Osmanlıcayı ya da diğer adıyla eski Türkçeyi öğrenmeyi hep istiyordum. Bu isteğimin gerekçesi, 2003 yılına kadar uzanıyor. O tarihte “Parola İnkılap/27 Mayıs’ı Yapanlar Anlatıyor” isimli ilk kitabımı hazırlıyordum. Elimde, ihtilal gecesi Milli Birlik Komitesi üyelerinin Harp Okulu’nda aldığı notlar vardı. Osmanlıcaydı. Osmanlıca steno gibi hızlı yazılabildiği için MBK üyeleri notlarının yarısını Osmanlıca yazmıştı. Ben de aylarca bu notları birilerine okutmak için çabalamıştım. O gün Eski Türkçeyi ilk fırsatta öğreneceğim demiştim kendime çünkü yakın dönem tarih alanında uzmanlaşmak da istiyordum. 2012 yılına geldiğimizde bu kez ikinci kitabımı hazırlamaya başlamıştım. Bu kitap, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Teşkilat-ı Mahsusa komutanı olan, Kurtuluş Savaşı’nda da Batı Cephesi’nde Yunan Başkomutanı Trikopis’i esir alan Alb. Ali Rıza Bey ile alayının doktoru, aynı zamanda kuzeni Yzb. Fuat Bey’in günlükleriydi. İşte bu günlükleri okumam gerekiyordu. Bir yıla yakın Osmanlıca çalıştım. Profesyonel destek de aldım ve öğrendim. Ardından 2015 yılında “Teşkilat-ı Mahsusa’dan Kurtuluş Savaşı’na Kızılca Kıyamet” isimli kitap ortaya çıktı ve şu an 3. Baskısını yaptı. Bu arada eski Türkçeden günümüz Türkçesine aktardığım üçüncü kitabımın da hazırlıkları tamamlandı. Yakın bir tarihte Mustafa Kemal’in “1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları” raflardaki yerini alacak. Birkaç yıldır herkesin Osmanlıca ya da doğru bir ifade ile eski Türkçe öğrenmesinin gerekli olup olmadığı en çok sorulan soruların başında geliyor. Peki, Osmanlıca öğrenmek gerekli mi? Soru ve yanıtlarla ilerleyelim: Osmanlıcanın alfabesi nasıldır? Osmanlı İmparatorluğu´nun, alfabesini esas aldığı Arapçada 28 harf bulunurken Osmanlı alfabesi 33 harften oluşuyor. Ancak bu harflerin kelimenin başında, ortasında ve sonunda yazılışları ise farklılaşıyor. Harfleri ezberlemek, işin küçük bir kısmını oluşturuyor. Ezberlenen harfleri yan yana koyarak kelime haline getirmek matbu yazı adı verilen kitap yazısına yani basit, temel Osmanlıcaya ilk adım olarak kabul ediliyor. Osmanlıca kurslarında "15 dakikada öğretiriz" sloganlarına çok sık rastlanıyor. Osmanlıca 15 dakikada öğrenilebilir mi? Osmanlıca dediğiniz aslında Türkçe. İçinde bugünkü Türkçede olduğu gibi Arapça, Farsça, İtalyanca, Fransızca ve eski Yunanca benzeri dillerden geçen birçok kelime bulunuyor. Bugünden farkı, Latin değil de Arap alfabesiyle yazılması. Ancak unutmamak lazım ki Osmanlıca, tam olarak Arap alfabesi değil. Çünkü Türk fonetiğine uygun olması için alfabede, Arap alfabesinde olmayan “ğ, j, ç, p, sağır kef” gibi harfler de yer alıyor. Osmanlıca aynı zamanda Arapçadaki kurallara göre de okunmuyor. Osmanlıca öğrenmek, tek başına Samipaşazade Sezai´nin Sergüzeşt romanı benzeri matbu eserleri okumak olarak görülmeli. Birkaç aylık kursla dönemin görece basit yazılmış kitaplarını okumak mümkün. Gazeteleri okumak içinse biraz daha zaman gerekiyor. Osmanlıca bilmek aslında gerek el yazısını okumak gerekse arşivlerdeki herhangi bir evrakı, defteri okuyup anlamak. Asıl zor olan da işte bu ağdalı Osmanlıca ve onu öğrenmek. Yani her işte olduğu gibi çalışmadan, yoğun emek harcamadan iki aylık, hatta bir senelik kursla Osmanlı Diplomatikası ve Osmanlı Paleografyası dediğimiz profesyonel Osmanlı evrakını tam manasıyla okumak pek mümkün değil. Mezar taşı okumak için ne yapmalıyız? Hakkıyla Osmanlıca bilmek için biraz Farsça, biraz da Arapça bilmek gerekiyor. Zaten kurslarda bu nedenle Arapça ve Farsça imla da öğretiliyor. Diğer yandan en önemlisi ise aslında Türkçeyi iyi bilmek şart. Osmanlıcada 18 çeşit yazı türü (hat) bulunuyor. Divani, rik´a, talik, sülüs, kufi, nesih, siyakat bunlardan bazıları. Divani, padişah yazışmalarında kullanılıyor. Rik´a, devlet kurumlarının yazışmalarında; siyakat, maliye yazışmalarında; talik, ilmiye, fetva kitaplarında; sülüs de kitabelerde kullanılıyor. Mezar taşı kufi, talik, sülüs ya da girift hatlardan biriyle yazılmış olabiliyor. Bunlardan biri bilinmiyorsa mezar taşını okumak yine mümkün olmuyor. Uzmanlık da işte tam burada devreye giriyor. Osmanlıca metin okuyor olmak, yazabiliyor olmak anlamına geliyor mu? Gelmiyor. Herkes okuyabiliyor ama yazamıyor. Yazmanın kaidesi biraz farklı ve biraz daha zor. Örneğin, Arapça ve Farsça kelimeler kendi kaidelerine göre yazılıyor. Bu kaideleri bilmediğinizde de yazamıyorsunuz. Yani Osmanlıca yazmak için de ayrı bir eğitim gerekiyor. Bir metni okuduğumuzda, içindeki yoğun Arapça ve Farsça kelimeler nedeniyle cümleyi anlamak için günümüz Türkçesine de çevirmek gerekiyor mu? Evet. Bugün Osmanlıcayı çok iyi bilenler bile kelimelerin bazılarını anlamak için sözlük kullanıyor. Hoş, bugün de bilmediğimiz kelimelerin anlamını öğrenmek için sözlüğe başvurmuyor muyuz? Nutuk´un Osmanlıcasını okuyan anlayabilir mi? Kısmen diyebiliriz. Elinden sözlüğü düşürmediğinde anlaması mümkün. Osmanlıca metinlerde yanlış okumalardan söz edilir. Neden yanlış okumayla sık karşılaşılır? Okuyan kişi Arapça ve Farsça ya da yer adını bilmiyorsa sıklıkla yanlış okuma yapılıyor. Osmanlıca bilenler Kur´an-ı Kerim´i anlayarak okuyabiliyor mu? Ne yazık ki hayır. Bazı kısımlarını tahmin etmeleri mümkün ama Kur´an-ı Kerim´i anlamak için Klasik Arapça bilmek gerekiyor. Kur´an-ı Kerim´in anlamını bilmeden okuyabilenler Osmanlıca okuyabiliyor mu? Kur´an-ı Kerim okuyabilenler Arapça kelimelere aşina oldukları için Osmanlıcayı sadece çok kolay öğreniyor. Öyleyse yeni bir dil mi öğreniliyor? Öncelikle şunun altını çizmek gerekiyor: Osmanlıca yabancı bir dil değil. Kısmen zor olsa da hakkıyla Osmanlıca bilmek için biraz emek gerekiyor. Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz. O nedenle Osmanlıca bilmek gerekli. Ancak tartışma da tam burada başlıyor. Kimi kesimler Harf İnkılabıyla birlikte tarihle bağın koptuğunu savunurken kimi kesimler de ilgisi olanların dışında araştırmacıların, üniversitelerin tarih, edebiyat gibi ilgili bölümlerinde okuyanların iyi bilmesini yeterli görüyor. Çünkü her dilde olduğu gibi kullanılmadığında Osmanlıca da hızla unutuluyor. Okumakta zorlanılıyor. Gerçek anlamda öğrenmek kaç yılımızı alır? Belgeleri hızlı ve anlaşılır okuyabilmek için her gün en az bir vesika ya da birkaç saat Osmanlıca metin çalışmak gerekiyor. En az iki sene üzerine yoğunlaşmak, arşivde zaman geçirmek ve belge okumak şart.

Editör: TE Bilisim