ve destek vermeliyiz. Ülkemiz üzerinde hesap yapanlar hedefine ulaşmaya başladıktan sonra kimin iktidar, olduğunun hiçbir anlamı olmaz. Bu nedenle günübirlik gelişmelerin içerisinde bunalmadan, parçaları birleştirerek resmin tamamını iyi okumamız gerekiyor. Ortadoğu’daki hakimiyeti sağlamaya çalışan anlayışların, Türkiye’ye yok saymasına elbette seyirci kalınmamalıyıdı. Ülkemiz elbette sınırları tehdit eden gelişmelerde gerekli tedbirleri alacaktır. Geldiğimiz süreçte; iktidar ve muhalefet çekişmeleri bir kenara bırakarak, ülkemizin ortak menfaatleri arasında kenetlenmeliyiz. Ülkemizin birlik, beraberlik ve topyekün bir güç olması gereken bu tarihi dönemde müşterek akılla çözümler üretmeliyiz. Tarihe bakıp ders almalıyız belki de. Geçmişte ülkemiz üzerine oynanan türlü oyunlar ve yapılan hesaplar asla başarılı olamamıştır. İşte bu nedenle Çanakkale ruhu ile dil, din, ırk, mezhep kavramlarına takılmadan birlik ve beraberliğimiz ilelebet korumanın mücadelesi ve kaygısı içerisinde olmalıyız. İç siyasette yapılacak kısır çekişmeler, ülkemiz üzerinde yapılan kirli planlara prim vermekten başka bir işe yaramayacaktır. İsterseniz bakın tarihe. Size farklı bir şey söylemeyecektir. Dönüp dolaşıp aynı noktaya geleceksiniz; SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.

Editör: TE Bilisim