Ankara'da havaların soğumasıyla birlikte soğuk algınlığı oranları da hızla artmaya başladı. Doktora muayene olup antibiyotiklerle tedavi olmak istemeyenlerin ise durağı yine aktarlar oldu. Aktar Burhan Korkmaz kış mevsiminde hangi bitkilerle soğuk algınlığından korunacağına dair gazetemiz Güçlü Anadolu’ya açıklamalarda bulundu. BİTKİ ÇAYLARINA RAĞBET ARTTI Hava sıcaklığında ani düşüş ile birlikte yurdun bir kısmında kar yağışları da başladı. Bütün bunlar ise artık kış mevsiminin geldiğinin işaretlerini vermekte. Hava sıcaklıklarının düşmesi, toplu taşıma araçlarını kullanan kişi sayısının artması, kişilerin toplu alanlarda daha çok bulunmaya başlaması, okulların açılması gibi nedenlerden dolayı soğuk algınlığına yakalanan insan sayısı da artıyor. Özellikle çocuklar, ileri yaştaki bireyler, hamileler bu tip hızlı değişimlerden daha kolay etkileniyorlar ve atlatması onlar için daha zor olabiliyor. Doktora muayene olup, doktorun yazdığı ilaçları içmek istemeyenler ya da antibiyotiklere vücudun bağışıklık kazandığından dolayı bir faydası olmadığını düşünenler de alternatif tıbba yönelme olduğu gözleniyor. Hamile kadınların ilaç kullanmaları tehlikeli olduğundan ve mecbur kalmadıkça kullanamadıklarından dolayı alternatif tıp onlar için de çare olabiliyor. Aktar Burhan Korkmaz ise konuyla ilgili, "Yaz mevsiminde dükkanımızı çok kalabalık görmüyorken kış geldiğinde çok yoğun geçiyor. Gelen müşterilerimizin çoğu da soğuk algınlığı için bitki çayları almaya geliyorlar." dedi. BİTKİ ÇAYLARI REVAÇTA Korkmaz, “Soğukların artmasıyla vücudun direnci hızla düşmeye başlıyor ve vücut kendisini ayakta tutacak şeyleri arıyor. Kişi dengeli beslense dahi vücut buna bile yenik düşebiliyor. Bu dengeyi tutturmanın en iyi yolu da vücuda takviye olacak gıdaları almaktan geçiyor. Kişi gidip eczanelerde ne olduğunu bilmediği vitamin ilaçlarına para vereceğine direkt vitamini vücuduna alsa vücudun hem direnci artar hem de kimyasal ürünlerle beslenmemiş olur. Biz de aktarımıza gelen müşterilerimize bunu anlatmaya çalışıyoruz. Vitamini vücuda direkt alın, kimyasal ürünlerle bu açığı kapatmaya çalışmayın diye. Tabi şuan soğuk algınlıkları çok fazla. Bunun için ise önerebileceğimiz en iyi şey bitki çayları olacaktır.” ifadelerini kullanarak bitki çaylarına dikkat çekti. “KIŞIN IHLAMUR VE ADAÇAYI TÜKETİN” Kışın en faydalı içeceği bitki çayları olacaktır diyen Korkmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bitki çayı deyince şüphesiz ki aklımıza hemen ıhlamur ve adaçayı gelir. Çünkü faydaları saymakla bitmez. Ihlamurdan başlayacak olursak, kanı temizler ve kan dolaşımını düzenler. İdrar arttırıcı özelliği vardır. Kansızlığa iyi gelir, bununla birlikte kalp çarpıntısı olanlarda da kalbin ritmini düzene koyar. Psikolojik olarak yatıştırıcı etkisi vardır. Öksürüğe, astıma, bronşite iyi gelir. Mide salgısını arttırdığı için mide ülseri için faydalıdır. Baş ağrısı ve baş dönmelerine iyi gelir. Yani gribal enfeksiyonlarda etkilidir. Bununla birlikte gözün temizlenmesinde kullanılabilir. Göze ıhlamur ile göz banyosu yaparak gözdeki kızarıklıkları alabiliriz.” Korkmaz adaçayının faydaları ile ilgili de şunları aktardı: “Adaçayının faydaları ise, tüm bedeni güçlendirir. Kramp, depresyon ve el titremeleri için faydalıdır. Astım sıkıntılarını giderir. Gece terlemelerini keser. Kan temizleyici etkisi vardır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Grip ve soğuk algınlığında kullanılır. Antiseptiktir ve ateşi düşürür. Bademcik iltihabı, boğaz hastalıklarında önerilir. Adet düzensizliklerini ve sancılarını iyileştirir. Kas ağrılarında kullanılır. Ihlamur ile beraber öksürük kesmek, nane ve kekik ile mideyi düzenlemek için verilir.” “EVİNİZDEN IHLAMUR VE ADAÇAYINI EKSİK ETMEYİN” Korkmaz bitki çayları ile ilgili sözlerine şu şekilde devam etti: “Gördüğünüz gibi faydaları saymakla bitmeyen bitkiler arasındalar. Birçok faydası varken en çok bilinen faydası ise soğuk algınlığına iyi gelmesidir. Gün içerisinde 2-3 defa bu bitkiler kaynatılıp bekletildikten sonra içine şeker atılmadan ilaç niyetine içilebilir. Buradan okurlarınıza diyorum ki özellikle kışları evinizden ne ıhlamuru ne de adaçayını sakın eksik etmeyin. Bununla birlikte bu iki bitkiyi karıştırarak, içerisine taze ya da kuru zencefil kökü parçaları, hatmi kökü ve ayva yaprağı ile birlikte gerçek baldan da ekleyerek içebilirsiniz. Kişi kendisinin damak zevkine göre dilediği gibi harmanlayabilir. Hatta bunlara ek olarak tarçın kabuğu da eklenebilir. Hem güzel koku verir hem de tarçının da birçok faydası vardır. Burada önemli olan vücudumuza giren mikropların vücut içerisinde gelişmesini önlemek ve vücudumuzu soğuk algınlığına karşı korumaktır.” BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ Bağışıklık sistemine hangi bitkilerin iyi geleceği ile ilgili de açıklamalar yapan Korkmaz şu ifadeleri kullandı: “Soğuk algınlığını vücuda almış olmak demek aynı zamanda bağışlık sistemimizin de zayıflayacağı anlamına gelir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için ise yine bitkisel ürünleri kullanabiliriz. Bunun için ise önerebileceğim en iyi karışım zencefil ile limonu karıştırmak olacaktır. Zencefil ve limonun bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi birçok bilim insanı tarafından da dillendirilmiştir. Zencefil de faydaları saymakla bitmeyecek bir bitkidir. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği kadar, öksürüğe de çok iyi gelmektedir. Gerçek balla karıştırılıp yendiğin de öksürüğü önleyici etkisi büyüktür. Kişi bunu yaptığında hem öksürükten kurtulur, hem de bağışıklık sistemini güçlendirerek metabolizmasını canlı tutar.” EKİNEZYA ÇAYI Bu kadar bitkiyi saymışken ekinezya çayını da unutmamak gerekir diyen Korkmaz, ekinezya çayı ile ilgili şunları aktardı: “Ekinezya çayından bahsetmeden önce şuna da vurgu yapmak gerekir. Bizim toplumumuzda şöyle bir algı var. Hastalık vücuda girdikten sonra çay tüketmeye başlıyorlar.  Halbuki bu çok yanlış. Bütün kış boyunca düzenli olarak bu çayları tüketseler mikropların vücuda girmesi hem daha zor olacaktır, girse bile vücudun mikroplara karşı direnmesi kolaylaşacaktır. Örneğin ekinezya çayını günde 2 fincan içsek soğuk algınlığına karşı yerinde ve bilinçli bir önlem de almış oluruz. Çünkü ekinezya çiçeği bağışıklık sistemini güçlendiren bir bitkidir. Türkiye’de çalışanların çoğu ofis ortamlarında çalışan insanlar olduklarından solunum yolu enfeksiyonlarıyla daha sık karşılaşabilmektedirler. Kişinin direnci düşünce işine olan dikkati de düşmektedir. İşte bu gibi durumlarla karşılaşmamak ve hastalığı vücuda almamak için benim önerim günde 2 fincan ekinezya çayı olacaktır.” (Türkan ÇATAL)

Editör: TE Bilisim