Şiddetsiz Toplum Derneği,  İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya yazdığı mektup ile,  İsrail güvenlik güçlerinin Filistinlilere uyguladığı şiddete son vermesi, tüm sorunlarda, tepki gösteren  Filistinlilerin temsilcileri ile İsrail polisi veya askerinin değil, siyasetçi ve yetkili kamu görevlilerinin yüz yüze görüşmeler yapması, Orta Doğu’dan dünyaya, savaş ve şiddet ateşleri değil, barış, dostluk ve sevgi meşaleleri yayılması, bu bölgenin dünyanın barış merkezi olması çağrısında bulundu. İsrail’in Ankara Büyükelçiliğine gönderilen mektupta, ağzında zeytin dalı bulunan güvercin, zeytin dalı ve defne yaprağı da yer aldı. Düzenlenen basın toplantısına Şiddetsiz Toplum Derneği üyeleri ve Dernek Başkanı Rıza Sümer katıldı. Sümer, bundan sonra kimsenin şiddet görmemesi ve ölmemesi için, Derneğin temel görüşlerine uygun olarak mektupta barışçıl ifadelere yer verdiklerini, geçmişin suçlularına gönderme yapmadıklarını, mektubun, dünyadaki tüm ülkelere bir sesleniş olduğunu belirtti. Mektubun içeriği şöyle; İNSANLAR SAVAŞMAK İÇİN DEĞİL “Öncelikle Türkiye’den Size, çalışma arkadaşlarınıza ve İsrail halkına en iyi dileklerimizi sunarız. Mektubumuzda, ağzında zeytin dalı bulunan beyaz güvercin, ayrı bir zeytin dalı ve Defne yaprağı var. Bunlar, şiddet, savaş, adaletsizlik, ayırımcılık gibi insanlığa yakışmayan kelimelerden çok uzak anlamlar taşıyor. Bunlar, sevgi, dostluk, birlikte yaşamak ve paylaşmak önerisi, umudu var.. Tüm insanlar, kardeştirler, dosttular. İnsanın yaratılışı, kavga, şiddet ve savaşmak için değildir.  Birlikte ve barış içinde yaşamak için dünyaya geliyoruz. Dünya,  insanların ve hayvanların birlikte yaşayabileceği ve paylaşabileceği doğal kaynaklarla dolu. Dünya hepimize yeter. Bu nedenle, insanların, insana, hayvana ve çevreye uyguladığı şiddet hiç yakışmıyor. Biz “Türkiye ve Dünya Evimiz, üstünde yaşayanlar ailemiz, farklılıklar doğal zenginliğimizdir” diyoruz. Bu görüş İsrail, Filistin ve dünya halklarını kucaklayan bir görüştür. Topraklarınızda ve komşularınızda yaşayan insanlar, milyonlarca, binlerce yıla dayalı geçmişten, kültürden geliyorlar. Bugünkü insanların ataları, bildiğimiz, bilemediğimiz nice acıları, korkuları ve şiddeti yaşadılar. Kimi birlikte, kimi de tek başlarına. İsrailliler de, diğer ülkelerdeki insanlar da çok zorlu yılları geride bıraktılar. Bu zorlukların sürmesi, kimsenin yararına değildir. BARIŞI SAĞLAMAK FIRSATI Sizlere, komşularınıza ve hatta hepimize düşen bir görev var. Bu belki de, adınızın ve katkıda bulunacak insanların, dünya tarihine,  Orta Doğu’da barışı sağlayan, şiddete ve kan dökülmesine son veren güzel yürekli insanlar olarak geçmesi için bir fırsattır. Böyle fırsatların kaçmaması gerekir. Tarihe, barış ve dostluk yanlısı olarak geçmek fırsatı şu anda en başta sizdedir. İsrail güvenlik güçleri ile Filistin yurttaşları arasındaki şiddet, savunma ve tepki görüntüleri, Türkiye ve dünya televizyonları, gazeteleri ve sosyal medyasından her yere ulaşıyor. Olaylardan, haber ve yazılardan sizin ve halkınızın da üzüldüğüne inanıyoruz. İnsanların birbirlerine yakınlaşması, yüzyüze ve gözgöze bakarak konuşması, tartışması hepimizin ana hedefi olmalıdır. Bizim Size de önerimiz, masalarda veya alanlarda yüzyüze, sabırla iletişim kurmanızdır. Biz dünyaya boşa gelmedik. Biz sadece bir Derneğiz diye ülkemizdeki veya dünyadaki şiddet örneklerini sadece izleyemeyiz. Bizim de gücümüze ve anlayışımıza göre yapmamız gerekenler var. Bu mektup, yapmamız gerekenlerden sadece biridir. İSRAİL VE FİLİSTİN AİLELERİ Orta Doğu’da, İsrail ve Filistin topraklarında artık, silahlı veya silahsız çatışma, savaş, şiddet, ölüm olmamalı. Bunlar, geçmişten bugüne intikam, kin, nefret, güvensizlik, yabancılaşma ve acılar taşıdı. Bu duyguları yumuşatmak kolay değildir. Ancak, bu kötü duyguların yumuşatılması da olanaksız değildir. Bugün bu şiddet çeşitleri biterse, yan yana veya birlikte yaşama isteği ve sevinci, barış, paylaşma, sevgi ve dostluk çoğalır. Gün gelir, İsrail ve Filistinli aileler, birbirlerini evlerinde ziyaret ederek bayramlarını, doğum günlerini, mutluluklarını ve doğal acılarını paylaşırlar. Bu hedefe, Orta Doğu’daki tüm halklar dahil edilebilir. Silahsız ve şiddetsiz tüm eylem ve hareketleri, konuşarak çözmeye katkıda bulunmanızı öneriyoruz. Orta Doğu’daki çatışmaların, işgallerin, öldürmelerin ve öldürülmelerin son bulması için çalışmanızı öneriyoruz. Çünkü, bu topraklardaki çatışmalar sonsuza kadar süremez, sürmemeli. Halklar, asırlarca sürecek bu çatışmaları, düşmanlıkları taşıyamaz. DAHA DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARIN KANI Bu çatışmalar ve şiddet çeşitleri bugün bitmezse, uzun yıllar sonrasına taşınırsa, demek ki bugün daha doğmamış çocuklar, dünyaya ölmek ve öldürmek için gelecekler. Yani, bugünden, doğmamış çocukların kanlarını, ölümlerini görebiliriz. Bugünün çocukları da, çatışma ortamında, korku ile büyümemeli, anneler, eşlerini veya çocuklarını kaybetmenin acısını yaşamamalı. Bugünün gençleri, çatışma ve düşmanlık ortamında yaşlanmamalı, bugünün yaşlıları da, acı içinde ömürlerini tamamlayarak, gözleri arkada kalmış halde ölmemeli. Bugün yapılması gereken, geçmişin çatışmalarına son vermek, geçmişten gelen ve bugün de yaşanmakta olan acıları hafifletmeye çalışmak, halkların ve devletlerin birbirleriyle şiddetten uzak ve dostça yaşamaları için büyük ve sabırlı çabalar göstermektir. Komşularınızdan size, sizden de komşularınıza silahlı saldırı, bombalama gibi insan soyuna hiç yakışmayan eylemler olmamalıdır. Toprak, sınır, insan ilişkileri, ticaret ve ülkeleri ilgilendiren her sorun silahla değil görüşmelerle, can yakmadan, kan dökmeden, doğaya, çevreye ve hayvanlara da zarar vermeden çözülmelidir Çözüm zorlaşıyorsa, konu Birleşmiş Milletlere taşınmalıdır. Savaşa başvurulmamalıdır. Hiçbir insan, hiçbir çocuk ölmemelidir. Filistin veya İsrail topraklarında sokakta ve evlerde gözyaşı dökülmemelidir. Bugün atılacak ve sizin atmanızı beklediğimiz tohumlar, çok yakın bir gelecekte, İsrail, Filistin ve diğer ülkelerin halklarını mutlu ve barış içinde yaşatacaktır. Size, çalışma arkadaşlarınıza ve İsrail halkına, Türkiye’den sevgi ve  dostluk  duyguları göndererek, şiddetin sonlanması, çatışma görüntülerinin bir daha yaşanmaması  yolunda umutla sesleniyoruz. ORTA DOĞU, DÜNYANIN BARIŞ MERKEZİ OLMALI Binlerce yıl önce, dünyanın en uygar bölgelerinden biri olan  Orta Doğu’da, bugün neden şiddet, kan, ölüm, gericilik, sömürü, insan haklarını ve demokrasiyi çiğneyen anlayışlar, ülkeleri güven ve huzur içinde yaşanamaz hale getirmiştir? Bunu Orta Doğu halkları, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, savaş için değil barış için kurulmuş uluslararası örgütler düşünmelidir. Düşünmek yetmez, Orta Doğu, dünyanın barış merkezi olmalıdır. Bunları kim sağlayacak? Sizler, oradakiler ve tüm dünya.Orta Doğu’dan dünyaya,  şiddet ve ölüm yayılmamalıdır. Savaşlar, bombalar, tuzaklar, ölümler, sakatlanmalar, gözyaşları, intikam duyguları, düşmanlık ateşleri, alevleri son bulmalıdır. Barış, dostluk, kardeşlik ve sevgi meşaleleri yanmalı, bu meşaleler sadece Orta Doğu’yu değil, tüm dünyayı aydınlatmalıdır. BARIŞ KAHRAMANLARI BEKLENİYOR Bugün, sadece Orta Doğu değil, tüm dünya, ölüm ateşlerini ortadan kaldıracak, susturacak, sonsuza kadar sürecek barışı sağlayacak kahramanlar beklemektedir. Bu, İsrail Devleti başta olmak üzere, komşularınıza ve dünya için tarihsel bir fırsattır. İnsan, hayvan ve çevre hakları adına, bu fırsatı kullanmak konusunda, hızla  harekete geçmenizi öneriyoruz. Lütfen, bu fırsatı kaçırmayınız. Sizler ve dünya bugün bu fırsatı kaçırır, savaşları ve ölümler sürdürülürse, gelecek kuşaklar arasından, barışı sağlayacak ve şiddetsiz yaşamayı başaracak kahramanlar mutlaka çıkacaktı. Haydi Sayın Başbakan, haydi İsrail, haydi Orta Doğu ülkeleri, haydi Birleşmiş Milletler, haydi Avrupa Birliği… Önerilerimizi önemseyeceğiniz, gerçekleşmesi için çaba göstereceğiniz, şiddet görüntülerini sonlandıracağınız umudu ile en iyi dileklerimizi sunarız.”(Kadir GÜRHAN)    

Editör: TE Bilisim