Sosyal medya, eğlendiğimiz, güldüğümüz, üzüldüğümüz ve insanlarla tanıştığımız bir mecra haline geldi. Olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz yönleri de fazlasıyla mevcut. İnternetin bu kadar yaygınlaşması ile birlikte sosyal flört dediğimiz yeni bir alan daha oluştu. Normalde dışarıda konuşmadığınız, görüşmediğiniz kişilerle sosyal medyada çok sıkı karşılıklı takip halindeyiz. Fotoğraflar beğeniliyor, yorumlar atılıyor. Normalde cesaret edemeyeceğimiz çoğu şeye sosyal medya üzerinden cesaret edebiliyoruz. Özgür müyüz orası tartışılır ama daha farklı olduğumuz kesin. Sosyal medya üzerinden başlayan flörtler çoğu zaman hezimet ile sonuçlanıyor. Karşı taraf kendisini göstermek istediği şekilde, siz olmak istediğiniz kişinin halinde tavrında gösteriyorsunuz. Sonuç ise hüsran oluyor. Bu arkadaşlık, dostluk ilişkilerinde de geçerli. Sosyal medya çok samimi duran arkadaşlar, gerçek hayatta birbirinin kuyusunu kazan tipler çıkabiliyor mesela. Hal böyle olunca da birbirine zaten güvenmeyen insanlık, iyice paranoyak bir hale bürünüyor. Herkes, karşı tarafın iyiliğini, güvenilirliğini, cesaretini sorguluyor. Ama hiç kimse dönüp de kendine şöyle bir bakmıyor. Ben iyi bir insan olursam, sen iyi bir insan olursan merak etme iyi insanların sayısı artacaktır. Çünkü iyilik de nokta nokta büyüyen bir hareket. Fazlası da kimsenin canını yakmıyor. *** Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. Duayen gazeteci Uğur Mumcu’yu rahmetle anıyoruz. *** Sosyal medya demişken yine bir hayvan katili ile karşı karşıya bıraktılar bizi. 62 yaşında, normalde görseniz sevimli bulacağınız bir dede, masum bir köpeğin canını alıyor. Bu nasıl bir canilik? Baygın köpeği, ana yola bırakarak ölmesine sebep olmak nasıl bir kötülük seviyesi. Size artık diyecek sözümüz bile yok. Sizin merhamet etmediğiniz her masumun ahı tepe tepe üstünüze çöker umarım. Öyle bir çöker ki bir daha kalkamazsınız! Bir yandan da iyi bir şeyler oluyor. Havaların soğuması ile birlikte sokak hayvanlarına yapılan yardımların önemi 2-3 kat daha arttı. Onlar üşümez, onlar başının çaresine bakar diye düşünmeyin. Onlar üşürler, sizden bizden daha fazla da desteğe ihtiyaçları var. Koton mağazasında yatan 4-5 tane köpek görüntüsü gününüzün iyi geçmesine sebep olabilir. Çalışanlarına ve yönetimine teşekkür ediyoruz. Herkesten de bu hareketlerin devamını bekliyoruz. *** Osman Kaplan… Kimse yarışmasın, dünyanın en iyi kalplileri arasına yazılsın adı. Ön kolları kesilmek zorunda olan bir kediye evini, kalbini, vicdanını açtı. Onun yaşadığı zorluğu anladı, bir de o rahat etsin diye, fiziki yapısına uygun bir yemek ve su kabı tasarladı. Allah ne muradın varsa versin güzel insan!  

Editör: TE Bilisim